• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

Yeniakit Publisher
2020-03-06 14:29:35 -
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

"15 Temmuz'da FETÖ'cü darbecilere karşı ülkemizi nasıl savunduysak, koruduysak, Suriye'de de aynı şey sebeple bulunuyoruz" - "(İdlib) Olay, Rusya ile Türkiye arasındaki olay değil. Bizim burada karşımızda Rusya yok, burada bizim karşımızda rejim var" - "Aslında İdlib olayı ile Avrupa Birliği'nin ilgisi yok ama onlar tabi bundan vazife çıkarma noktasında. Ama yük paylaşımında yoklar" - "Bu ateşkes adımı, bu atılan imzalar sahiplenildiği takdirde bu çok daha temelli bir yere inşallah oturmuş olur" - "Yunanistan'la bu süreçte tartışacak zamanımız yok, o iş bitti. Mülteciler gidebildiği kadar gidecek, zorla ülkemizden de çıkarmıyoruz"

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz'da FETÖ'cü darbecilere karşı ülkemizi nasıl savunduysak, koruduysak, Suriye'de de aynı şey sebeple bulunuyoruz." dedi.

Erdoğan, Rusya'daki temaslarının ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

"Açık kapı politikasının gözden geçirilip geçirilmeyeceği" yönündeki soru üzerine Erdoğan, "Her şeyden önce bizim Yunanistan tarafı ile bu süreçte 'Açık kapı artık kapalı mı?' bunu tartışacak zamanımız yok, o iş bitti. Biz kapıları açtık şu anda. Mülteciler gidebildiği kadar gidecek, biz bunları zorla ülkemizden de çıkarmıyoruz. Kendi arzularıyla, kendi istekleriyle bu insanlar çıkıyorlar." ifadesini kullandı.

Yunanistan'ın sığınmacılara zulmettiğini belirten Erdoğan, "Takip ettiğim kadarıyla, en son 5 vaka vardı öldürdükleri. Tüm bunların yanında tabii şişleyerek batırdıkları botlar da çok gaddar yaklaşımlarıdır." diye konuştu.

Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden inceleme için gelen heyetleri farklı yerlerde gezdirip diğer taraftan bu uygulamalarını sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

"Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov bize 'Sofya'da bir toplantı yapalım.' dedi. Buna Yunanistan Başbakanı Miçotakis'i de davet etmek istedi. O gün iki tane ölüm vakası vardı. Bu olaydan sonra ben de kendisine dedim ki 'Miçotakis'in olduğu yere gelmem ve onunla aynı fotoğraf karesinin içerisine de girmem'. O gece çok konuştuk, çok ikna etmeye çalıştılar ve sonra iptal edildi.

Zira bu işler bu kadar ucuz değil. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmadığını, bu siyasetçilerin bilmesi lazım. Dolayısıyla bunlar olmamış olsa belki bu süreç çok daha farklı akacaktı. Aslında İdlib olayı ile Avrupa Birliği'nin ilgisi yok ama onlar tabii bundan vazife çıkarma noktasında. Nasıl ki Libya ile ilgili Merkel, Berlin zirvesi olayını gündeme getirdi aynı şekilde Macron buralardan bir şeyler çıkarmaya gayret ediyor. Buna benzer şekilde Avrupa ülkelerinin çoğu durumdan vazife çıkarmakta mahirler. Ama yük paylaşımına gelince yük paylaşımında yoklar. Dolayısıyla da bu süreç içerisinde temenni ederiz ki hele hele bugünkü karardan sonra, onlarda çok daha farklı bir süreç başlar ve ona göre yeni adımlar atarız."

- "Ne yasalarımız ne örfümüz ne adetimiz müsaade eder"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Askerimizin Suriye'de ne işi var?" şeklindeki sözlerinin anımsatılarak, "Sizce CHP'yi ne motive ediyor, ne azmettiriyor?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"CHP'deki ruh halini benim anlatmam doğru olur mu? Bunlar adeta Deli Dumrul misali felaket yaşıyorlar. Ve şu an itibarıyla, bu sabah gerek avukatım olsun gerek yargı olsun bu şahıs ile ilgili bu davaları açtılar. Yani dokunulmazlığının kaldırılmasına varıncaya kadar bu süreci takip edecekler. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyım. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na kalkıp da bu tür edepten, ahlaktan yoksun, böyle akla, hayale gelmeyecek hakaretleri yapmaya ne yasalarımız ne örfümüz ne adetimiz müsaade eder. " diye konuştu.

- "Yargıda konuyla ilgili gereğini yapacağız ve yapıyoruz"

TBMM'de geçen gün bugüne kadar yaşanmayan bir tablonun yaşandığına işaret eden Erdoğan, parlamentonun böyle bir tabloyu yaşamasını hiç istemediklerini söyledi.

Bu tabloyu yaşayan ve yaşatanlara önce o partinin başındaki kişinin gereken bedeli ödetmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Onu da geçiyorum, dikkat edin bu şahıs her yönüyle her an her yerde maalesef birçok sakatlıklar yapıyor. Arifiye olayının perde arkasında da var. Kendisini şöhret yapabilmek veya bir karşılık bulabilmek için sırtına bir tişört giyiniyor. Yanına aldığı şöyle bir 50, 100 kişiyle gidip devasa bir yatırımı karalamanın, lekelemenin neticesini toparlamak istiyor. Tabii bu CHP'nin sorunudur ve milletimiz de bunlara vakti saati geldiğinde gereğini yapacaktır. Biz de yargıda konuyla ilgili gereğini yapacağız ve yapıyoruz."

