• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Mukaddes topraklar satılık değildir

02 Nisan 2025
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Mukaddes topraklar satılık değildir

MUSTAFA ÇELİK

Filistin, Kudüs, Gazze, Mescid-i Aksa ve mübarek çevresinin İslâm toprağı olduğuna inanmak kimliktir. “Filistin, Kudüs Müslüman olarak beni ilgilendirmez o Arapların sorunudur” iddiasında bulunmak, Müslüman kimliğinden feragat etmektir. Yeri gelmişken şunu da beyan etmekte fayda vardır: Filistin’deki dramı içselleştirmek için Müslüman olma şartı yok. İnsan olmak yeterlidir. Filistin’de, Gazze’de akıttıkları kandan ve gerçekleştirdikleri katliamdan dolayı Amerika-İsrail’e düşman olmayanların insan oldukları meşkûktür/şüpheli ve tartışmalıdır.

Gazze’deki soykırım karşısında eli kolu bağlı kalan dünyanın Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmeden bir halifeye ihtiyacı vardır. Dünyayı Şeytan Amerika ve terörist İsrail’den kurtarırsa ancak hilafet kurtarır. Halifesiz kalmış Müslümanların esaretleri hilafetsiz ve halifesiz sona ermez. Yahudi terör örgütü İsrail’in Filistin’i işgal ve istilâsı, hilafetin ilgasından sonraya tekabül etmektedir.

Yahudi terör örgütü İsrail, sadece Filistin’in işgaliyle kalmıyor. Şeytani bir plan ve haritaya göre hareket ediyor. Nil’den Fırat’a kadar hedefinde… Küresel terör devleti Amerika bu hedefin arkasında… Düşman ihmale gelmez. Düşmanı adım adım takip etmek ve İslâm topraklarından söküp atmak, ehl-i imanın üzerine farzdır. Rabbimiz buyuruyor:

“Düşman topluluğunu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allah’tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa Sûresi/ 104)

Küresel terör devleti Amerika ve Yahudi terör örgütü İsrail karşısında ortaya konulan her zaaf, İslâm ümmetinin hizmetine ve esarette kalmasına sebep olacaktır.

Bu âyet-i kerime bize diyor ki; düşmanla karşılaşmakta, bir düşman topluluğunu aramakta, düşman topluluğunu takip etmekte gevşeklik yapmayın, gevşek davranmayın. Kâfirlerle karşı karşıya gelme konusunda herhangi bir sıkıntınız olmasın. Sakın ha biz onların karşısına çıkamayız, biz onlarla savaşamayız, biz onların hakkından gelemeyiz diyerek onlarla savaş konusunda gevşeklik göstermeyin. Eğer sizler savaş konusunda acı çekiyorsanız, savaşın acıları sizi sarmışsa, savaş korkusu içindeyseniz bilesiniz ki kâfirler de aynen sizin gibi savaş konusunda sıkıntı çekmektedirler. Savaştan sıkıntı çekenler sadece sizler değilsiniz. Dolayısıyla savaşı sıkıntılı görüp de sakın kâfirlerin egemenliği altında zillet içinde bir hayata razı olmayın. Onlar savaş konusunda acı çektikleri halde bâtıl bir davaya sabır gösterirlerken size ne oluyor da hak davanız uğruna sabır göstermeyeceksiniz? Hâlbuki sabredip dayanmak onlardan çok size lâyıktır. Çünkü: Ayrıca sizin onlardan farklı bir tarafınız da var. Sizler onların Allah’tan istemediklerini istiyor, onların Allah’tan beklemediklerini bekliyorsunuz. Allah’ın kâfirlere hiçbir desteği yoktur. Onlar Allah’ın düşmanlarıdırlar. Ama sizler onlardan farklı olarak Allah’ın dostlarısınız ve onlarla girişeceğiniz bir savaşta sürekli Allah desteğindesiniz. Allah’ın yardımı sizinle beraberdir. İşte bu sizin için, sizin lehinize en büyük avantajdır. Evet, işte Rabbimizin müjdesi. Kâfirlerin, Yahudilerin, Hristiyanların, müşrik dünyanın Allah’tan hiçbir yardım ve destekleri yokken, size ayrıca Allah’ın yardımı da var. Eğer onlar eşit şartlar altında Müslümanlarla bir savaşa girmiş olsalar bile Müslümanlar hep avantajlıdırlar.

Küresel terör devleti Amerika ve Yahudi terör örgütü İsrail’e karşı iyimserlik intihar, savaşmayı ertelemek ise ölümdür. Amerika-İsrail’e karşı mücadeleden vaz geçmek, zulüm ve ölümdür. İngiltere›nin desteği ve teşvikiyle Osmanlı›yı arkadan vuran, ailecek eğitimlerini İngiltere›de alan, İngiliz kadınlarla evlenen, Siyonistlerle açık temasta olan ve İsrail›le yakın dost olan Arap aileler de hainlerden sayılmışlardır.

Amerika şeytanı küresel firavun Trump ve İsrail’in Gazze hususunda “etnik temizlik” ve “toplu sürgün” planına karşı sessizlik, tepkisizlik, esarettendir. Sömürge olmak, işgal altında olmaktan kötüdür. Körfez ülkelerinin ABD’ye verdiği haraç, bütün coğrafyayı besleyecek kadar büyüktür..

Osmanlı Devleti’nin Filistin topraklarında uyguladığı, hukukî ve siyasî nizamı bilmeyenler, Arap dünyasının üzerine çökmüş olan bütün felâketlerin Osmanlı hâkimiyetinin kötü bir yadigârı olduğunu savunmaktadırlar. Hâlbuki vak’a tam tersidir. Filistin’in ilk mazlumu 2. Abdülhamîd Han’dır. O, Filistin meselesinde büyük bir hassâsiyet göstermiş ve Yahudilerin ilk bakışta mâsumâne görünen arzu ve emellerine karşı basîret ve firâsetle tavır koymuştur. Abdülhamîd Han, kendisine Osmanlı’nın bütün dış borçlarını ödeme mukâbilinde Filistin’den toprak isteyen Theodor Herzl’e: “–Ben Filistin’den bir karış dahî toprak satmam! Zira bu vatan bana değil, milletime âittir. Milletim ise, oraları kanlarını dökerek kazanmış ve mahsuldâr kılmıştır. Şehîd kanları ile alınan vatan parçası, para ile satılamaz! Biliniz ki, ben canlı bir beden üzerinde sizin yapmayı plânladığınız hâin ameliyata aslâ müsâade etmem!” demiş ve bu tehlikeyi bertaraf etmek için çok ciddî tedbirler almıştır. Filistin davasını ancak izzet ve şeref sahibi olanlar savunabilir. Gazze Amerika’ya Gülizar değil, Mezar olacaktır!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Abdulhamit Filistinle ilgili söylediğinin aksine Kıbrıs ile ilgili olarak " Kendisini ve ailesini himaye etmesi karşilığı" Ingilizlere askerii us teklif etmiştir.Inanmıyorsanız bu ülkede AKP döneminde bakanlık yapmış Hüseyin Çelik'e sorun....

Okur

Adamlar halifenin bile 5 yıla yakın esir tuttular be kardeşim..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23