Avrupa eğitiminde yapay zekâ yarışı: Kimler kullanıyor, kimler geri kalıyor?
Avrupa’da öğretmenlerin yapay zekâ kullanım oranları ülkeden ülkeye büyük farklılık gösterirken, bu farkı en çok politika tercihleri, altyapı ve verilen eğitim şekillendiriyor. Öğretmenler AI’ı ağırlıkla ders hazırlığı ve içerik üretimi için kullanırken, sınıf içi uygulamalar ve değerlendirme süreçlerinde kullanım hâlâ sınırlı kalıyor.
Yapay zekâ (AI) giderek günlük yaşamın parçası haline geliyor. Büyük AI şirketlerinin sunduğu araçlar ve olanaklar son yıllarda hızla çoğaldı. Eğitim de istisna değil. Yetkililer, öğretmenler ve akademisyenler, öğrencilerin ChatGPT gibi araçları ödevlerini, makaleler dahil, tamamlamak için nasıl kullandığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda AI, öğretmenlere de destek sağlıyor.
Avrupa genelinde öğretmenler AI'yı ne kadar yaygın kullanıyor? Hangi ülkeler önde? Öğretmenler AI'dan en çok hangi amaçla yararlanıyor?
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Öğretme ve Öğrenme Uluslararası Araştırması’na (TALIS) göre, 2024 itibarıyla Avrupa’da öğretmenlerin AI kullanımı belirgin biçimde farklılık gösteriyor.
32 ülke arasında, ortaokul düzeyindeki öğretmenler arasında AI kullananların oranı 2024 itibarıyla Fransa’da yüzde 14’ten Arnavutluk’ta yüzde 52’ye kadar değişiyor. Avrupa Birliği’nde (AB-22) ortalama yüzde 32, OECD’de (27 ülke) ise yüzde 36.
Ankette AI kullanımı; tahmin yapmak, karar önerilerinde bulunmak veya metin üretmek gibi işlevleri kapsıyor. Öğretimde ya da öğrenci öğrenmesini kolaylaştırmada, ankete kadar geçen son 12 ay içindeki AI kullanımı ele alınıyor.
Belirgin bölgesel kalıplar net biçimde ortaya çıkmıyor ancak genel olarak Batı Avrupa ülkelerinde, Batı Balkanlar ve Doğu Avrupa’ya kıyasla öğretmenler arasında AI kullanımının daha düşük olduğu görülüyor.
Arnavutluk’un yanı sıra, en az bir kez AI kullanan öğretmenlerin oranı sekiz ülke/ekonomide beşte iki veya daha fazlasına ulaştı. Yüzdeler şöyle: Malta (yüzde 46), Çekya (yüzde 46), Romanya (yüzde 46), Polonya (yüzde 45), Kosova (yüzde 43), Kuzey Makedonya (yüzde 42), Norveç (yüzde 40) ve Belçika’nın Flaman bölgesi (yüzde 40).
Okullarda AI’ı en az kullanan ülkeler ise Bulgaristan (yüzde 22), Macaristan (yüzde 23), Belçika’nın Fransızca konuşulan bölgesi (yüzde 23), Türkiye (yüzde 24), İtalya (yüzde 25), Finlandiya (yüzde 27), Karadağ (yüzde 28) ve Slovakya (yüzde 29) oldu.
AI KULLANIMINDAKİ FARKLAR NEDEN BU KADAR BÜYÜK?
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nden (UNESCO) bir sözcü, hükümetlerin eğitimde AI'a dair farklı politika pozisyonları benimsediğini, bunun da Avrupa’da öğretmenlerin AI'ya dair farkındalığı ve kullanımını etkileyebileceğini belirtti.
Euronews Next’e konuşan sözcü, “Bazı ülkeler, eğitim sektörünü de kapsayan ulusal AI stratejilerini hayata geçirme konusunda daha proaktif davranırken, diğerleri AI ve sınıflarda üretken AI kullanımına temkinli yaklaşıp öğrencilerin yaşına bağlı olarak daha katı kurallar getirdi,” dedi.
OECD’de kıdemli proje yöneticisi Ruochen Li, ülkeler arasındaki farkları “altyapı, güvenlik duvarı gibi teknolojik kısıtlamalar, okullarda teknoloji kullanımına yönelik toplumsal tutumlar ve öğretmenleri AI kullanmaya teşvik eden ya da caydıran politikalar”ın açıklayabileceğini belirtti.
“Ülke düzeyinde, AI kullanımı hakkında sunulan eğitim miktarı ile AI kullanımının arasında güçlü bir ilişki görüyoruz,” dedi.
European Schoolnet’te pedagojik ve araştırma yöneticileri Ben Hertz ve Antoine Bilgin, AI kullanımındaki büyük farklılıkların her ülkenin politika ortamını ve eğitim kültürünü yansıttığını; bazı ülkelerin ulusal düzeyde daha ihtiyatlı bir tutum benimsediğini vurguladı.
