• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Suç patlaması: Toplumlar, yasalara göre davranırlar!

20 Şubat 2021
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Birkaç gün önce yayınlanan ve medyada yer alan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre; ülkemizde son 10 yılda suç patlamasının yaşandığı görülmektedir. Öyle ki; hırsızlık 7 kat, cinayet 6 kat, cinsel suçlar 10 kat, uyuşturucu 11 kat, yağma 11 kat, trafik suçları 15 kat gibi ürkütücü oranda artış göstermiştir. Cezaevine giren insan sayısı da 3,8 kat artmıştır. Bu veriler toplumun temellerinin bozulduğunu ve çürüdüğünü gözler önüne sermektedir. 2009 yılında cinayet suçu sayısı 1.514 iken bu sayı 6 kat artarak 9 bin 574’e, yaralamada ise 4,5 kat artarak 34 bin 987’ye çıkmıştır.

Toplumumuzda suç işleme hususunda alarm sinyalleri çalmaya başlamıştır. Bu vahim tabloyu sadece ekonomik sıkıntılara ve işsizlik gibi sebeplere dayandırmak mümkün değildir. Temel sebepler arasında; eğitimdeki yanlışlar, ahlaki erozyon ve kötü yasalar gibi faktörler öncelik taşımaktadır. Özellikle son 20 yılda yürürlüğe giren yasalar, bir nevi halkımıza giydirilen deli gömlekleri misali, toplumsal barışı ve huzuru zedelemektedirler.

Üniversitelerde ve hukuk camiasında tartışılmadan, masa başında hazırlanarak 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu, yaşanan sıkıntıların başlıca kaynağını oluşturmaktadır. Belirsiz suç tipleri ile ölçüsüz cezalar verilmektedir. Aydınlar ve ceza hukukçuları toplumu çökerten ceza yasası hakkında onlardan beklenen eleştirileri yapmamaktadırlar.

AK Parti iktidarının erken döneminde hazırlanan ceza yasası, maalesef özlenen ve beklenen muhtevada olamamıştır. 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihte Türkiye’de hükümlü/tutuklu sayısı 50.000 civarında iken 2020’de 300.000 sayısına ulaşmıştır. Cezaevlerinde doluluk oranı % 120’yi aşmıştır. Yeni yapılanlarla birlikte 355 cezaevi, akın akın gönderilen tutuklulara ve hükümlülere yetmemektedir. Türkiye’deki hükümlü ve tutuklu sayısı, nüfusa oran itibariyle Avrupa ülkelerindeki hükümlü ve tutuklu sayısının 3 katını geçmiştir. 

Bu iç karartan verilerin Türk halkının suça meyilli olduğunu göstermediğine inanıyoruz. Sorun, en başta yeni ceza kanunu ve uygulamasından kaynaklanmaktadır. Suç ve ceza siyasetinde amaçlanan; ıslah, caydırıcılık ve tekrar topluma kazandırma hususlarında başarı sağlanamadığı görülmektedir.

Cezaevlerinin dolup taşmasının, birkaç yılda bir çıkarılan infaz yasaları ile boşaltılarak önüne geçilmesine rağmen tekrar dolmasının nedenlerini düşünmemiz gerekmektedir. Malum akademisyene masa başında hazırlatılıp meclise gönderilen, parti disiplini içerisinde yeterince tartışılmadan onaylanan ceza yasasını liyakatli hukukçuların tartışmaya açmasını beklemekteyiz.  

Yeni Ceza Kanununda fuhuş yapmak, kumar oynamak suç olarak kabul edilmezken, evlilik içinde cinsel suç” tanımı getirilmiştir. Medeni Kanunda eşler arasında karşılıklı yükümlülük olduğu yasal olarak düzenlenmesine rağmen, kadın “Kocam rızam dışında birlikte oldu…” şikâyetinde bulunduğu takdirde kocaya 12 yıl hapis cezası verilmektedir. Ceza yasası ile kamu gücü YATAK ODASINA kadar sokulmuştur.

6284 sayılı yasanın redaksiyon görevini deruhte ettiğini söyleyen akademisyen Sayın İzzet Özgenç, dünyada eşi ve benzeri bulunmayan, delilsiz/belgesiz 6 ay uzaklaştırma/sürgün ve hapis cezaları verilen, uzlaşma ve arabuluculuğun yasaklandığı bu yasayı eleştirenleri, önemli sorunların yaşandığı gerçekliğini itiraf etmek zorunda kalmasına rağmen:“6284 sayılı kanunun tamamını hedef alan bir kampanya malzemesi olarak kullanma girişiminde bulunanların, kişiye gerektiğinde “eşini dövme yetkisi” veren bir din algısına sahip olduklarını gözden uzak tutmamak gerekir” diyerek haklı eleştiri yapanları yaftalamaktan çekinmemektedir. Kaldı ki sorun yasa ve bağlı yönetmeliğindedir. Kötü yasaların uygulamasından iyi sonuç beklemek mümkün değildir.

Ülkemize ve insanımıza yazık oluyor. Kötü yasalarla yönetilen toplum ve aile çöküntü içerisindedir. Artık milletimizin, inanç değerlerine ve ahlâkına aykırı olmayan yerli ve milli bir ceza yasasına ihtiyacı vardır. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vicdan

Hocam;yetkililerimiz aile konusunda yanlış politikalar izlemişiz diyorlar,genede ellerini kıpırtamıyorlar.Başörtülü milletvekilleri Chp'li gibi.Kurallara uyan vatandaşa ödül yok.Cezalı durumdakilere her zaman yeniden yapılandırma.Ayasofya' açmak,refaransım İslam'dır demek olmasına rağmen,feminist dürtülere yenik düşmüş kadın siyasetçilerimiz,Allahcc'nun Kuran'ında haram dediği süresiz nafaka konusunda görmezden gelip,sizinde yazınızda belittiğiniz gibi yasak olması gereken(haram olduğu için)zina ve kumarı hatta icki ve madde bağımlılığını tetikliyor.Devletimiz evliliği en üst düzeyde desteklemeli,boşanmalarıda zorlaştırmalıdır.Yani 6284 çöpe atılmalıdır.

Mefküre

Üstad, işin vahametini ortaya koyan makalenizden şu neticeyi çıkarıyorum. Avrupa toplumunu çürüten yasalar, ülkemizde suç ve suçlu ile mücadelede çözüm olarak görülmüş. Yazik. Yani denize düşen yılana sarılmış..Rakamlar ortada. İnşallah bu yasa Türk toplum yapisina uygun bir revizyon ile düzeltilir.. İNŞALLAH BU YASAYI BU ŞEKLİ İLE MECLISTEN GEÇIREN SİNSİ EL, BU DEFA DÜZELTME BAHANESI İLE BAŞKA SİNSILİKLER Y A P A M A Z.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23