Cumhurbaşkanı Erdoğan BM’de Gazzeli mazlumların sesi olacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Eylül’de BM Genel Kurulu’na 15’inci kez hitap edecek. Konuşmasında İsrail’in Gazze’deki soykırımı, Filistin’in tanınması ve uluslararası adımlar öncelikli gündem olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık görevindeyken 2005 yılında ilk kez Birleşmiş Milletler (BM) 60. Genel Kurulu toplantılarına katıldı.
Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşmada Erdoğan, şu mesajı verdi:
“Her şeyden önce, kendini sürekli yenileyen, daha demokratik ve şeffaf bir yapıya sahip, bütün üyelerin ortak iradesini yansıtabilen, uluslararası ihtilafların çözümünde etkin rol oynayan, dünya barışının teminatı olarak kabul edilen, tüm üyeleri tarafından saygınlığı yükseltilen, daha aktif ve kararlı bir BM teşkilatı insanlığın ortak yararınadır.”
Erdoğan’ın katıldığı bir sonraki BM Genel Kurulu ise 2007’de gerçekleşen 62. oturum oldu.
Bu konuşmasında terörle mücadeleye dikkat çeken Erdoğan, “Dünyanın herhangi bir noktasında meydana gelen terör eylemi, aslında hepimizi hedef alan bir insanlık suçudur. Sınır tanımayan terörü lanetliyoruz. Terörün acı tecrübesini bizzat yaşamış bir ülkenin başbakanı olarak tüm insanlığa bu tehdide karşı dayanışma ve daha etkin işbirliği çağrımı buradan yineliyorum.” ifadelerini kullandı.
2009’da katıldığı 64. Genel Kurulda ise Erdoğan, BM’nin yapısının mutlaka reforme edilmesi gerektiğini vurguladı.
Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulabilmesi için BM’nin etkinliğinin artırılması gerektiğini dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
“Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve daha etkin bir Birleşmiş Milletler’in küresel barış ve istikrara çok daha büyük katkılar sağlayacağına inanıyoruz. BM; iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması gibi konularda daha etkin hale gelmelidir. Bu hedefe yönelik reform çabalarını destekliyoruz. Ancak Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadıkça, BM sisteminde yapılacak düzenlemeler eksik kalacaktır.”
2011’deki 66. Genel Kurul konuşmasında ise Erdoğan, bölgesel gelişmelere odaklandı; Suriye, Libya, Somali ve Filistin konularına değindi. Ayrıca Azerbaycan topraklarının yıllardır süren işgalinin artık son bulması gerektiğini belirterek, “Karabağ meselesinin bu şekilde çözümsüz bırakılması asla kabul edilemez. Uluslararası sorunlar kangren haline gelmeden çözülmelidir; bu hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur.” dedi.
“Dünya beşten büyüktür” çıkışı
Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014’te 69. Genel Kurula hitap eden Erdoğan, BM’de reform ihtiyacını “Dünya beşten büyüktür” sözleriyle dile getirdi.
“Daha fazla vakit kaybetmeden, daha fazla masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan BM sorunlara müdahil olmalıdır.
Altını çizerek ifade ediyorum: Dünya beşten büyüktür.
Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi 5 ülkenin, BM’yi dünya gerçekleriyle bağdaşmayacak biçimde etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir.
Alınan kararların tamamı, tek bir ülkenin iki dudağı arasına sıkışmaktadır. Eğer ‘hayır’ derse süreç kilitleniyor, ‘evet’ derse işlemeye başlıyor.
Filistin’de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken BM beklenen çözümü üretememiştir. Suriye’de 4 yılda 200 binden fazla insan hayatını kaybederken, milyonlarca kişi yerinden edilirken yine etkili çözümler sunulamamıştır.” ifadelerini kullandı.
FETÖ çağrısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, iki ay sonra katıldığı 71. Genel Kurulda dost ülkelere FETÖ’ye karşı önlem alma çağrısı yaptı.
Konuşmasında şu değerlendirmelere yer verdi:
“Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla püskürtüldü.
Bu nedenle milletimle gurur duyuyorum. 29 gün boyunca gece gündüz demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum.
Tankların önüne bedenini siper ederek hain girişimi engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Bugün burada karşınızda bulunuyorsam, milletimizin bu asil ve cesur duruşu sayesindedir.
Unutmayın ki Türkiye’deki darbe girişimi aynı zamanda dünya demokrasisine yapılmış bir saldırıdır.
Milletimiz o gece darbecilere tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklara da ilham kaynağı olmuştur. Bu örgüt sadece Türkiye için değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için milli güvenlik tehdididir. Bu yapılanma, Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı kuşatma amacı taşıyan sapkın bir zihniyete sahiptir.”
