Yaratılış ve Yaratıcı -23-
Yaratılış ve Yaratıcı -23-
PROF. DR. YUSUF ÖZERTÜRK
İNSANIN MUHTEŞEM YARATILIŞI
TEK BİR ZİGOT HÜCRESİNDEN BİR İNSANIN YARATILIŞI
Döllenmeye hazırlık
*Döllenme olmadan önce hem erkek ve hem de kadın üreme sisteminde bir hazırlık devresi başlar. Kadındaki hazırlıklar daha çok bir döllenme olacakmış gibi ve spermin döllenme mahalline gelişini kolaylaştırmaya yöneliktir.
Bu maksatla evvela yumurtalıklardan Östrojen (estrogen)hormonu salgılanır (Östrojen hormonu sekonder cinsiyet özellikleri, memelerin gelişimi, cinsel iştiha, aybaşı döngüsü ve gebeliğe hazırlık gibi işlerle görevlidir.).
Yumurta keseciğinden atılan yumurta hücresi, yumurtayı taşıma tüpleri (Fallopian tubes) vasıtasıyla alınır.
Fallopian tüpleri, yumurtalıkları Rahime (uterus) bağlayan kastan yapılmış kanallardır. Fallopian tüpü saçaklı kollarıyla bir ahtapot gibi serbest kalan yumurtayı yakalar ve kasılma hareketleri ve iç duvarlarındaki kıllar yardımıyla döllenmenin olacağı yere kadar itina ile taşır (sanki bir gelini, güvey’e götürme gibi).
*Cinsel birleşme ile spermleri taşıyan erkeğin menisi Prostat bezinin kasılmasıyla penisten kadının haznesine (vajinaya) ani bir şekilde püskürtülür. Bir atımlık menide yaklaşık 150-200 milyon tohum hücresi (sperm) ordusu hazneye boşalır. Prostat tarafından meniye ilave edilen alkali (bazik) sıvı vajinadaki asidik ortamı nötralize ederek spermlerin ölmeden vajina yolunu (ortalama 8-10 cm.) geçmesine imkan sağlar. Şayet Prostattan meniye alkali sıvı ilave edilmeseydi bütün spermlere vajina mezar olacak, yumurta hücresini hiçbiri dölleyemeden öleceklerdi.
Ve insan nesli de bitecekti.
Şimdi SORU ŞU; Erkeğin vücudundaki Prostat bezindeki salgı hücreleri, kadın vücudundaki vajinanın asidik yapısını nasıl biliyorlar ve ona göre alkali sıvı salgılıyorlar? Evrimciler bunu nasıl açıklayacaklar? Açıklayamazlar. Çünkü bu ancak, hem erkek vücudunu, hem de kadın vücudunu bilen yaratıcı Allah’a mahsus bir iştir.
*Yumurta hücresi hazneden (vajinadan) yaklaşık 20-25 cm uzaklıkta yumurta taşıma tüpü içindedir. Bu uzaklık sperm’in büyüklüğünün yaklaşık 4000-5000 katıdır (sperm 5-6 mikron). Spermlerin bu mesafeyi katedebilmeleri için bir desteğe ihtiyaçları vardır. Bu destek kadın haznesi ve Rahim (uterus)den gelir. Şöyle ki, Prostat bezi meni içine Prostoglandin adında bir kimyasal madde katar. Bu madde hem Vajinanın, hem de Rahimin kasılmasına sebep olur. Ritmik hareketlerle kasılan vajina ve uterus adeta spermleri ileriye (tüplerdeki yumurta hücresine doğru) doğru pompalar. Spermler cinsel birleşmeden yaklaşık 45-60 dakika sonra bir yarış halinde yumurtaya ulaşırlar (yaklaşık 420 mikron/dak. hız yaparlar.). SORU; Erkeğin vücudundan gelen şuursuz Prostoglandin maddesi, kadın vajinası ve Uterusunu nasıl biliyor? Ve spermleri yumurtaya ulaştırmayı nasıl akıl ediyor?
*Yumurtalıktan salgılanan Östrojen hormonu, spermlerin Rahimden kolayca geçmesi ve döllemeye uygun olmayan spermlerin ayıklanması için, Rahimi harekete geçirerek bir ‘mukus’ (yapışkan sümük gibi sıvı) salgısı salgılattırır. Mukus içindeki tuz (Nacl) fazlalaşarak mukusun yapışkanlığını ayarlar ve elastikleştirir. Bu değişimle yapışkan mukusta birbirine paralel aralıklı bir yapı oluşur. Bu yapı bir nevi depo ve filtre görevi görerek sağlam, deforme olmamış spermlerin kolayca geçmesine, deforme olmuş anormal yapıdaki spermlerin ise takılıp kalmasına sebep olur. Bu şekilde oraya kadar enerjilerini tüketmiş, sağlam olmayan spermlerin çoğu alıkonulur, sadece sağlam ve sıhhatli az sayıdaki spermler yumurta hücresini dölleme şansına sahip olurlar. Bu durum aynı zamanda bir atımlık menide neden 200 milyon spermin bulunduğunu da açıklar (şayet menide az sayıda sperm olsaydı döllenme tehlikeye girebilirdi.).
SORU ŞU; Prostoglandin maddesi, kadın Rahimini nasıl biliyor? Mukus yapısını nasıl filtreye dönüştürüyor? Spermlerin sağlıklı olup, olmamasını nereden biliyor? Yoksa bütün bunlar, bilen, yapan bir Alim i küllüşey’in işi midir?
*Rahimi de geçen spermlerin önünde artık başka mania kalmamıştır. Spermler Uterustan sonra döllenmeyi bekleyen yumurta hücresinin bulunduğu yumurta taşıma tüpüne (Fallopian tüpüne) geçip yumurtaya hızla yaklaşmaya başlarlar. Burada spermler adeta bir ‘100m. koşucuları’ gibi davranırlar.
Devam edecek…