Fener Rum Kilisesi Başpapazı Bartholomeos, ABD’ye gerçekleştirdiği ziyarette, Trump’tan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını talep ederek, ülkemizi de karalamaktan geri durmamıştı. Bartholomeos’un bu çirkin dili için konuşan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, “Ekümenik demek, dünyadaki bütün Ortodoksların, yani bütün Ortodoks Hristiyanların halifesi olmak anlamına gelir. Bu bir siyonist projedir, bir Amerikan projesidir. Neden? Çünkü bu patrik denilen makam da aslında yoktur” diye konuştu.
Sebahattin Ayan İstanbul
Fatih Kaymakamlığına bağlı Fener Rum Kilisesinin başpiskoposu Bartholomeos, tahammül sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Her yıl ABD’ye giderek ekümenik ütopyasına taban arayan ve Roma’daki Katolik liderliğin ABD’nin eline geçmesiyle haçlı ruhunu diriltme rüyaları görmeye başlayan Fener Rum kilisesi Başpapazı Bartholomeos, ABD’ye gerçekleştirdiği ziyarette Trump’tan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını talep ederek ülkemizi de karalamaktan geri durmadı. Lobi faaliyetlerine hız veren Bartholomeos görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada “Bizi ilgilendiren konuları, Ekümenik Patrikhane’yi, Türkiye’de kalan az sayıdaki Hristiyan’ı, onların karşılaştığı zorlukları, güçlükleri, zulümleri; ama aynı zamanda tüm bunlara rağmen hayatta kaldığımızı ve görevimizi yerine getirmeye devam ettiğimizi konuştuk” dedi.
İSRAİL’İN KATLİAMLARINA KÖR
Yetkisi olmadığı hâlde Ukrayna savaşının ardından Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni Moskova Patrikhanesi’nden ayırarak kendini bütün Ortodoksların lideri gibi lanse eden Bartholomeos, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Müslümanları katleden İsrail hakkında tek bir cümle dahi kurmadı. Fatih Kaymakamlığına bağlı Fener Rum Kilisesi’nin 1971 yılında kendi isteğiyle kapattığı, ancak bugünlerde yeniden açılmasını talep ettiği Heybeliada Ruhban Okulu ise tam bir ihanet yuvası. Bahse konu ruhban okulu, geçmişte yalnızca din adamı değil, aynı zamanda Türk ve Türkiye düşmanı politikaların öncülüğünü yapan isimlerin yetiştiği bir merkez olarak öne çıkmıştı.
DÜŞMAN YETİŞTİRME OKULU
1821’de Mora’da isyan bayrağını açarak Osmanlı’ya karşı Rum çetelerini harekete geçiren Balyabadra (Patras) Piskoposu Germanos, 1960-1974 yılları arasında Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten ve Enosis hareketinin öncüsü olan Başpiskopos Makarios, son olarak da 2023 yılından bu yana Güney Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başpiskoposluğu görevini sürdüren ve “Kıbrıs’tan Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için tüm Helenizm olarak mücadele etmeliyiz” ifadeleriyle gündeme gelen Yeorgios, Heybeliada Ruhban Okulu’nun mezunları arasında yer alıyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Paşa ise, bakın neler söylüyor:
Vatikanvari devlet peşinde
“Ekümenik demek, dünyadaki bütün Ortodoksların, yani bütün Ortodoks Hristiyanların halifesi olmak anlamına gelir. Halbuki böyle bir durum yoktur. Neden? Çünkü Rusya, Rus Kilisesi ve Rus Patrikhanesi bunu kabul etmemektedir. Zaten Ortodoksluk anlayışında da bütün kiliseler eşittir, yalnızca ‘eşitler arasında birinci’ vardır. Yani ekümeniklik diye bir kavram söz konusu değildir. Fakat bu ekümeniklik iddiası, aslında Vatikanvari bir devlet yapısı kurma amacıyla dile getirilmektedir. Bu bir siyonist ve ABD projesidir. İsrail’i bir kez olsun protesto etmediler. Kudüs Ortodoks Patriği Türkiye’yi ziyaret ettiğinde bile karşılamadılar. Buna rağmen kendilerini tüm Ortodoksların lideri ilan etmeleri hem Orta Doğu’daki Hristiyanlarla hem Rusya ile ilişkilerimizi zedeliyor. Lozan’a göre Fener Rum Kilisesi’nin görev alanı sadece İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Ortodoks Hristiyanlara dini hizmet vermekle sınırlıdır. Buna rağmen Patrikhane’nin Ermenistan Cumhurbaşkanıyla görüşmeler yapması, Bizans bayrağını ‘patrikhane bayrağı’ diye kullanması ve Papa’yı İznik’e davet ederek ‘1700. yıl konsülü’ adı altında Haçlı ruhunu canlandırmaya çalışması kabul edilemez.
BU ADAM KENDİNİ NE SANIYOR
Bu, kendini devlet başkanı statüsünde görmek demektir. Heybeliada Ruhban Okulu bugüne kadar başta Makarios olmak üzere birçok Türk düşmanını yetiştirmiştir. Din adamı yetiştirmekten çok Türk düşmanı yetiştiren bir merkez olmuştur. 1971’de ise Türkiye kapatmadı, Patrikhane kendisi kapattı. Çünkü devlet denetimine girmeyi reddettiler Türkiye’deki Ortodoks nüfusu çok az. Eğer ihtiyaç varsa, gitsinler Yunanistan’da açsınlar. Türkiye’deki Ortodoksların devletten hiçbir şikâyeti yok. Karaköy’deki Türk Ortodoks Patrikhanesi her Pazar Cumhurbaşkanı ve Türk ordusu için dua ediyor. Devlet içinde devlet olmaya kimse müsaade etmemelidir. İnternet sitelerinde Türkçe seçeneği bile yoktur. Bu yapı Türkiye’ye hiçbir fayda sağlamamış, aksine sürekli olarak Türkiye’yi suçlayan, baskı uygulanmasını isteyen bir anlayışla hareket etmiştir.”