• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Vitamin hapı almalı mı?

10 Mart 2018
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Kalp hastalığı, diyabet, bunama, felç, akciğer ve bağırsak kanseri, ateroskleroz (damar sertliği) gibi hastalıklar günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak meyve ve sebzeyle beslenen kişilerde bu rahatsızlıklara daha seyrek rastlandığı biliniyor.

Meyve ve sebzelerdeki antioksidanlar (hastalıklara karşı koruyucu ve gençleştirici olan maddeler) çıkartılıp ekstre haline getirilmesi fikri ile gıdalar işlendi ve önümüze hap olarak geldi. Kızılcık kapsülleri, efervesan C vitamini, beta karoten, selenyum, üzüm çekirdeği ekstresi, yüksek yoğunlukta E vitamini, suda eriyen vitaminler sağlığımıza sağlık katmak için rafları doldurdu. Bu yararlı maddeleri aldığımızda hastalıklara karşı korunacağımız düşüncesi toplumu sardı. 

Serbest radikaller hücre yıkımına yol açar; antioksidanlar da bunların oluşmasını veya zararlarını engelleyebilen maddelerdir. Antioksidanlar, test tüpünün içindeki hastalıklara yol açan serbest radikalleri gerçekten yok ederek etkilerini kanıtlıyordu. Böylelikle devasa bir vitamin sanayi doğdu. Eczanelerdeki vitamin çeşitliliği bize bunu gösteriyor. Sağlıklı hayat sağlayacakları ve yaşlanmayı geciktirecekleri ileri sürülen bu haplar o kadar yaygınlaştı ki ABD’de yetişkin nüfusun neredeyse yarısı bunları kullanıyor ve kullananların sayısı da giderek artıyor. 

Ancak hap olarak insan vücudunun içine girdiklerinde antioksidanların tuhaf bir şekilde güçlerini kaybettikleri görüldü. Çabucak sindirilerek faydalı olmaktan çıkmaktaydılar. Yani vitamin ekstreleri umulan faydası vermiyorlardı. Antioksidanlar, oksidatif hasarı önleyemedikleri gibi zarar da verebilmekteydiler. 

Bilim adamları bugün antioksidanların zaman ve para kaybından başka bir şey olmadığı fikrine varmış durumdadırlar. Ayrıca zararlı olabilmeleri de cabası. 

Vitamin takviyesi şart değil 

Besinlerin içinde aldığımızda antioksidan etkili olduğu halde E ve C vitaminleri başta olmak üzere hiçbir yapay vitaminin yararlı olmadığı, hatta zarar verdiği son yıllarda yayınlanan ciddi bilimsel araştırmalarla ispatlandı. Yağda eriyen A, D ve E vitaminlerinin gereğinden fazla tüketildiğinde birikerek toksik (zehirli) etki gösterdiği de anlaşıldı.  

Vitamin takviyesinin gerekli olduğu durumlar elbette vardır: Yeterli ve düzenli beslenemeyen kişilere, hamilelere, çocuklara, yaşlılara ve hastalara yarar sağlayabilir. Dolayısıyla vitamin hapları almamız yalnızca yanlış veya yetersiz beslenme sonucu gereken vitamini alamadığımızda ya da vitamin tüketimini artıran, kullanımını bozan hastalık durumlarında gereklidir.  

İstenen faydanın görülmesi için günlük gereken ve tavsiye edilen miktarın üzerine çıkılmaması şarttır. Meselâ kalp- damar hastalığından korunmak amacıyla alınan E vitamini tabletlerinin faydası yoktur. Soğuk algınlığından korunmak için 1 gram C vitamini yerine 3 bardak yeni sıkılmış portakal veya greyfurt suyunu içmek yeterlidir. Bu meyve suları ayrıca çok daha değişik faydalar sağlar.  

Bir zamanlar beta karoten hapları en gözde vitaminler arasında yer alıyordu. Sigara içenlere akciğer kanserinden korunmaları için tavsiye ediliyordu. Yapılan araştırmalar beta karotenin hiçbir fayda vermediğini, aksine insanlara zararlı olduğunu ortaya çıkardı.  

Bir efsane olarak yayılan E vitaminin iddia edildiği gibi kanseri önlemediği, kalp hastalığı riskini artırdığı, Alzheimer’in ilerleyişini durdurmadığı tespit edildi.  

Ekstresini değil kendini 

Artık sonuç belli: Meyve ve sebzelerin içindeki yararlı maddeleri, saflaştırılmış ekstrelerden veya vitamin haplarından almamız doğru değildir. İçinde spesifik bir bileşim olan yiyeceklerin insan sağlığı için yararlı olması, içinde o bileşimi içeren hapın da faydalı olacağı anlamına gelmiyor.  

E ve C vitamini, polifenol ve karatenoid açısından zengin doğal yiyeceklerle beslenen insanların kalp-damar hastalığı, diyabet ve kanser gibi rahatsızlıklara daha az yakalandıklarını görüyoruz. Ancak tabiattaki haliyle yediğimizde, dengeli dağılmış lif, su, şeker, mineral ve vitaminlerle bize şifa dağıtıyorlar.  

Bu yüzden gıda ekstrelerini ve vitamin haplarını almak yerine meyve ve sebzeleri doğal şekliyle yiyerek onlardan faydalanmalıyız.  

Sonra ekstre ve hapı yutmanın ne tadı, ne zevki vardır. Hâlbuki rengârenk görünümleri, çeşitli tat ve lezzetleri, mis gibi kokuları ile mevsime göre değişen şifa deposu bin bir türlü meyve ve sebze bizleri bekliyor. 

Şunu da ekleyelim: Genel olarak dengeli ve sağlıklı besleniyorsak, bol meyve ve sebze, tam (elenmemiş) tahıl yiyorsak ihtiyacımız olan bütün vitaminleri zaten alıyoruz demektir. Öyle yapay hapları neden yutalım ki? 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23