2017’deki 72. Genel Kurul konuşmasında Erdoğan, Suriye ve terörle mücadeleye vurgu yaptı. Türkiye’nin, Suriye ve Irak’taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi örgütlerle yoğun bir mücadele yürüttüğünü belirtti. Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtı’nın DEAŞ’a karşı elde edilen en önemli başarı olduğunu dile getirdi.
2018’deki 73. Genel Kurulda ise Erdoğan, BM’yi eleştirerek Filistin sorununa değindi:
“Birleşmiş Milletler, insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaşmıştır. Güvenlik Konseyi yalnızca veto hakkına sahip 5 ülkenin çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerindeki zulümlere seyirci kalan bir yapıya bürünmüştür. Bosna, Ruanda, Somali, Myanmar ve halen Filistin’de yaşanan katliamlar Konsey’in gözü önünde olmuştur. Filistinlilere yapılan zulme sessiz kalanlar, yardımları kesmeye çalışarak zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Dünya sırtını dönse de biz Türkiye olarak mazlum Filistinlilerin yanında durmaya, Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsünü korumaya devam edeceğiz.”
Göç, iklim ve yeni mesajlar
2019’da 74. Genel Kurul’da düzensiz göç sorununu “Aylan bebek” örneğiyle gündeme getiren Erdoğan, BM kürsüsünden fotoğraf göstererek “Dünya milyonlarca mazlumu çok çabuk unuttu. Unutmayın ki aynı tablo bir gün sizin de başınıza gelebilir. Aylan bebekler bir değil, binlerce, milyonlarca… Buna karşı tedbir alınmalıdır.” dedi.
Aynı konuşmada 1947’den günümüze Filistin haritasındaki değişimi göstererek İsrail’in işgalini eleştirdi:
“1947’de İsrail neredeyse yoktu. Zamanla Filistin sürekli küçüldü, İsrail büyüdü. Bugün gelinen noktada neredeyse Filistin haritadan silinmiş durumda. BM Güvenlik Konseyi’nin onlarca kararı var ama uygulanmıyor. O zaman BM ne işe yarıyor?” diye sordu.
2020’deki 75. Genel Kurul ise Kovid-19 nedeniyle çevrim içi yapıldı. Erdoğan, burada da “Dünya beşten büyüktür” tezini yineleyerek BM’nin kriz karşısında etkisiz kaldığını vurguladı.
2021’deki 76. Genel Kurulda iklim değişikliğine dikkat çekti. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan seller, kasırgalar, kuraklık ve yangınlara değinerek “Bu afetler hem ekosistemi hem de insanların can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. Çatışma bölgelerinden kaynaklı göç sorununa çözüm bulunamazken, iklim kaynaklı yüz milyonlarca göç dalgası nasıl yönetilecek, belirsizdir.” dedi.
Karadeniz Tahıl Koridoru
2022’de 77. Genel Kurulda Rusya-Ukrayna savaşına değinen Erdoğan, Karadeniz Tahıl Koridoru’nu anlatarak, “Genel Sekreter ile yürüttüğümüz yoğun gayretler sonucunda Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını sağladık. İstanbul Mutabakatı, BM’nin son yıllarda attığı en önemli adımlardan biridir.” diye konuştu.
KKTC vurgusu
2023’teki 78. Genel Kurulda ise Erdoğan, uluslararası topluma KKTC’nin tanınması çağrısı yaptı. “KKTC’nin bağımsızlığını tanıyın, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurun.” dedi. Ayrıca Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu hatırlatarak Ermenistan’a verdiği sözleri tutma çağrısında bulundu.
İsrail’e karşı çağrı
2024’te 79. Genel Kurulda Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı:
“Filistin’i tanımayan ülkeleri, bir an evvel tanımaya davet ediyorum. Hitler nasıl insanlığın ittifakıyla durdurulduysa Netanyahu ve ekibi de insanlığın birlikteliğiyle durdurulmalıdır.”
15’inci kez BM kürsüsünde
Bu yıl 23 Eylül’de başlayacak BM 80. Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı Erdoğan 15’inci kez konuşacak. Erdoğan’ın konuşmasının ana başlıklarının Gazze’de yaşanan soykırım, Filistin’in devlet olarak tanınması ve İsrail’e karşı atılacak uluslararası adımlar olması bekleniyor.
Zirve kapsamında çok sayıda ikili görüşme yapacak olan Erdoğan, 22 Eylül’de Filistin Konferansı’na, 24 Eylül’de ise BM İklim Zirvesi’ne katılacak.
New York programı boyunca Türk-Amerikan toplumu ve iş dünyasıyla da bir araya gelecek olan Cumhurbaşkanı, temaslarının ardından Washington’a geçerek 25 Eylül’de ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüşecek. Bu görüşmede askeri, ticari ve küresel meselelerin ele alınacağı belirtiliyor.