"Mecliste yaşanan olayı siyasetin geldiği seviye açısından nasıl değerlendirdiğinin" sorulması üzerine de Erdoğan, yaşananların çok büyük tehlike olduğunu belirtti.

Türk siyasetinin kesinlikle buralara düşmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Ama buraya düşürenlere de bedelini, eğer sorumluluk taşıyorsa, mensubu olduğu partinin lideri hesabını sormalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Olay, Rusya ile Türkiye arasındaki olay değil"

İdlib'deki saldırıyı "Bu saldırı 15 Temmuz hain darbe girişiminin bir devamı" olarak nitelendirdiği anımsatılarak, "Tam olarak ne oldu?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan, Türkiye'yi tökezletme girişimlerini püskürttükçe saldırıların şeklinin değiştiğini ifade etti.

"15 Temmuz'da FETÖ'cü darbecilere karşı ülkemizi nasıl savunduysak, koruduysak, Suriye’de de aynı şey sebeple bulunuyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi de İdlib'de farklı bir olay sahnelenmeye çalışılıyor. Olay, Rusya ile Türkiye arasındaki olay değil. Bizim burada karşımızda Rusya yok, burada bizim karşımızda rejim var. Bu rejim şu anda maalesef öyle bir süreci yaşıyor ve yaşatıyor ki maalesef bölgede bugüne kadar kendi halkına acımasızca zulmeden bir rejim. Kendi halkına bu kadar acımasızca zulmeden bu rejim önce El Bab'da, Cerablus'ta bütün bizim sınır bölgelerinden bizi hep rahatsız etti. Her zaman buralardan saldırdı ve birçok kayıplarımız oldu, yüzlerce… Uyarılarımız hep yapıldı ama bu uyarılara rağmen durmadı. Ondan sonra ne oldu? Afrin'e geldi. Afrin'de aynı durum oldu. Ve Afrin'de de gereği yapıldı. Afrin'den sonra da işin buraya gelişi, İdlib'den bize olması muhtemel bir saldırıydı ve bu da oldu. Bu saldırının illa silahlı saldırı olması şart değil. Buradan milyonu aşkın insan bizim sınırlarımıza doğru iltica ediyorsa, göç hareketi başladıysa biz buna seyirci kalamayız. 'Bunlar da gelsin.' diyemeyiz. Buradaki sıkıntının temelinde şu anda göç yatıyor."

- "Şu an itibarıyla bize Amerika'dan gelmiş herhangi bir destek söz konusu değildir"

Buradaki düzensiz göçün önünde durulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu insanların Türkiye'ye girmesi halinde ülkede 5-5,5 milyon mülteci olacağını söyledi.

Bunun altından Türkiye'nin nasıl kalkacağını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu andaki adımın temelinde, aslında yoğun göç hareketi var. Bu göç hareketini de tabii ki durdurmamız gerekiyordu ve bunu bu şekilde durdurmuş olduk. Ve şu an itibarıyla bu ateşkes adımı, bu atılan imzalar sahiplenildiği takdirde ki şöyle bir hafta içerisinde işte bunların usul esas konuları üzerindeki çalışmalar da yapılacak ve bu çok daha temelli bir yere inşallah oturmuş olur." ifadesini kullandı.

"Bahar Kalkanı Harekatı ile birlikte, Amerikan cenahında da bir hareketlenme oldu. Acaba bu gelinen noktadan sonra hem Türk-Amerikan ilişkilerinde hem de Suriye meselesi bağlamında Birleşmiş Milletler'i harekete geçirme olabilir. Mesela olumlu yönde bir ivme bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi sözde güzel şeyler var ama uygulamada ne getirir ne götürür onu şu anda bilemiyorum. İşte dün akşam, Büyükelçi ile beraber Birleşmiş Milletler Temsilcileri de bizdeydi. Onlarla da uzunca durum değerlendirmesi yaptık. Bu durum değerlendirmesinde de kendileri birçok destek vaadinde bulundular. Temennim odur ki bu destekler yerine gelir; tabii bu destekler Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde olabilecek veya atılabilecek adımlar olur. Bunun yanında bugünkü ateşkes olmayıp da süreç aynen devam etmiş olsaydı, birçok silah, mühimmat, araç gereç vesaire destekleri olabilirdi. Ama şu an itibarıyla bize Amerika'dan gelmiş herhangi bir destek söz konusu değildir. Fakat tabii önümüzde, şimdi bir de Libya meselesi var. Libya'da da yine bizim Amerika ile görüşmelerimiz var. Libya hakkında aynı şekilde Rusya ile de görüşmelerimiz var. Şimdi bugün tabii Rusya'dan Wagner konusunda olumlu bazı beyanlar aldık. Temenni ederiz ki bu hayata geçer. Eğer hayata geçerse o zaman Libya'da bizim işimiz de kolay olacak, Serrac'ın işi de kolay olacak."

"Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının deşifre edilmesine" ilişkin bir başka soruya karşılık Erdoğan, "Bu faaliyetler hakkında çok fazla şey düşünmeme gerek yok. Zaten yargı gerekli adımı attı. Gelişmeleri biz de yakından takip ediyoruz." dedi.

(Bitti)

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23