• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘Akıl’ insan dışı başka hiçbir varlıkta olamaz

Yeniakit Publisher
2021-11-29 11:51:00 -
‘Akıl’ insan dışı başka hiçbir varlıkta olamaz

Prof. Dr. Ercan Öztemel, yapay zekaya ilişkin Akit’e yaptığı açıklamada, akletme melekesinin insan dışında başka hiçbir varlıkta olmasının mümkün olmadığını belirterek, Yapay zekâ zaten insanın zekâsının bir ürünüdür. İnsan kendi zekâsının ulaştığı yere kadar yapay zekâyı çekebilir. İnsanlar ancak kendi zekalarının ürünü olan bir sistem geliştirebilirler. Yapay zekâya birileri zekâ vermeden ondan zeki davranış beklemesi mümkün değildir” dedi.

Yapay zeka konusunda çokça komplo teorileri üretilmekte. İnsanlık için nimet mi yoksa tehlike mi olduğu tartışılmakta. Yapay zeka konusunda kafalarda oluşan birçok soru cevap bekliyor. Biz de bu hafta yapay zeka, zeki imalat sistemleri, yönetim bilişim sistemleri, benzetim ve modelleme stratejik planlama gibi alanlarda çalışmalar yapan yine bu alanlarda çok sayıda makalesi bildirisi ve kitapları bulunan Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof Dr Ercan Öztemel ile yapay zeka üzerine konuştuk.

Yapay zeka nedir? Yapay zekanın günlük olarak nerede kullanıldığına dair bir örnek verir misiniz?

Yapay zekâ bilgisayarlara insan zekâsının yapabileceklerini yaptırmak üzere bilimsel çalışmalar yapan bir bilim dalıdır. İnsanların yaptıkları işlerden özellikle matematik bir formül ile ifade edilemeyen (yeni bir işe elaman seçimi gibi) olaylarda kullanılır. Çünkü eğer bir formül var ise o zaman geleneksel bilgisayar programı ile o işi yapan sistem (yazılım ya da robot) yapmak mümkün olabilir. Yapay zekâ ile daha çok insanın olay ile ilgili karar verirken, problemleri çözerken, muhakemeler yaparken vb. gibi durumlarda zekâsını kullandığı gibi zekâyı taklit eden çalışmalar yapılmaktadır.

Yapay zekanın kullanım alanları nelerdir ?

Yapay zekâ hayatımızın her aşamasında ve anında kullanılabilecek bir teknolojidir. Ev cihazlarında, telefon makinalarında, endüstriyel makinalarda, robotlarda, yönetim bilimlerinde ilgili çalışmayı yapmak için zekâ gerektiren her noktada yapay zekâ olabilir. Makinelerin bozulmadan çalışmalarını temin etmek için durumlarını izlemek, insanları kan değerleri, kalp atışı, stres, yorgunluk vb. durumlarında ilgili hastalıklarına yönelik bilgiler türeten, parasını borsada değerlendirirken hangi yatırım aracının daha uygun olduğunu öneren, görüntü tanıma sistemleri ile yüz tanıma yaparak istenmeyen kişileri belirleyen, bir üretim ortamında en uygun malzeme karışımını belirleyen, askeri alanda sanal savaşçılar üreten, hedef tespitini insan müdahalesi olmadan yapabilen, müşterilerin risk durumlarını değerlendiren, işlerin en kısa zamanda yürütülmesini sağlayacak olan iş planlarının oluşturulmasını sağlayan, lokantada tarif edilen bir yemeği (mesela çorba) yapabilen vb. gibi birçok alanda çalışabilen yapay zekâ sistemlerinden bahsedebiliriz. Kısaca eğer bir yerde insan var ise onun yapabileceği her işi yapabilen sistemler geliştirmek mümkündür. Genel olarak planlama, tamir, izleme, kontrol, öğrenme, yorumlama, karar verme problem çözme gibi işlemleri yürütür. Askeri, finans, iş dünyası, endüstriyel kurumlar da imalat, hizmet üretimi, sağlık, eğitim, ticaret her alanda örneklerini görmek mümkündür.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Yapay zeka ne zaman insanın zeka seviyesine ulaşacak? Bir tahminde bulunabilir misiniz?

