‘Hayalet yapılanma’nın Adana ve Hatay eski sorumlusu Tamer Barış Terkeşli şok ifşaatlarına devam ediyor. Terkeşli, “17 ve 25 Aralık kirli komplosu 2011’de İstanbul’da katıldığım bir toplantıda planlandı. Y.K. isimli eyalet imamı ‘Bu işin Amerika’dan onayını aldık” dedi.
MURAT ALAN / İSTANBUL - Hayalet yapının Adana ve Hatay eski sorumlusu Tamer Barış Terkeşli örgütün gerçek yüzüne ilişkin korkunç ifşaatlarını devam ettiriyor.
Paralel örgütün hayalet abilerinin 17 Temmuz 2011’de İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirdiğini belirten Terkeşli, 17 ve 25 Aralık kirli operasyonlarına bu toplantıda karar verildiğini ifade etti. Toplantıyı yöneten ‘Kıta Abisi’nin, “Başbakana ve hükümet üyelerine karşı bir operasyon çalışması içine girme kararı aldık.’ dediğini aktaran Terkeşli, “Bize, adliye-emniyet-askeri birimlere sızmış hücre elemanlarının hükümete karşı bilgi belge toplaması yönünde talimat verildi. Hükümete yakın yaklaşık 400 şirket ve üst düzey yöneticilerinin faaliyetleri hakkında bilgi toplanması, girdikleri tüm ihalelerin mercek altına alınması istendi.” şeklinde konuştu. Terkeşli, örgütün sözde 3. eyalet merkezi olan Gaziantep’te organize edilen bir başka toplantıda ise, sözde eyalet abisi Y.K.’nın “Yapılacak operasyona ABD’nin de destek vereceğini, toplumsal ayaklanmalarla başlatacakları süreci Başbakan Erdoğan’ın tutuklanması ile nihayete erdireceklerini” söylediğini belirtti.
HAYALET YAPININ TOPLANTILARINI ANLATTI
Paralel örgüte bağlı çalışan hayalet yapılanma ve abileri ile ilgili kamuoyunun ilk kez duyduğu skandal açıklamalarda bulunan Tamer Barış Terkeşli 17 Aralık ve 25 Aralık kirli soruşturmalarının paralel yapılanma tarafından tezgahlandığını söyledi.
“Hayalet yapı genelde ayda bir, bazen sükunete bürünülmesi gerektiği özel durumlarda en geç 3 ayda bir toplantı yapar. Türkiye bu yapı tarafından 3’e bölündüğü için toplantıların sabit bir adresi yoktur. Kimi zaman Afyon, kimi zaman Yalova, kimi zaman Ankara, İstanbul yada Antep’te yapılır. Bu toplantılarda esas olan güvenlik ve gizliliktir.” diyen Terkeşli, 17 Aralık kirli komplosuna ilişkin kararlarında bu toplantılarda alındığını aktardı.
Terkeşli 2011 yazında yapılan toplantı ile ilgili şunları söyledi: “17 Temmuz 2011’de hayalet yapılanma içinden yer alan Kıta Abisi yurt dışından gelmişti. Benim ve Türkiye’de görev yapan diğer hayalet abilerin bağlı olduğu bu kıta abisi ile Mecidiyeköy’de bir proje dizayn ofisinde buluştuk. Görüşmede ‘Tayyip Erdoğan bizim çizdiğimiz çizgiden dışarıya çıktı. İstediğimiz kararları aldıramıyoruz, MİT içerisindeki unsurlarımız, aleyhimize veri toplanması talimatı verildiği yönünde bilgi aktardı. Bizde başbakana ve hükümet üyelerine karşı bir operasyon çalışması içine girme kararı aldık.’ dedi. Bu toplantıda bize hükümete karşı bilgi belge toplama talimatı verildi. Hayalet yapı abilerine sorumluluklarındaki adliye-emniyet-askeri birimlere sızmış hücre elemanlarını hükümete karşı harekete geçirme talimatı verildi.”
