• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

“Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” (4)

06 Şubat 2016
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Bir seri yazı, bugün 4’üncüsüne ve bu serinin sonuncusuna geldik, mevzumuz “Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi.”

Dört yazının sonunda belli başlı sorulara cevap vermiş olacağız...

Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanı Hukukçu Şeref Malkoç’un medyada ilk defa bu sütunda yer bulan çalışmasından ‘soru-cevap’larla devam ediyoruz.

Buyurun:

Soru: ‘Partili Cumhurbaşkanlığı Nedir?’ 

Cevap: Parlamenter Sistem’in gelişiminde parlamentolar, kralların ve imparatorların yetkilerini kısıtlamak ve parlamentonun yetkilerini artırmak için ciddi mücadeleler vermişlerdir. Sonuçta bu mücadeleyi krallar ve imparatorlar kaybetmiştir. Parlamenter sistemde devlet başkanı olarak sembolik rolde herhangi bir partiye üye olmayan kral (İspanya, İngiltere, Hollanda) veya imparator (Japonya) vardır. Başlarında kral olmayan parlamenter cumhuriyetler ise devlet başkanı olarak sınırlı görevleri olan tarafsız cumhurbaşkanı sistemini öngörmüşlerdir.

-Devleti temsil eden cumhurbaşkanının bir partiye mensup olup olmaması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından itibaren tartışılan bir husustur.

-Bizde 1961 Anayasası ile beraber “Tarafsız Cumhurbaşkanlığı Modeli” öngörülmüştür. Ancak Türkiye siyasi tarihi incelendiğinde cumhurbaşkanlarının tarafsız olmadıkları görülecektir. 1982 Anayasası, cumhurbaşkanı seçilen kişinin partiden istifa etmesini ‘tarafsızlık için’ şart koşar. Fakat bu anayasa döneminde cumhurbaşkanı seçilen Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in tarafsızlıkları sıklıkla sorgulanmıştır. Birçok kararı belli bir tarafı tutarak aldıkları görülmüştür.

-Cumhurbaşkanlığına seçilen önemli bir siyasi aktörün birden tarafsız kalmasını beklemek hayaldir. Cumhuriyetin kuruluşuna baktığımızda 1923’ten 1961’e kadar devletin başı olan cumhurbaşkanları aynı zamanda partilerinin de genel başkanıydı. (Atatürk, İnönü, Bayar.) Dolayısıyla siyasi tarihimize baktığımızda cumhurbaşkanlarının tarafsız olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.

Soru -Başkanlık sisteminin Türkiye için uygun olduğunu söyleyenlerin üzerinde durdukları gerekçeler nelerdir?

Cevap: Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme birbirinden tam anlamıyla ayrı ve bağımsızdır. Yasama ve yürütmenin birbirlerini denetleme noktasında parlamenter sisteme göre çok daha fazla imkânları bulunmaktadır.

-Başkanlık sistemi siyaset dışı güçlerin Meclis’i kullanarak milletin iradesini yansıtan hükümetlere operasyon yapmasını engelleyen mekanizmalara sahiptir. Türkiye’de başkanlık sistemi olsaydı, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan gibi darbeler ve darbe teşebbüsleri yaşanmayacaktı.

-Parti disiplini üzerine kurulmuş olan parlamenter sistemde, milletvekillerinin iradeleri genel merkezlerin arzu ve stratejileri ile birebir uyum sağlamak zorundadır. Bu da yürütmenin yasama faaliyeti içinde olması gibi bir sonucu getirmektedir. 

-Özellikle dar bölgeli seçim sistemi ile beraber uygulanırsa, başkanlık sistemi Türkiye için ideal bir yapı olacaktır.

-Başkanlık sistemi koalisyon hükümetleri ile yönetilmenin yol açtığı siyasi ve ekonomik darboğazları engelleyecektir.

-Bizim siyasal kültürümüzde öteden beri güçlü liderler olmuştur. Cumhuriyet tarihimiz boyunca da Türkiye’nin başarı sağladığı dönemler hep güçlü liderlerin iş başında olduğu dönemler olmuştur.

-Türkiye Modeli Başkanlık Sistemi ile ülkemizin siyasi ve sosyal istikrarı güçlenecektir.

-Ekonomik kalkınma ve refah artacaktır.

-Uzlaşma kültürü yerleşecektir.

-Tüm kurumların alanlarındaki işlevsellikleri artacaktır. 

-Hukuk devleti kökleşecektir.

Soru: Başkanlık sistemi bölünmeye yol açar mı?

-Bu soruya sebep olan korkuların en önemli sebebi başkanlık sisteminin sadece eyalet sistemini temel alan bir federal devlette mümkün olduğu yönündeki yanlış düşüncedir. Eyalet veya vilayet sistemi ülkelerin siyasi kültürüne ve tarihi geçmişine bağlı olarak gelişir.

-Avrupa’da parlamenter sistemle yönetilip federal yapıya sahip olan devletler vardır. Almanya, Avusturya, Belçika, İspanya ve Britanya bu yapıdadır.

-Başkanlık sistemi bölünmeye yol açmaz. Bölünmeye yol açacak olan istikrarsızlıktır.

¥

Evet efendim; 40 Soruda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi adlı çalışmanın özetini sunduk.

Sayın Şeref Malkoç’un bu eseri yakında Türkiye’nin her noktasına ulaşacak.

Bu “ücretsiz” eseri edinenler, bütün temel sorulara cevap bulmuş olacak.

Ben Türkiye’nin uzun sayılamayacak bir süre sonunda Başkanlık Sistemi’ne geçebileceğini, bunu başarabileceğini düşünüyorum.

Aksini düşünmek bile istemiyorum! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23