Yapay zekâ zaten insanın zekâsının bir ürünüdür. İnsan kendi zekâsının ulaştığı yere kadar yapay zekâyı çekebilir. Yapay zekânın insandan daha az ya da daha fazla zekâsı olduğunu tartışmak yersiz. Herhangi bir konuda geliştirilen yapay zekânın ne kadar zeki olduğuna bakmak lazım. İnsan çok zeki olabilir. Ama zekasını bilgisayara aktarmakta yeterli maharet gösteremeyebilir. Başka bir sistem birden fazla insanın desteği ile üretilmiş olabilir. O zaman tek tek insanlardan daha fazla zekaya sahip olabilir.

Bir sonraki adımda, yani insan zekasından daha zeki bir yapay zeka hatta süper zeka ortaya çıktığında, artık bizim için sonrasında neler olacağını tahmin etmek oldukça güç olacak. Böyle bir durumda kendimizi güvende hissedebilmek için yapılması gereken nedir?

İnsanlar ancak kendi zekalarının ürünü olan bir sistem geliştirebilirler. Geliştiren insanın zekasına bağlı olarak yapay zeka başkalarından zeki olabilir. Yapay zekanın “süper zeka” olabilmesi için onu geliştiren bir “süper zekaya” ihtiyaç vardır. Yapay zeka ile ilgili olarak ortaya korku salmamak gerekir. Bu aslında yapay zekayı iyi kullananların işine gelir. Karşısındakilerin tükenmiş ve yetersiz olma duygusuna bürünmüş zekaları ve onlar ile geliştirilecek sistemler ile kolaylıkla baş edebilirler. Burada aslında yapay zekanın insanlığa verebileceği zarara odaklanmamak gerekir. Ondan fayda temin etmeye odaklanmak lazımdır. Robotların bir gücünün olacağı muhakkak. İnsanlardan daha hızlı karar verebilecekleri açık. Daha karmaşık sorunlara daha etkin ve kısa zamanda çözümler üretecekleri vaki olabilecektir. Ama bu yetenekler onların insan zekasını alt edebilecekleri anlamına gelmez. İnsanlar eğer kendi zekalarını kullanırlar ise her şeyin üstesinden gelebilirler. Nasıl ki günümüzde zekasını geliştirmeyen toplumların yüksek zekalı toplumlara karşı duramıyorsa, gelecekte de robot zekasını geliştiremeyen toplumların robotları yüksek zekalı toplumların geliştirdiği robot zekası ile baş edemeyeceklerdir.

Sonuçta iyi robot üretmek de kötü robot üretmek de insanın elindedir. Bir robota robot üretme becerisi vermek de yine insanın elindedir. Yani her zaman meselenin merkezinde insan olacaktır. Kötü robotu durdurmanın yolu kötü insanların eğitimi vb. yollar ile durdurmaktır. Çünkü kötü bir robotu durdurmak kötü bir insanı durdurmaktan 10 kat daha kolaydır.

Yapay zekalı robot sizce bilinç sahibi olabilir mi ?

Bilinci nasıl tanımlayacağınıza bağlı. Siz bilinci “Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü” olarak tanımlarsanız, yaşanan olayların bellekteki izi olarak tanımlarsanız onu bir düzeye kadar bilgisayarlaştırmak mümkün olabilir. Ancak bu durumda geliştiricinin bilinç dünyası ile sınırlı bir bilinç modellemesi gerçekleşebilecek demektir. Ancak eğer bilinci ruh, akıl ve kalp üçgeninde tanımlar ve ona varlığın özüne yönelik bir anlam yüklerseniz o zaman robotlaştırmak mümkün olmayacak demektir. İnsanda akletme, vicdan ve bilinç üçlüsü onu diğer mahlukattan ayıran temel unsurlar arasındadır. Özellikle akletme melekesi insan dışında başka hiçbir varlıkta olması mümkün değildir. Bazıları bunun da mümkün olabileceği düşüncesi ile çalışmalar yapmaktadır. Ancak ben bu çalışmaların zeka modellemesinin ötesine geçeceğine ihtimal vermemekteyim.

