ABD’nin sarı çıyanı kendisini de, yavrusunu da yakacak!
ABD’nin sarı çıyanı kendisini de, yavrusunu da yakacak!
YÜKSEL TOKUR
“Ne zaman insan uslanacak, ne zaman dünya utanacak?” Böyle diyor üstad Ömer Karaoğlu. Fakat, şu da bir gerçek ki; dünya kurulalı bazı insanlar ne uslandı, ne de utandı. Hak/batıl savaşları hep süregeldi. Üstelik dünya nimetleri herkese yetecek kadar olduğu halde.
Osmanlı İmparatorluğu dışında; gücü ele geçiren birçok devlet zayıfı ezmeye çalışıp, elinden ekmeğini aldı, toprağından, evinden çoğu zaman da canından etti.
Fakat; Osmanlı, İslam’ın sancaktarlığını yaparak sınırlarını genişletip yayıldığı yerlere hak ve adaleti götürdü. Gittiği yerleri yakıp yıkmadı. Aksine; eserlerle donatıp, imar etti.
İsrail; 1948 yılında kurulduğunda avuç içi kadar bir devlet iken, dağdan gelip bağdakini kovma misali, yıllar içerisinde Filistin topraklarının neredeyse tamamını gasp etti. Filistin halkına hep zulmedip açık hava hapishanesine dönüştürdü. Defalarca anlaşmalar yapılmasına rağmen, hemen hiç birisine uymadı.
Yahudilerin sözünde durmamak ve anlaşmaları bozmak gibi huyları olduğu öteden beri biliniyor. İşte Kur’an’daki o gerçek: "Ne zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez." (Bakara, 100)
Eli kanlı katil Netanyahu’nun son ABD ziyaretinde süper güç ABD’nin başkanı, yavru İsrail’in başkanının sandalyesini tutuyor; “buyur otur” diye. ABD’de başkanlar değişir, bir bunak gider, bir deli gelir; ama derin devletin politikası değişmez. Bu politikayı belirleyen de hep Yahudi zihniyeti olmuştur.
Gazze’ye çökme planı da muhtemelen orada planlandı. Önce bir gerekçe bulunmalıydı. Müzik festivaline yapılan baskın bile CIA senaryosuna ne kadar da benziyor. Sonrasında “baskın yedik, biz de basalım” diyerek Gazze’yi yerle bir edip, 50 binin üzerinde masum Müslümanı katledip evlerini yerle bir ettiler. Ama, yine de doymadı gözü dönmüş katiller.
Firavun, “ben sizin Rabbinizim” dediği halde, saltanatını yıkacak korkusuyla yeni doğan tüm erkek çocukları öldürtüyordu. Yüzme (!) bile bilmediği, saltanatı Kızıldeniz’in dibinde gebererek bittiğinde anlaşıldı. Ne yazık ki; zamanın Firavunları da hiç ibret almadı.
ABD’nin sarı çıyanı kafayı iyice yedi! Önce el birliğiyle Gazze’yi yakıp yıkacaksın. Sonra; “aaa bakın burada artık yaşam alanı kalmamış, biz en iyisi Filistinlilere iyilik (!) edip Ürdün’e yerleştirelim” diyeceksin. Bre haydut kovboy, nasıl olsa Orta Doğu’yu karıştıracak başka tetikçiler bulursunuz. İyisi mi; yavru İsrail halkı ve dünya Yahudilerini kendi ülkene al, iki siyonist tek devlet olun. Adı da hazır: AİBD (Amerika İsrail Birleşik Devletleri)
Pişkinliğin böylesine de “yuh artık” denir. Bir “yuh” da; bu zulmü görmeyip sessiz kalan İslam ülkelerinin başındaki bazı bir eli yağda bir eli balda; “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ahmaklığındaki kukla liderlere gelsin.
Üstad Necip Fazıl yıllar önce ne de doğru koymuş teşhisi: “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurta pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.”
Bakın dünyaya… Nerede akan kan, gözyaşı, zulüm, işkence var; altında büyük oranda uslanmayan ve utanmayan bu ikilinin parmağı var. Silah satışı ile ayakta kalabilen ekonominiz için daha kaç bin insanın ölmesi lazım ey zalimler?..
“Zalimin sonu yaklaşınca zulmü artar ve daha azgınlaşır.” (Hz. Ali)O günler çok da uzak değil.
Durmayın, çokça “gargat” yetiştirin! Bakalım gargat ağaçları sizi saklamaya yetecek mi?!?