AK Parti’nin Brütüsleri… Dillerini sarkıtıp solumalarına bakın…
İnsanda hiç mi utanma olmaz?
Hiç mi sıkılma olmaz?
Hiç mi yüzü kızarmaz?
Gülenist imamların foyaları bir bir ortaya çıktıkça, hiç mi başını öne eğmez?
Hiç mi suçluluk duymaz?
Hiç mi özür dilemez?
Gülenist imamlar, himmet paralarıyla köpük partisi yapacak!
Kıbrıs’ta “Top V.I.P kumar müşterisi” olacak!
Cemaatin gücü adına, el kesesinden Dubai sefası yapacak!
Çalacak, çırpacak!
Kurban, himmet paralarıyla gırtlağına kadar harama batacak!
Bilderberg Fehmi’nin mason amcası Fethullah da, üzerine tüy dikip televizyona çıkacak.
Yüzü kızarmadan, dinden diyanetten dem vuracak…
Ortaya çıkan pislikleri, maneviyatla sıvamaya kalkacak.
Pes doğrusu…
Yüz değil, yanmaz-yapışmaz teflon bu Mason Fetullah’taki yahu?
Bu ne pişkinlik?
Bu ne vurdumduymazlık?
Ne olduğunu söyleyeyim!
Gülen biliyor ki, “it iti ısırmaz”.
Gülenist imam Ekrem Yalvak’ın, bir milyon doları kumarda yemesi…
Kanada imamı Faruk Arslan’ın meşhur “köpük partileri”…
Savcı Zekeriya Öz’ün Dubai tatilleri…
Gülen’in malikânesi…
Cipi…
Özel uçağı…
Masaj giderleri…
Malikâne giderleri…
Hiçbirinin hesabı sorulmaz.
Ama milletin seçtiği Cumhurbaşkanı’na üst akıl kesilenler olur.
Akıl verenler…
Ayar çekenler…
Racon kesenler…
Tehdit edenler…
Hesap soranlar…
Vefasızlık edenler…
Terk ederek yalnız bırakanlar olur.
Ama Gülen eleştirilmez.
Gülen’in falakası, meşhur sopası hiç gündeme gelmez.
Sinir krizi geçirdiğinde, cemaat ağabeylerine attığı dayaklar konuşulmaz.
Gülen’i eleştiren, en iyi ihtimalle “aforoz” olur.
Gülenizmin, malikânesine…
Çalmasına çırpmasına…
Kasetine şantajına…
Burnunu devlet işlerine sokmasına…
Ananasına, bankasına…
Hainliğine, casusluğuna kimse sesini çıkarmaz.
Kimse ağzını açamaz.
Bilderbergçi Fehmi’nin mason amcasına kimse hesap sormaz.
Gazeteci yazarları, davalar açarak susturmaya çalışmasını, kimse diktatörlük olarak yorumlamaz.
Basın üzerinde F tipi yargı eliyle kurduğu mafyatik baskı kınanmaz.
Varsa yoksa Cumhurbaşkanı…
Varsa yoksa Külliye…
Erdoğan’ın, Gülen gibi hukuk dışı yollara tevessül etmeyeceğini…
FETÖ’nün tüm ihanetlerine karşı hukukla mücadele edeceğini biliyorlar çünkü...
Gerçekten diktatör olduğuna inansalar…
Gülen’i…
Malikânesini…
Özel uçağını…
İmamlarının kumar harcamalarını…
Köpük partilerini…
Dubai tatillerini görmezden geldikleri gibi…
Erdoğan’a da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne de ağızlarını açamazlar!
Şimdi söyleyin bakalım asıl diktatör kim?
Gelelim üst akıl kibir atakları geçiren medya mensuplarına…
Bilderberg Fehmi’nin Aydın Doğan aleyhine tek kelime ettiğini duyan var mı?
Fethullah Locaefendi’ye karşı uyarı yaptığını, ağzını açtığını duyan?
Bilderberg’e, Mason Localarına çattığını duyan?
İsrail’i eleştirdiğini duyan?
Varsa yoksa tek tepesine çullandıkları Erdoğan…
Başarısız oldu diye yuhalayıp yol verdikleri Davutoğlu…
Akbabalar gibi üzerinde daire çizdikleri yer Beştepe…
Fırtınada gemiyi ilkin sıçanlar terk eder…
Klozette battılar…
Masada çuvalladılar…
Üstelik kendi foyaları meydana çıktı!
Rezil rüsva oldular…
Ne yapacaklarını şaşırdılar.
Hadi bunlar malum…
Düşmanlıklarını anlarım…
Zira alayı yüzde yüz İsrail “mal”ı…
Ben asıl, şu son seçim sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı, eteğindeki taşları dökenlere gıcığım…
AK Parti’nin iktidarından en çok nemalanan bu “dönek” Brütüs’lere…
Konjonktür değişince çark eden, yüksek manevra kabiliyetli oportünistlere...
Haysiyet fukaralarına… Şeref yoksullarına…
Hele şu her fırsatta Erdoğan’a çemkirmelerine bakın…
Cumhurbaşkanlığın Külliyesine ulumalarına…
Kimin bahçesinden uluduklarına…
Sonra da sahiplerine kuyruk sallayıp, dillerini sarkıtıp solumalarına bakın…
Aferin beklemelerine…
Bu yalancı bahara aldanıp öteki mahalleye “çiçek” açanları bir bir tanıyın…
Ki yarın adam yerine koymayasınız.
Yollarını kesesiniz…
Ümitlerini sinelerinde bırakasınız…
Bir şey olmalarına fırsat vermeyesiniz…