Toplumsal algıları robota öğretebilir miyiz?

Zekamızın modellediği her şeyi robotlara aktarmak mümkündür. Algı sözlük anlamı ile duyularımızın aldığı bilgileri yakalama, işleme ve aktif olarak anlamlandırma yeteneğidir. Yapay zekâda da sensörler vasıtası ile de bilgiler toplanıp işlenip anlamlandırılmaktadır. Aslında yapılan şey karşıda oluşan olayı anlamak ve gereken tepkiyi vermekten ibarettir. İnsan zekâsı bunu kolaylıkla başarabildiğine göre robota da bunu yaptırmak mümkündür. Bunun için doğal olarak algının kaynağı, algının tariflenmesi ve algılayan üzerindeki etkisinin bilinmesi veya modellenebilmesi lazım. Burada temel unsur yine insan zekasının algıyı modelleyebilmesi ve onu robotun işleyebileceği bilgiye dönüştürebilme kabiliyetinin olmasıdır.

Mesela, yemek pişiren robotun besmele ile başlaması, hizmet eden bir robotun servis taleplerine afiyet olsun demesi, bunu yapmaması durumuna diğer bir robot tarafından ayıplanması ve uyarılması toplumsal anlamda bir algı modellemesi olamaz mı? Bu kapsamda duygusal zeka çalışmaları da her geçen gün artmaktadır.

Yapay zekanın uygulayıcısı kimse ona göre hareket ediyor öyle mi?

Burada inançtan ne kastedildiği de önemlidir. Yapay zeka kendisi için tasarlanan zeka düzeyi ve verilen bilgiye göre hareket eder. Bazen ikilemde kalır. O zaman en doğru olduğuna inandığı çözümü sunar. Tasarlayan kişinin inancı her zaman baskın olur. İyi işler de yapar. Kötü işler de yapar. Zaten onun için insanların bazıları robotların tehlikeli olabileceğini düşünmektedir. Robotlar terör estirebilecekleri gibi şefkat ve merhametin, huzurlu bir toplumun teminatı da olabilirler. Anlayacağınız alim robot yapmak da mümkün zalim robot yapmak da mümkün. Bu insanoğlunun elinde.

Tesla CEO’su Elon Musk, insan görünümlü robot geliştirdiklerini açıkladı. Bunun anlamı nedir?

Robotun görüntü olarak insana benzemesi olabilir. Oturan, kalkan, yürüyen, top oynayan, hizmet eden robot gibi bir beklentisi olabilir. Hiçbir robot hiçbir durumda insandan öte geçemez. Robota insanın yapacağı faaliyetleri yüklemek ve onu tasarlanan çerçevede yürütmesi esastır. Öğrenebilir. Bilmediğimiz işleri de öğrenme yolu ile yapabilir. Ama ona öğrenme yeteneği kazandıran bir zekamız var. Burada şunu not etmek gerekir. İnsan çok yönlüdür. Aynı anda hem ekonomist, hem futbolcu, hem yönetici, hem siyasetçi, hem arkadaş, hem anne veya baba, hem dertlenen, hem dert dinleyen, hem kızan aynı zamanda da gülebilen bir yapıya sahiptir. Yapay zeka bu kadar geniş kapsamlı bir zeka süzgecine sahip değildir. Onun bir işi vardır. Sadece onu yapar. Yüz tanıma sistemi yapan bir robot insanları yüzlerinden ayrıştırır. İstenmeyen insanı tanımak üzere tasarlanmıştır. Bu sistemden çorba yapmasını, bir gazete haberine yorum yapmasını, hangi takımın şampiyon olacağını, oğlunun okuldaki bir sorunu nasıl çözeceğini açıklamasını vb. bekleyemezsiniz. Ama bir güvenlik personeli hem insan tanır hem de bu işleri yapabilir. Elon Musk’ın zannederim özlemi robotların bu şekilde insan gibi çok yönlü işler yapabilecek niteliklere kavuşmasıdır. Bunun önü açıktır. Robotlara farklı bilgi setleri ve muhakeme yetenekleri yüklenerek farklı işleri paralel veya birbirini izler şekilde yapmaları da mümkün olabilecektir. Zamanla bir dereceye kadar insan gibi davranabilen robotlar olacaktır.

