• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

Seyda Hoca(m)’dan mesaj var

07 Ağustos 2025
A


Nusret Reşber İletişim:

Seyda Hoca(m)’dan mesaj var

NUSRET REŞBER

Allah’ın sevgili kulları, Allah’a tazim ve ibadeti hiçbir şeye değiştirmezler. Bu sebeple Allah yanında onların da değeri âlidir. Allah, sevdiği kullarını bütün mahlûkat indinde sevimli ve itibarlı kılar.

Adıyaman’ın “Seyda Hoca”sı da Allah’ın sevdiği kullarındandır. Yaşlısı-genci, erkeği-kadını, memuru-esnafı herkesçe sevilir, sayılır; baş tacı edilir.

Yöre halkı Onu “Seyda Hoca” olarak bilir. Asıl adı Muhyiddin ÜRPER’dir, Şırnak Cizre doğumlu, 84 yaşlarındadır.

Batman, Cizre, Irak ve Suriye’de çeşitli medreselerde ilim tahsil etmiştir. Hocası kendisine Adıyaman veya Konya’ya gidip, oralarda insanları irşad etmesini istediğinde Seyda Hoca, Türkçeyi fazla konuşamadığından Adıyaman’ı tercih eder ve 50 yıl önce gelip oraya yerleşir.

Bir müddet Adıyaman’ın Kahta ilçesi Alidam köyünde imamlık yapan Seyda Hoca, daha sonra Adıyaman Yeni mahalle camiinde görev yapar. İmamlığın yanı sıra İrşad ve talebe yetiştirme faaliyetlerinde bulunur. Emekli olduktan sonra da bu hizmetlerini sürdürür. Şimdi Adıyaman Bahçelievler mahallesinde cami, külliye ve evinin bulunduğu yerde hâlen Kur’an-ı Kerim, Hadis ve İslam ilimleri dersleri verilmektedir.

1990’larda kısa bir süre kendisinden ders okumuştum. Ders anlatırken bile tevazu ve hayâsından eliyle ağzını kapatarak konuşur.

Seyda Hoca’nın emsallerinden en ayırt edici özelliği, dünya malına bulaşmamış, siyaset ve ticarette kaybolmamış olmasıdır. Allah’ın kelamını, Resûlün sünnetini ve güzel Ahlakı insanlara tebliği önceler.

Evvelden beri büründüğü hayâ ve tevazuu, bugün, 80’lik yaşında Onu daha bir iki büklüm etmiş; bir et bir kemik kalmış.

Bir ay önce kendisinin de yakın dostu olan abim Abuzer’in taziyesinde onu tekrar görme ve nasihatlerini dinleme fırsatım oldu. Yarım saat süren konuşmasını pürdikkat dinledik. Kendisinin izniyle o konuşmasını sizinle paylaşıyorum: 

“Aziz kardeşlerim, bu söyleyeceklerimizi bir tefekkür edin!

Yeri, göğü ve içindeki bütün mahlûkatı, bu âlemi yaratan kimdir? Allah’tır. Kadın, erkek bu insanları bir nefisten yaratmış, bir nefisten çıkarmıştır. O nefis te Hz. Âdem’dir. Şu zamanda yaşantı neye bağlıdır? Petrol ve elektrik üzerine kurulmuştur. Peki, petrol ve elektrik nerden çıkar? Sudan ve topraktan... Peki, suyu ve toprağı yaratan kimdir? Allah’tır. İnsanların ve hayvanların rızkını veren kimdir? Bu rızıkları sudan ve topraktan çıkaran kimdir? Allah’tır.

Silahları, uçakları, telefonu vs. bütün teknolojik aletleri kim yapıyor? İnsan yapıyor. Peki, insanı kim yarattı? Allah yarattı. Peki, Allah bizi niçin bu fani dünyaya göndermiştir? Ona inanmak, itaat etmek ve ibadet etmek için. Kim bizi küfürden kurtarmıştır? Önce Allah ve ardından peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) vesilesiyle küfre düşmekten kurtulduk. İşte sen bu şekilde küfürden kurtuldun ve iman ehli oldun.