Sorumluluk alanı Hatay ve Adana olduğu için kendisine de bu illerin ileri gelenlerini izleme talimatı verildiğini aktaran Terkeşli, “Mesela benden dönemin Adana Valisi İlhan Atış ve kısa süre sonra göreve geleceği belirtilen Hüseyin Avni Coş ile Hatay Valisi hakkında çalışma yapmam istendi. İstekleri bununla da sınırlı değildi, MİT Bölge Müdürlüğü personelinin bölgedeki aktivitesini belirlememizi, bölgede özellikle AK Parti odaklı olmak üzere siyasi partilerin etkin isimlerinin şantaj malzemesi olarak kullanılabilecek ses, görüntü yada benzeri malzemelerini hızlı bir şekilde temin edip Ankara’daki merkeze aktarmamız istendi.” diye konuştu.
İŞ ADAMLARI VE 400 ŞİRKETİN ARAŞTIRILMASI İSTENDİ
17 Aralık soruşturmasına konu olan iş adamlarına ait şirketlerinde toplantıda masaya yatırıldığını ifade eden Terkeşli, hükümete yakın iş adamlarına ait 400 kadar şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgi toplanması talimatı verildiğini vurguladı. Terkeşli bu durumu gazetemize şöyle anlattı: “Bir diğer istekleri ise bir çoğu 17 ve 25 Aralık soruşturmalarına konu olan holdinglerle ilgiliydi. Hükümete yakın yaklaşık 400 şirket ve üst düzey yöneticilerinin faaliyetleri hakkında bilgi toplanması, girdikleri tüm ihalelerin mercek altına alınması istendi. Toplantı sonrası anladım ki, AK Parti Hükümetini bitirmek için önce Türkiye’nin bel kemiğini oluşturan holdingler vurulacak, daha sonrada hükümet itibarsızlaştırılıp arkasındaki büyük halk desteğinden mahrum bırakılacaktı.”
EYALET İMAMI Y.K. : “BU İŞİN AMERİKA’DAN (ABD) ONAYINI ALDIK”
Bu toplantıdan bir süre sonra, Türkiye’yi 3 eyalete bölen paralel çetenin sözde 3. eyalet merkezi olan Gaziantep’e çağırıldığını ifade eden Tamer Barış Terkeşli, bağlı olduğu eyalet imamı Y.K.’nın büyük bir sevinçle kendisine “Başbakan Erdoğan, AK Parti Hükümetinin bakanları ve alt kademelerdeki diğer isimlerle ilgili çok önemli bilgilere ulaştık.” dediğini belirtti. Terkeşli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana Hükümet devirme operasyonunun üç aşamalı olacağını, birinci aşamada güven kırılacağını, ikinci aşamada itibarsızlaştırılacağını, üçüncü ve son aşamada da hükümetin devrilip mensuplarının tutuklanacağını söyledi. Hiç unutmuyorum konuşmasında en çok takıldığım ve tamamen bu yapıdan kopmamı sağlayan ifadesi “Bu işin Amerika’dan onayını aldık” demesiydi. Kainat imamının onayını kast etmiyor, ABD’nin onay verdiğini ifade ediyor. Yapılacak operasyona ABD’nin de destek vereceğini, toplumsal ayaklanmalarla başlatacakları süreci Başbakan Erdoğan’ın tutuklanması ile nihayete erdireceklerini söyledi. Bu toplantının yapıldığı tarih 2011, yani iki yıl daha evrak topladılar.”
BİZ KİMİN UŞAĞIYIZ DİYE TEPKİ GÖSTERİNCE KALEMİ KIRILDI
Y.K.’nın bu sözleri karşısında öfkelendiğini kaydeden Terkeşli, “Bu sözleri işittikten sonra kan beynime sıçradı, ‘Biz bu ülkeyi yıkmaya çalışan, yıllardır memleketin sırtından geçinip sülük gibi kan emenlerle mi savaşıyoruz, onları mı temizlemek istiyoruz yoksa Türkiye’yi istikrara kavuşturan gelmiş geçmiş en aklı başında hükümeti mi bitirmek istiyoruz. Ülkenin legal yolla seçilmiş başbakanını devirmek ülke iradesini hiçe saymaktır, biz kimin uşağıyız, kimin eliyiz, kimin ağzı, kimin kulağıyız. Bu yaptığınız hakkaniyete sığmaz’ şeklinde tepki gösterdim. Ve toplantının yapıldığı odada bir anda zaman durmuş gibi oldu. Kimse konuşmadı bende kalkıp gittim. Buda benim kalemimin kırılmasına neden oldu.” dedi.