Çözüm süreci, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve genel seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ç “Çözüm sürecinden geri dönüşün maliyeti, karşıya geçmenin maliyetinden daha fazladır. Milletimiz de hükümet de süreçten geri dönüşü asla kabul etmez” dedi.
ANKARA - Anadolu Ajansı Editör Masası’na konuk olan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm süreci, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve genel seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, “Çözüm sürecinden geri dönüşün maliyeti, karşıya geçmenin maliyetinden daha fazladır. Milletimiz de hükümet de süreçten geri dönüşü asla kabul etmez” dedi.
AA Editör Masası’nda gündeme ilişkin soruları cevaplayan Kurtulmuş, çözüm sürecine ilişkin olarak, “Bundan geri dönüşün maliyeti, karşıya geçmenin maliyetinden daha fazladır. Ne elinde silah bulunanlar, ne onların siyasi zeminini hazırlayanlar, ne Hükümet, ne de başka güç, Türkiye’de bir daha geri dönüşü asla kabul etmez. Özellikle milletimiz bunu kabul etmez. Çözüm Süreci’nin başarısı, Türkiye’nin başarısı olacaktır, doğru. Ama Türkiye’nin bütün dünyaya sunduğu çok değerli bir örnek olacaktır. Barışın sağlanması için, bu bölgenin istikrarının sağlanabilmesi için fevkalade güzel bir örnek olacaktır. Bu noktadan geriye dönüş yok. Hiçbir gücün de Türkiye’yi Çözüm Süreci’nde geriye götürmeye gücü yetmeyecektir. Bir el silahta diğer elinizle halay çekemezsiniz. Halay çekebilmek için iki elinizin de boş olması, iki elinizin de barışa uzanması lazım” dedi.
“SİYASİ RANT PEŞİNDE KOŞARAK, BU İŞE GİRMEDİK”
Kurtulmuş, başından itibaren sürecin büyük bir siyasi risk olduğunu bildiklerini belirterek, “Ama biz ne riskten korkarak, ne de bu sonucu başarıyla elde edersek buradan iki üç puan oyumuz artar diyerek, siyasi rant peşinde koşarak, bu işe girmedik” dedi.
İnsani bir sorunun çözümünü, anaların, ağlamamasını, Türkiye’nin evlatlarını ve kaynaklarını kaybetmemeyi istediklerini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla bu süreç bence rayına oturmuştur. Provokasyonlar devam edecek. Ümit ederiz ki yarın sabah çözülsün. Ama sonuçta bir de Türkiye’nin realiteleri var. Maalesef seçim sürecinin yaklaşmış olması bazı adımların atılması konusunda belki süreci zorlaştırıyor ama sonuçta işin önemli bir kısmı bitmiştir. Bundan sonra da normalleşme meselesi. Seçimden sonra yerel yönetimler reformuyla, birtakım hak ve özgürlüklerin tekrar genişletilmesiyle, seçim barajının azaltılmasıyla ya da kaldırılmasıyla, siyasi katılımın ciddi bir şekilde artırılmasıyla hem siyasi hem hukuki anlamda reformlar devam edecektir.”
Türkiye’nin herhangi bir şekilde bir tehdit altında olmasa bile anayasal ve siyasal reformları tamamlamak mecburiyetinde olduğunun altını çizen Kurtulmuş, eski sistemle buraya kadar gelindiğini, bundan sonra 8 Haziran’da oluşturulacak parlamentonun yeni bir sistemi kurma iradesini temsil edeceğini söyledi.
Kurtulmuş, önümüzdeki dönemin, seçim yasası, siyasi partiler yasası, başkanlık sistemi, esaslı yeni bir anayasa, yerel yönetimler ve kamu yönetimleri reformuyla, Türkiye’nin bütün demokratikleşme adımlarını tamamlayacağı bir dönem olacağını sözlerine ekledi.
HDP’NİN BARAJI AŞMASI ZENGİNLİK OLUR
HDP’nin barajı aşıp aşamayacağına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, “HDP barajı aşar aşmaz onu bilmem, şahsen HDP’nin barajı aşmasını Türkiye demokrasisi bakımından bir zenginlik olarak görürüm. Ama sonuçta HDP barajı aşmasa da bu dünyanın sonu değildir, çözüm sürecine zarar verecek bir unsur değildir. Eski Türkiye’nin sistemi bu haliyle buraya kadar” dedi.
4 ALANDA GÜÇLENMELİYİZ
Türkiye’de sistemin ileriye gidebilmesi için 4 alanın güçlendirilmesi gerektiğini de ifade eden Kurtulmuş, “Şu anda güçlü olan millet değil, sistem... Diktatörlük isteyen birinin bu sistemi koruması lazım” dedi.
Kurtulmuş, geçmiş dönemde tek başına milletvekili olan Yalım Erez’in, hükümeti kurmakla görevlendirildiğini hatırlatarak, “Hangi demokraside bu görülür?” diye sordu.
Kurtulmuş, güçlendirilmesi gereken 4 alanı şöyle özetledi:
l Milletvekilliği güçlendirilmeli. Şu anda demokrasinin en zayıf halkası milletvekilleri.
l Meclis, etkin çalışır şekilde dizayn edilmeli. Parlamento güçlendirilmeli.
l Etkin bir yönetim için başkanlık sistemi zaruridir, şarttır. Etkin bir yürütme oluşturulmalı.
l Sağlıklı bir demokrasi için sivil toplum güçlendirilmeli.