Hertz ve Bilgin, “Eğitim ve altyapı gibi pratik desteğe erişim de kritik bir hızlandırıcı. TALIS verileri, AI kullanımının daha yüksek olduğu sistemlerde öğretmenlerin bu konuda mesleki eğitim almış olma olasılığının daha yüksek olduğunu doğruluyor,” dediler.
Örneğin Fransa, TALIS verilerinin toplanmasından sonra bu yıl devlet okullarında ülke çapında AI eğitimini yaymaya başladı.
“Özellikle AI gibi yeni ve tartışmalı bir alanda, temkinli yaklaşım, belirsiz kurallar ve sınırlı altyapı daha yavaş benimsemeyi açıklayan muhtemel etkenler,” diye eklediler.
Avrupa Eğitim Sendikaları Komitesi’nin (ETUCE) politika koordinatörü Martina Di Ridolfo’ya göre, bu farkın olası nedenleri arasında eğitimlerin varlığı ve niteliği, iş yükü, öğretmen açığı, kişisel motivasyon ve merak yer alıyor.
ÖĞRETMENLER AI'I HANGİ AMAÇLARLA KULLANIYOR?
AI kullanan öğretmenler arasında, Avrupa Birliği’nde (AB-22) ortalama olarak neredeyse üçte ikisi (yüzde 65) AI'ı bir konuyu verimli biçimde öğrenmek ve özetlemek için kullandığını, yüzde 64’ü ise ders planı veya etkinlik üretmek için kullandığını söylüyor. En yüksek iki oran, AI'ın ağırlıkla öğretmenlerin kendi hazırlığı için kullanıldığını gösteriyor.
DİĞER KULLANIM AMAÇLARI VE ORANLARI:
• Öğrencilerin yeni becerileri gerçek yaşam senaryolarında pratik etmelerine yardımcı olmak (yüzde 49)
• Özel gereksinimli öğrencileri desteklemek (yüzde 40)
• Ders materyallerinin zorluk düzeyini öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarına göre otomatik olarak ayarlamak (yüzde 39)
• Öğrenci geribildirimi veya ebeveyn/vasi iletişimi için metin üretmek (yüzde 31)
• Öğrenci katılımı ya da performansına ilişkin verileri incelemek (yüzde 29)
• Öğrenci çalışmalarını değerlendirmek ya da not vermek (yüzde 26)
Bu bulgular, doğrudan sınıf içi ya da öğrenciyle bire bir temas eden kullanımların daha az yaygın olduğunu gösteriyor. Öğretmenler ağırlıkla AI'ı kendi hazırlıkları için kullanırken, değerlendirme görevleri en az kullanılan alan olarak öne çıkıyor. Hertz ve Bilgin, pek çok öğretmenin AI'ı şimdilik ve yakın gelecekte daha çok “perde arkasında” kullanmasının muhtemel olduğunu belirtti.
OECD’den Ruochen Li, AI'ın öğretmenlere idari işlerde destek olabileceğini, bunun da doğrudan öğretimle daha yakından ilişkili diğer görevlere zaman ve enerji ayırmalarını sağlayabileceğini ifade etti.
OKULLARDA YAPAY ZEKÂNIN GELECEĞİ
Uzmanlar, eğitimde AI kullanımının istikrarlı biçimde arttığı ve artmaya devam edeceği konusunda hemfikir. Aynı zamanda bu ilerlemenin, sorumlu kullanım, net yönergeler ve olası sakıncalara dair farkındalığı da içermesi gerektiği uyarısını yapıyorlar.
European Schoolnet’ten Hertz ve Bilgin, zamanla AI sistemlerinin öğrencilerle doğrudan daha sık etkileşime girebileceğini; örneğin kişiselleştirilmiş etkinlikler önermek veya gerçek zamanlı geribildirim sağlamak gibi işlevler üstlenebileceğini belirtti.
“Ancak öğretmenler, kendi inisiyatiflerini, etik gözetimi ve bakım rollerini korumak için öğrenci ile teknoloji arasındaki başlıca muhatap olmaya devam etmelidir,” dediler.
UNESCO, eğitimde AI kullanımının genişlemesiyle birlikte öğretmenlerin merkezî rolünü vurguluyor.
UNESCO sözcüsü, “AI araçları öğretmenlerin yerine geçmemeli, onları tamamlamalı; kullanımları etik standartlar ve eğitim hedefleriyle uyumlu olmalı, öğretmen ve öğrencilerin özerkliğini ve mahremiyetini korumalı,” dedi.
Özellikle üretken araçlarla, hem öğretmenler hem öğrenciler arasında AI kullanımının artmasını bekleyen Di Ridolfo bir başka endişeyi de vurguladı: “Avrupa’da karşı karşıya olduğumuz ciddi öğretmen açığı göz önüne alındığında, mesleğin vasıfsızlaşması ve beceri kaybı gibi somut riskler görüyoruz,” dedi.
Ayrıca OECD anketindeki bir sınırlamaya dikkat çekti: Veriler kullanımın sıklığına dair bir şey söylemiyor. Öğretmenlerin AI'ı düzenli kullandığını mı yoksa sadece birkaç kez denediğini mi belirtmiyor.

