• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla, CHP'yi kat'iyen iktidara getirmeyecek!'

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
'Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla, CHP'yi kat'iyen iktidara getirmeyecek!'

Hukukçu yazar Av. Ömer Faruk Uysal, 'Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla, CHP'yi kat'iyen iktidara getirmeyecek!' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Av. Ömer Faruk Uysal'ın kaleme aldığı o yazı; 

"Cumhuriyetin birinci reisinin Sevr Muahedesiyle ve çok siyasi desiselerin icbarıyla on beş senede (1923-1938) icraatının kısmı azamı tamamıyla eski partiye (CHP) yüklendiği İçin bu asil Türk Milleti İhtiyarıyla o partiyi kat'iyen iktidara getirmeyecek!

Hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için Demokrat Parti'yi, Kuran ve vatan ve İslamiyet namına muhafazaya çalışıyorum." (Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası II, 128. mektup)

Siyasete oldukça mesafeli, iktidar projesi bulunmayan, İslam bilgininin CHP'ye ısrarlı muhalefeti, tek alternatifi DP'ye bu kadar sahip çıkması, İktidardan düşmesinden bu kadar endişelenmesi, CHP zihniyet ve icraatlarının haksızlığı, mantıksızlığı, ceberrutluğu ve anakronizmi sebebiyledir.

Esasen bu uzun izahlar gerektiren bir konu da değildir. CHP Türkiye'yi İslam medeniyetinden çıkarıp, tamamen Batı medeniyetine yamama adımları atmış bir zihniyettir. Peygamberler coğrafyası Doğunun lokomotifi, filozoflar coğrafyası Batının son vagonu yapılmak istenmiştir. Türkiye muazzam tarihi misyonunu, yürüyüşünü terk etmiş, Avrupa yürüyüşünü de öğrenememiştir. Bu kadar öykünmemize, tavizlerimize, rağmen de, asla bizi kendinden saymamıştır, saymayacaktır, saymamalıdır da!

Tarih boyunca hiçbir yerde, hiçbir şekilde "Allahu Ekber'siz" ezan okunmamıştır. Türkiye'de ise bu cebren ve zulmen uygulanmıştır. DP, iktidarının ilk ayında, bu ucubeyi düzeltirken, CHP'den dahi ciddi bir itiraz yapılamamıştır. Zira ankronik, tarih dışı, sekter bir durumdu ve artık savunulamazdı.

Şapka devrimi de öyledir. Esasen şapka, devrimi olabilecek bir şey de değildir. Nasıl ki, çorap, fular, kravat, tişört, devrimi olamazsa şapkanın da devrimi olamaz. Ama yapıldı, inkilap denildi, kanunen zorunlu tutuldu. Bu uğurda şapkaya muhalefet dahi etmemiş birçok insan, hatta bir kadın da asıldı. İskilipli Atıf Hoca şapka devriminden önce yazmış olduğu risale sebebiyle asıldı. Bu nasıl bir inkılapsa, bugün hem kanunen yürürlükte, hem de anayasal bir koruma altındadır. Bu kanuna asla dokunulamaz, Peki, bugün hangi CHP'li, hangi Kemalist şapka takıyor? Bu yanlış ve trajikomik uygulama, kanun ve anayasada öylece durduğu halde, kadük olmuş, tarihe gömülmüştür. Kaynağı Avrupa'da da görülmemektedir. Çünkü tamamen gereksiz, faydasız, tatbiki imkânsız bir zorlamaydı. Burada konuyu uzatmamak için yüzlerce gereksiz uygulamaya değinmiyoruz. Dersim katliamı gibi katliamlara, bir milletin müziğini (Türk Müziği) dahi, yasaklama gibi konulara girmiyoruz bile.

CHP'nin yeni kadroları da bunlardan hiç pişmanlık duymadı, özeleştiri yapmadı, özür dilemedi. Bu zihniyet kendini güncelleyerek yeni yasaklar ihdas etmeye devam etti. Atatürk zamanında başörtusü yasağı yoktu, bu sonradan CHP zihniyeti tarafından çıkarıldı. Liderlik, kadrolar,  can-ı gönülden destekledi. İçki içmeyen, namaz kılan, hanımı tesettürlü olanların TSK da, bürokraside engelleri yoktu. Sonradan ortaya çıkan bu saçmalıkların tamamı CHP zihniyeti tezahürleriydi ve CHP tarafından destek gördü. Fakat gelinen noktada pişmanlık yoksa da, bu tarih dışılıkları  savunmanın imkanı da kalmamıştır.

