Casusluk yapmak delege satın almaya benzemez! Vatana ihanetin affı olmaz
Yolsuzluk zanlısı eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ve fondaş televizyoncu Merdan Yanardağ’ın da aralarında olduğu 15 kişi hakkında başlatılan “casusluk” soruşturması, “amaca giden yolda her yolu mubah gören” CHP ve avanelerinin çirkin yüzünü gözler önüne serdi.
Sebahattin Ayan İstanbul
Yolsuzluk zanlısı Ekrem İmamoğlu ile seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ve fondaş televizyoncu Merdan Yanardağ’ın da aralarında olduğu 15 kişi hakkında başlatılan “casusluk” soruşturması, amaca giden yolda her yolu mubah gören CHP ve avanelerinin çirkin yüzünü gözler önüne serdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca çökertilen casusluk ağı, İngiliz ve ABD istihbaratı lehine ajanlık yapan sözde iş adamı Hüseyin Gün’ün ile ortak hareket ederek Türkiye’deki seçim süreçlerine müdahalede bulunan ve milyonlarca seçmene ait gizli bilgileri yabancı istihbarat servislerine sızdıran CHP zihniyetinin nasıl bir milli güvenlik sorunu olduğunu bir kez daha tescilledi.
AJANIN OĞLU DEŞİFRE ETTİ
Yabancı istihbarat örgütlerinden talimat alan ve Hüseyin Gün’ün üvey oğlu Ü.D.A’nın şikâyetiyle deşifre olan İBB merkezli casusluk şebekesi, göreve gelir gelmez operasyon üssü Chatham House’a giderek poz veren ve İngiliz elçiyle rakı-balık keyfi yapan İmamoğlu’nun nasıl bir ihanet ağının içerisinde yer aldığını belgeledi. İngiliz istihbaratı MI6 ve CIA bağlantılı, terör örgütleri FETÖ ile PKK irtibatlı casusluk şebekesinin çökertilmesini Akit’e değerlendiren uzmanlar, işlenen suçun basit bir “veri sızıntısı” değil, ulusal güvenliğin tehdit eden yüzyılın casusluk faaliyeti olduğuna dikkat çekerek, “Vatana ihanetin affının olmayacağını” belirttiler.
JÖN TÜRKLERİN VARDIĞI NOKTA
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Hasan Arslan, konuya ilişkin şunları söyledi: “Biz jön Türkleriz diyen Özgür Özel yönetimdeki CHP, artık bir milli güvenlik sorunudur. Yolsuzluk, veri sızıntısı ve casusluk iddialarıyla anılan Ekrem İmamoğlu ve çevresinde şekillenen bu kirli ağ, artık sadece bir siyasi mesele değil, doğrudan milli güvenliğimizi ilgilendiren bir tehdittir. İngiliz ve ABD istihbaratlarıyla bağlantılı kişi ve yapılarla temas kuran, Türkiye’deki seçim süreçlerine müdahaleye zemin hazırlayan bu yapı, açıkça milletimizin iradesine suikast girişimidir. Veri sızıntısı, delege satın almaya benzemez. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini, seçim güvenliğini ve devlet sırlarını hedef alan bir ihanet girişimidir. CHP artık bir siyasi parti olmanın ötesinde yabancı istihbarat teşkilatlarının oyuncağı haline gelmiştir. Batılıların çıkarlarını önceleyen, milli iradeyi yok sayan bu zihniyet, Türkiye’nin geleceği için ciddi bir güvenlik riski taşımaktadır. Cumhur ittifakı olarak, milletimizin iradesine ve devletimizin itibarına yönelik her türlü iç ve dış müdahaleye karşı kararlılıkla durmaya devam edeceğiz. Hiç kimse Türkiye’nin milli güvenliğiyle oynayamaz. Vatana ihanet kapsamına giren böyle bir suçun affı olmaz.”
ASRIN CASUSLUK REZALETİ
Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Çoşkun Başbuğ ise, şunları dile getirdi: “Verilerin sızdırılması büyük bir casusluk faaliyetidir. Aslında bunu daha önce de görmüştük. İmamoğlu, seçimleri iptal edilip yenilendiğinde henüz göreve resmen başlamamışken İstanbul’un tüm verilerini yedekleyip kimlik bilgilerini almıştı. ‘Bu büyük bir tehdittir’ demiştim. Yangından mal kaçırır gibi bir telaşla yapılan bu işlemin arkasında başka bir şey olduğunu söylemiştik. Sonrasında savcılık kararıyla durdurulduğu söylense de o verilerin gitmiş olduğunu hepimiz biliyoruz. Maalesef gereği yapılmadı. Daha sonra İngiliz Büyükelçi ile yapılan gizli yemek meselesi ortaya çıktı. Orada da çok tuhaf ilişkiler vardı. O dönemde de ‘Devletin ilgili kurumları dururken neden bir büyükelçi, İmamoğlu ile böyle gizli bir görüşme yapar?’ diye sorduk. Bunun da üzerine gidilmesi gerektiğini söyledik ama yine adımlar atılmadı.
FETÖ’VARİ YAPILANMA
Şimdi ise o dönemde alınan verilerin casusluk soruşturmasında yeniden gündeme geldiğini görüyoruz. Soruşturma derinleştirilmeli. Öngörüm bu işin köküne inildiğinde çok kirli bağlantıların ortaya çıkacağı yönünde. İmamoğlu’nun FETÖ bağlantısına ilişkin iddiaları da uzun süredir dile getiriyorum. Hatta babasının o beddua olayından beri bu konuyu anlatıyorum. Fethullah Gülen’in en güçlü okullarından biri olarak bilinen İmaj adlı okul, İmamoğlu ailesi tarafından kurulmuş ve işletilmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilk el konulan okullardan biri de bu okul olmuştur. Bunlar tesadüf değildir; bu ilişkinin derinliği mutlaka araştırılmalıdır. Dolayısıyla bu basit bir casusluk olayı değildir. FETÖ meselesi de sanıldığı gibi bitmiş değildir; aksine hâlâ birçok yapıda diri bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle yüzeysel operasyon yerine çok daha kapsamlı ve derinlemesine soruşturmalar yürütülmelidir. Çok daha şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşılacağına inanıyorum.”