Zarar ve menfaat, izzet ve zillet, öldüren ve dirilten, hastalığı ve şifayı veren yalnızca Allah’tır. Her şeyin yapılması ve yapılmaması yalnızca Allah’la olur. O, bir şeyin olmasını istese ve bütün âlem mani olsa yine onun dediği olur. O bir şeyin olmamasını istese bütün âlem bir araya gelse, onun istemediği hiçbir şey olmaz! 

Madem ki maddi ve manevi her şeyimiz onunla oluyor. Biz de Allah’ı canımızdan, malımızdan, her şeyden daha çok sevmeliyiz, inanmalıyız ve itaat etmeliyiz. Madem ki onun Resûlü Hz. Muhammed (sav) bizi küfürden kurtarmıştır ve imanımıza vesile olmuştur. O zaman biz de onu sevmeli, inanmalı ve itaat etmeliyiz. Bizim her şeyimizi beyan eden, dünyamızı ve ahiretimizi haber veren nedir? Kur-an-ı Kerim’dir. Biz de Kur-an-ı Kerim’i her şeyden daha ziyade seveceğiz ve ehemmiyet vereceğiz. Dünyamızı ve ahiretimizi Kur’an’a göre hareket ettireceğiz. Emirleri ve yasakları ona göre yapacağız. Mademki öyledir; biz rabbimize, peygamberimize ve kitabımıza her şeyden daha ziyade ehemmiyet vereceğiz; inanacağız ve ona göre dünya ve ahiretimizi hareket ettireceğiz. Dünyanın rahatı, huzuru ve cennetin kazanılması hepsi bu söylediklerimizle olur. Ve illa bunları yapmam diyorsan. Hem dünyada hem ahirette son derece zarar, sıkıntı ve azaba uğrayacaksın.

Ehli iman, ahiret adamı; Allah’tan korkuyor, itaat ediyor, nasihatten, zikirden, ibadetten zevk alıyor ve hoşuna gidiyor.

Gafil, asi ve iman etmeyenler; bu dediklerimizden zevk almıyor ve hoşuna gitmiyor. Bununla beraber; dünyayı, parayı, malı, mülkü, makam ve rütbeyi seviyor. Kıymetsiz ve fani şeyler hoşuna gidiyor.

Bunun için ehli iman, ehli Kur’an ve ehli İslam hem dünyada hem ahirette cennette onlara huzur ve rahatlık vardır. Ebedi cennettedirler. Ama asi ve gafil olanlar için hem dünyada hem ahirette ne rahatlık ne huzur vardır. Akıbetleri cehennemdir.

Müminler, zahiren bu dünyada sıkıntı içinde olsalar da manen cennettedirler. Çünkü onlar dünyada iken cenneti kazanmışlardır. Fakat bu dünya adamları, iman etmeyenler, itaat etmeyenler her ne kadar zahiren rahat olsalar da nimet içinde olsalar da manen cehennemdedirler. Çünkü dünyada iken cehennemi kazanmışlardır.

Bu söylediklerimizi belki bazıları anlamıyor, belki de inanmıyor da. Ama yarın, söylediğimiz her şey açıkça ortaya çıkacak. O zaman inanacaksın ama geç olacak, fayda vermeyecek.

Ya Rabbi, sen bizim dinimizi ve imanımızı muhafaza et. İslam’a ve Kur’an’a göre yaşamayı, amel etmeyi hepimize nasip et ve bizi buna muvaffak et. Sonumuzu hayırlı et. Razı olduğun şeylerde bizi muvaffak et, razı olmadığın şeylerden bizi koru.” Âmîn.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

okur

sofiler miras icin kavga ediyor nusret
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23