Burada Prof. Dr. Baskın Oran'ın sözünü hatırlamalı; "CHP değişmez, değişirse CHP olmaz. Son zamanlarda CHP'deki vitrin değişikliği, görsel makyajlar ve türbe ziyaretleri sadece görüntüden ibarettir. Hiçbir şekilde esasa, niteliğe, yönelik değildir. CHP başkanının bazı jestleri, İl başkanları, mebus Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu ve birçokları tarafından paylaşılmamaktadır. Dahası CHP genetiği ve tabanı asla esnemiyor, yumuşamıyor ve ikinci Atatürk beklentisi ile partisine de kızıyor ve önceleri duymadığımız yeni ve oldukça militarist bir slogan haykırıyor; "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Türkiye laiktir, laik kalacak"

Başlığımızı hatırlayalım; "Bu asil Türk Milleti ihtiyarı ile o partiyi kat'iyen iktidara getirmeyecek" Analiz edersek; a- Bir kesinlik var "kat'iyen", b-

Zaman sınırlaması yapılmıyor, uzun bir süre falan denmiyor. c- "İhtiyarıyla kaydı düşerek darbeleri, ara dönemleri, istisna tutuyor. Ki, bütün darbeler Kemalizm'e dayanır, 15 temmuz Fetö darbesi dahil (Yurtta Sulh Konseyi) d- Çok İlginç bir şekilde bu durumu Türk milletinin "asalet"ine bağlıyor. Aynı metnin devamında, "masum Türk Milleti", "Bu asil ve masum Türk milleti" ibareleri de yer alıyor!

Bediüzzaman ırkçılık ve etnik milliyetçilikten çok uzak olduğuna göre, burada "asil" ve "masum" kelimeleri lafzi anlamında değil, mecazi, kültürel, ahlaki, anlamında kullanıyor olmalıdır. Yani, dinine, imanına, kültürüne, milliyetine, dahledilen bir millet, dahledenleri baş üstünde taşımaz, iktidar yapmaz. Hatta, takipçilik iddiasındaki bazı marjinallerin, üstadlarıyla didişip, aksi gayretlerine rağmen, CHP kat'iyen iktidara gelemeyecek!

Keza, ancak peygamberler Allah'ın korumasıyla masum, günahsız, olabilir. Diğer insanlar masum olamaz. Halbuki bütün milletin zerratı, bireyleri, günahkarlardan oluştuğuna göre, nasıl masum millet olabilir? Sanırım dine, imana, milliyete, dahletmek günahtır. Dahledenleri onaylamak, baş üstünde taşımak da günahtır. Seçmenlerin bir kısmı bu günaha girse bile, çoğunluk girmez. Millet olarak günah işlenmez, iktidar yapılmaz ve "millet böyle bir günahın masumudur" denebilir.

Said Nursi, iddiasızlığı, temkini, benimsemiş bir alim olduğu halde, çok ilginç olarak, kesin bir öngörüde bulunmuştur.

 Efendim CHP değişti! Değişti de, ebedi şefi, milli şefi, altı oku, etnoseküler ideoloji Kemalizm'i, menhus tarihini, menfi müktesebatını terk mi etti? Özür dileyip, pişman mı oldu? Haydi eskilere gitmeyelim. 28 Şubat küfrani postmodern darbesini, 17 Nisan muhtırasını, 15 Temmuz kanlı darbelerini desteklemedi mi? Her müspet gelişmede, sadece hükümete değil, bizatihi Türkiye'ye karşı konumlanmıyor mu?

Diyelim ki bu analizler yanlış veya 75 yıl sonrası için geçerli bir zemini yok ve 2028'de CHP kazandı.

CHP ne söylüyor, ne projeleri var, İzmir'in sefaleti nedir, İstanbul'da CHP'liler dahil kim, "Her şey gerçekten de güzel oldu" diyebilir.

CHP'nin tek söylediği, "eski parlamenter sisteme döneceğiz" sözüdür. Ki seçimi kazansalar bile anayasal değişiklik gerektirir. Bir de; millet eski koalisyonları, darbeleri, muktedir olamayan iktidarları, yağ, benzin, tüp kuyrukları, patlayan çöp dağları, başörtüsü ve diğer dini özgürlük kısıtlamalarını mı özlüyor ki, eski Türkiye'ye dönmek istesin!

"Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal" diyor bilginimiz.

Bu elbette bir kehanet değildir. Millete, tarihe, sosyolojiye, sosyal psikolojiye, dayanan bir tahlilin tabii sonucudur. Tam 75 yıldır teyit edilmektedir. Söyleyene değil, söyletene bakılmalıdır!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

80 sene az değil

80 senede heykelden başka bir icratı olmayan bu örgütün mavi gözlü başkanını ve ingiliz valisini bile Türk ve Müslümanlar başa getirmedi.

İzmirli öğretmen

İşte Süleymancılar bu CHP'ye oy veriyor. Yuh olsun Kurişe
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23