Yaratılış ve Yaratıcı -24-
Yaratılış ve Yaratıcı -24-
Prof. Dr. YUSUF ÖZERTÜRK
İNSANIN MUHTEŞEM YARATILIŞI
TEK BİR ZİGOT HÜCRESİNDEN BİR İNSANIN YARATILIŞI
Döllenme (Bir insan yaratılmasının başlaması)
*Yumurtalıkta, yumurtaların olgunlaşma zamanı yaklaştıkça Fallop tüpünün (yumurtayı taşıma tüpü) kolları bir saçak (ahtapotun kolları gibi özel olarak tasarlanmıştır.) gibi açılır ve yumurtalığın yüzeyinde süpürücü hareketler yaparak, yumurtayı karın boşluğuna düşmeden yakalamaya çalışır. Tam yumurtlama zamanında yumurta, kendisini saran destek dokusu (Granülasyon dokusu) ile birlikte karın boşluğuna değil de Fallop tüpü içine düşer. Fallop tüpünün zamanlaması dikkate şayandır.
Şayet Fallop tüpü yumurtlama anını kaçırırsa, yumurta karın boşluğuna düşer ve döllenme imkanı kaybolur. Fallop tüpü, yumurta ile sperm hücresinin buluşma ve döllenmenin olduğu yeridir. Ve iki görevi vardır. Birisi, yumurta hücresini karın boşluğuna düşmeden yakalayıp, spermle buluşacağı yere kadar taşımak. İkinci görevi de, spermi Rahim boşluğundan alıp yumurta hücresiyle buluşacağı (döllenmenin olacağı, tüpün geniş yerine) yere taşımaktır.
Fallop tüpünün zamanlaması çok önemlidir. Çünkü hem yumurta hücresinin, hem de spermin canlı kalabileceği muayyen bir süre vardır (Bu süre en fazla 24 saattir.) Bu süre dolmadan sperm hücrelerinin yumurta hücresine ulaşması gerekir. SORU; 10-12 cm uzunluğunda bir et parçası olan Fallop tüpü, hem spermin, hem de yumurta hücresinin ne kadar canlı kalabileceğini nereden biliyor da ona göre taşıma işi zamanlamasını ayarlıyor? Yoksa bu, hem yumurta hücresini, hem de spermi yapan Allah’ın işi midir?
Sperm, yumurtayı nasıl döllüyor?
*Spermin baş kısmını bir zırh gibi saran ve ‘akrozom’ denilen bölümünde daha önce depolanmış olan ‘Hyaluronidaz ve Proteolitik’ (bağ dokusunu ve proteinleri parçalayan enzimler) enzimler serbest kalarak yumurtanın koruyucu destek dokusunu (Granülasyon dokusu) ve yumurta kapsülüne bağlı proteinleri parçalayarak adeta spermin geçmesine yol açar ve yumurta hücresine yaklaşmasını sağlarlar.
Enzimlerin yanında, spermlerle, yumurtanın elektrik yükleri de döllenmede yardımcıdır. Yumurta eksi(-), spermler ise artı(+) elektrik yüküne sahiptirler. Zıt yükler birbirlerini çektiği için yumurta da tüm spermleri kendine doğru çeker. Ancak yumurtanın içine girebilen ilk spermle birlikte yumurtanın elektrik yükü değişir ve artı(+) yükle yüklenir. Aynı yükler birbirlerini ittiği için, ilk sperm yumurtaya girdikten sonra, yumurta diğer spermleri iter.
Spermin Yumurta zarına teması ile birlikte yeni kimyasal maddeler devreye girer. Yumurtayı çevreleyen zardan ‘Fertilizin’ (Fertilising) enzimi salgılanarak, yumurta zarına temas eden ilk spermin koruyucu kılıfı ‘akrozom’u eritir. Ve spermin hareket yeteneğini de artırarak yumurtaya doğru çeker. Sperm, kuyruk ve boyun kısmını dışarıda bırakarak kalıtım bilgisini taşıyan DNA’nın bulunduğu baş kısmıyla yumurtanın delinen zarından yumurta içine girer. Bundan sonra harika bir olay daha olur. Yumurta hücresini saran delinmiş zar, ilk spermin girmesinden hemen sonra kendisini çabucak yenileyerek (deliği kapatıp) ikinci bir spermin yumurta hücresinin içine girmesine izin vermez.
Yumurta hücresi dış zarı adeta bir binanın güvenlik duvarı gibidir. Bir atımlık menide bulunan 150-200 milyon spermden sadece biri yumurtayı dölleyecektir. SORU: Bu biri, kim tayin etmektedir? Bunun cevabını ne evrimciler ve ne de ilim adamları verebilir. Bu doğrudan doğruya âlemlerin Rabbi, ‘Rahman’ir Râhîm olan Allah’a aittir.
SORU: Yumurtadan çok uzakta bir erkeğin vücudunda üretilen spermlerin bir bölgesine yumurtanın zarını delecek olan enzinmleri kim yerleştirmiştir? Bu enzimler yumurta ve yumurta zarını nasıl biliyorlar? Onlar bu delme sanatını kimden öğrenmişlerdir? Yoksa bu işler ‘Hâlık-ı küllüşey’ olan Allah’ın işi midir?
*Yumurta hücresi içine giren erkeğin tohum hücresi (sperm) taşıdığı 23 kromozomu, yumurta hücresinin taşıdığı 23 kromozomla birleştirerek 46 kromozomlu yeni bir hücre oluşturur. 30 dakika içinde de spermle yumurta hücresi tam olarak birleşirler. Bu olaya ‘döllenme’ (Fertilizasyon) adı verilir. Sperm ile yumurta hücresinin birleşmesiyle oluşan bu hücreye de ‘Zigot’ ismi verilir. İşte yeni doğacak bebeğin (insanın) yaratılmasını oluşturacak olan hücre, bu Zigot ana hücresidir.
Bebeğin cinsiyetini ne/kim belirliyor?
*Doğacak bebeğin kız mı, erkek mi olacağını, babanın tohum hücresinin (sperm) taşıdığı kromozomlar belirlemektedir. Babanın spermlerinin bir kısmı ‘X’ adı verilen kromozomları, diğer bir kısmı da ‘Y’ adı verilen kromozomları taşır. Annenin Yumurta hücresi sadece ‘X’ adı verilen kromozomları taşır. Şayet babanın ‘X’ kromozomlarını taşıyan sperm, annenin yumurta hücresiyle birleşirse, doğacak bebek Kız olacaktır. Eğer babanın ‘Y’ kromozomlarını taşıyan sperm, annenin yumurta hücresiyle birleşirse, doğacak bebek Erkek olacaktır.
*Babanın tohum hücrelerine erkek-dişi özelliği veren ve böylece doğacak bebeğin ne olacağını tayin eden Allah’ın şanı ne yücedir! Devam edecek…