Yeni nesil GPT-3 yüzünden korkmalı mı, sevinmeli mi?

Bu bir geliştirme sistemi. Diğerleri gibi. Ama yetenekleri yüksek. Geliştiricinin işini kolaylaştıran bir geliştirme zekâsı var. Ama yine de bu sitemi geliştirenlerin zekâsı ile sınırlı. GTP-2 çıktığı zaman kendi kendine metin oluşturması çok tehlikeli olur diye yorumlar yapıldı ama hiç de öyle olmadı. Kötü kullanımları mutlaka olmuştur. Ama önlemez bir son olmadığı açık. Şimdi de GTP-3 için aynı şeyler söyleniyor. Ben yukarıda açıkladım. Bu sistemler tasarlandıklarında kendini tasarlayanların zekâ zarfı içerisinde hareket ederler. GTP-3 aslında boş bir beyin gibi düşünülebilir. İçine ne koyarsanız onu alırsınız. Metin işlemede mahareti yüksektir. Derin öğrenme teknolojisine sahiptir. GPT-2’nin çok daha gelişmiş halidir. Ama kendisine dilin daha önce öğretilmesi yine esastır. Yapay zekâya birileri zekâ vermeden ondan zeki davranış beklemesi mümkün değildir. Burada şunu da not etmek gerekmektedir. Zekâ bilgisayara nasıl transfer edilmektedir? Bazen bir örnek seti verilerek. Bazen alan bilgisini direkt olarak aktararak, bazen metindeki semantik ilişkileri kurarak, bazen olayları sınıflandırıp sınıflara özgü genellemeler yolu ile bazen gözlem yolu ile bazen resimler ve imgeler yolu ile bilgileri bilgisayara aktarmak ve oradan yapay zekâyı türetmek gerekir. Dolayısı ile bir insanın düşünme ötesine geçebilecekleri yönünde bir algı oluşmaktadır. Bu normaldir. Çünkü benim medya konusundaki bilgilerim sizinki kadar değil. Sizin geliştireceğiniz bir zekâ sistemini ben çok gelişmiş ve zekâmın üstünde görebilirim. Ancak o sistemin ulaşacağı noktayı siz çok daha iyi tasvir edebilirsiniz. Sizin beklentileriniz de artıp sürekli daha zekisini isteyebilir ve tasarlama gayretine girebilirsiniz.

GTP-3 bize şu mesajı vermektedir. Bundan sonra internet üzerinden veya telefon ile yaptığınız konuşmalarda gerçekten bir insan mı yoksa makine ile mi konuşuyorsunuz bilmek güç olacaktır. İnsanın kendisi içinde bulunduğu durumu yönetecektir. Ona toplumun alışması da o kadar zor olmayacaktır. Bizim büyük büyük babalarımıza cep telefonunu anlatmak çok zor olurdu. Ama insanlar ona kısa sürede alıştılar. Gizlilik ölüyor ama bunu yönetecek mekanizmalar gelişiyor. Gelecekte de aynı şey olacaktır. Hata yapmamak için geleceği geleceğin gözlüğü ile bakıp yorumlamak gerekiyor. Bugünün şartları ile yapılacak yorumlar sağlıklı değerlendirmeler oluşturmaz ve yanıltıcı olabilirler.

Yapay zekâ teknolojisinin kullanımı için hukuki olarak düzenleme yapılması gerekiyor mu?

