Gazze’de ateşkese Türkiye damgası!
Gazze’de ateşkese Türkiye damgası!
Mustafa Ceylan
Ortadoğu’da taşlar yerinden oynarken, Gazze’de yaşanan vahşet dünyayı sarsıyor.
Herkesin unuttuğu bir gerçek var.
Türkiye, bu coğrafyanın sadece bir ülkesi değil, vicdanıdır!
Filistin Devlet Başkanlığı Özel Temsilcisi ve eski Başbakanı Muhammed Iştiyye’nin de açıkça ifade ettiği gibi, Türkiye bölgedeki eşsiz aktör!
Çünkü Filistin’le kalbiyle, Amerika’yla aklıyla, bölge ülkeleriyle de diplomasinin gücüyle konuşabilen tek ülke Türkiye’dir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Mısır’daki Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılımı ve Gazze’deki ateşkes anlaşmasına sağladığı katkı bunun en açık göstergesidir.
Iştiyye’nin ifadeleri boşuna değil:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantıya ve ateşkes anlaşmasına gerçek bir katma değer sağladığını düşünüyorum.”
Kimse İsrail’e Güvenmiyor!
Dikkat edin!
Iştiyye’nin sözleri aslında tüm dünyanın kalbinden geçen bir gerçeği haykırıyor:
“Kimse İsraillilere güvenmiyor.”
Bu cümle, Gazze’deki kanın, gözyaşının, yıkımın sebebini özetliyor.
Çünkü bu coğrafyada İsrail denen terör devleti sözünde durmadı, hiçbir anlaşmayı uygulamadı, her fırsatta Filistin halkının kanıyla beslendi.
Bugün gelinen noktada, uluslararası garantörlük kavramı bile bu güvenilmez yapıya karşı bir kalkan olarak gündeme geldi.
Ve işte burada devreye Türkiye girdi!
Erdoğan liderliğindeki Ankara, yalnızca ateşkesi değil, adaleti, dengeyi ve onuru temsil etti.
Batı Yaka Unutulmasın!
Iştiyye’nin bir diğer önemli vurgusu da Batı Yaka ve Kudüs’e dair oldu.
Evet, Gazze’de ateşkes sağlandı ama Filistin meselesi bitmedi!
Batı Yaka hâlâ işgal altında, Kudüs hâlâ zulmün gölgesinde.
Şarm el-Şeyh’te kurulan masanın bir benzerinin, Batı Yaka’daki işgalin son bulması için de kurulması gerekiyor.
Türkiye’nin Duruşu.
Sözle Değil, Eylemle!
Bakın, bugün birçok ülke konuşuyor ama kimse elini taşın altına koymuyor.
Türkiye ise konuşmaktan öteye geçti.
Gazze’deki ateşkesin sağlanması, Erdoğan’ın diplomatik hamlelerinin, sabrının ve kararlılığının sonucudur.
Birileri yıllardır “arabulucu” maskesiyle İsrail’e kalkan olurken, Türkiye mazlumun yanında dimdik durdu.
Unutmayalım; bugün Gazze’de ateşkes varsa, bunda Ankara’nın izleri, Erdoğan’ın imzası, milletimizin duası vardır.
İsrail’in kanlı siciline rağmen hâlâ “barış” kelimesiyle sahneye çıkmaya cüret eden Batı, artık Türkiye’nin bu denklemdeki ağırlığını kabul etmek zorunda.
Çünkü bu bölgede hiçbir taş, Türkiye’nin rızası olmadan yerine oturmaz.
Türkiye sadece bir ülke değil, ümmetin sesidir, mazlumun nefesidir.
Ve bu ses susturulmadıkça, Filistin davası da asla bitmeyecek!
Allah'a emanet olun ...