Hz. Peygamber (sav)’in, günah dumanlarıyla boğulmuş gönüllere semâvî bir pencere açıp da, taze nefesler sunan: “Şefaatim ümmetimden büyük günah işlemiş olanlar içindir” beyânındaki inceliği kavramak lâzımdı...
Hz. Peygamber (sav)’in, günah dumanlarıyla boğulmuş gönüllere semâvî bir pencere açıp da, taze nefesler sunan: “Şefaatim ümmetimden büyük günah işlemiş olanlar içindir” beyânındaki inceliği kavramak lâzımdı. Allah Rasûlü (sav)’in günahkârlara karşı bu tavır ve ifadesini, Hz. Mevlânâ ne güzel îzâh eder:
“İlaç, iyileştirmek için, hasta ve yaralı kimseler arar. Nerede bir dert varsa, devâ oraya gider. Nerede alçak ve çukur yer varsa, su oraya akar.”
“Sana merhamet suyu gerekliyse, sen de böyle yap!”
Ancak, ilâç ve merhemin tesiri için, öncelikle yaranın mikroplardan arındırılması îcab eder. Bu da, hasta gönüllerin günah mikrobundan temizlenmesi, yâni tevbe suyuyla yıkanması demektir. İlaç, yâni şefaat, bundan sonra gerçekleşir. Rabbimiz, bizleri “Rahmetim gazabımı geçmiştir” sırrı çerçevesinde hareket ile dâimâ af yolunu tutarak, hidâyet rehberi olan sâlihler zümresine ilhâk eylesin! Âmîn…