Gerekli olacaktır. Çünkü otonom sistemler bazen diğerlerine zarar verebilecektir. Karşıdaki insanın davranışlarını kontrol etmek çok güç. Mesela insansız araçlar kaza yaparlarsa insanlar zarar görebilecektir. Yoldan geçen bir insan zarar görebilir. Günümüzdeki trafik kazalarında önemli oranda azalma olsa da yine kazalar olabilecektir. Yapay zekâ kendi sahibinin faydasına iş yaparken başkasına zarar vermeyecek şekilde tasarlanmalıdır. Bunu sağlayacak nitelikte bir mevzuat uygulaması gerekli görülmektedir. Temelde fayda üretmek esastır. Ama sizin hürriyetiniz ve faydanız, karşınızdakinin hürriyeti ve faydası ile sınırlı olmak durumundadır. Yapay zekâya bu anlayışın kazandırılması her ne kadar tüm tasarımcıların ana hedefi olsa da bu kapsamda hukuki yönlendirmelere ihtiyaç olacağını değerlendirmekteyim. Bu arada yapay hâkimler, avukatlar, yapay hukuk danışmanlarının da hayatımızın vazgeçilmez parçası olacağını unutmamak gerekmektedir. Geleceğin mesleklerinden birisi de davranış modellemesi olacaktır. Bu yolla her alanda insan davranışını yürütebilecek şekilde modeller geliştirilip yazılım ve donanım sistemlerine kazandırılabilecektir.

Yapay zeka herhangi bir alandaki uzmanlığı taklit edebilir

Yapay zeka mesleklerde insanın yerini alacak mı? Mesela tıpta yapay zeka hekimliğin sonunu mu getirir mi?

Ben her zaman söylüyorum, yapay zeka asla bir insanın yerini alamaz. İnsanı diğer tüm yaratılmışlardan üstün kılan bazı özellikler vardır. Ama yapay zeka herhangi bir alandaki uzmanlığı taklit edebilir. İhtiyaç olan noktalarda kullanılmasını mümkün kılar. Tıp bilimi de gelişmelerden payını alacaktır. Hekimliğin sonu gelmez. Ancak hekimlerin işini kolaylaştıran bir yapıya doğru gidiyoruz. Ben en fazla tıp biliminin gelişmelerden destek bulabileceğini düşünüyorum.

Teknolojik gelişmeler ile zeki robotlar devri başladı

Yapay zeka çok hızlı büyüyen bir saha olduğu halde, neden sürekli duraklama dönemlerinden geçiyor?

- Bu çok güzel bir soru. Yapay zekâya insanoğlu en başından beri çok büyük sorumluluklar yüklemiş. Beklenti çok yüksek olmuş. İnsanın yerine geçecek bir yaratık yapma hayali ile sürekli çalışmalar yürütülmüştür. Beklentiler karşılanmayınca o zaman yapay zekâ olmaz diye projeler durduruluyor. Sonra birileri zekâsının eseri olarak olayı bir adım ileri götürüyor. Çalışmalar yeniden alevleniyor. Mesela birisi makineler öğrenemez demiş. Bunu bilimsel bir örnek ile ispat etmiş. Çalışmalar durmuş. Ama birileri makineye öğretmeyi ve makinenin öğrenmesini sağlamayı başarmış. Tekrar hızlanmış. Zeki makine yapmak yerine bu kez zeki yazılım yapma yolunda önemli gelişmeler olmuş. Sonra teknolojik gelişmeler ile tekrar zeki robotlar yapma devri başladı. Özellikle endüstri 4.0 akımı bu işi tetikledi. Zannederim artık yapay zekâ için bir duraklama devri olmaz. Gelecek daha “zeki olma” mücadelesine sahne olacak gibi görünüyor.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Cahil Cühela

Bizim millet yazen yapay zekayla yaşıyor.

Mavera

İnsanın ürettiği enerjisi verdiği, vidaladığı, proğramladığı bir makina ya olağan üstü bakmaya başlamak cahillik olsa gerek.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23