• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Duvarbaşı
Mehmet Duvarbaşı
TÜM YAZILARI

Vesayetçilerin vekalet ve veraset savaşları…

06 Şubat 2023
A


Mehmet Duvarbaşı İletişim: [email protected]

Altılı masanın geçtiğimiz hafta açıkladığı ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’, masanın niyetini de diyetini de bir bir ifşa etti.

Bir haftadır çok yazıldı, çizildi ama…

Neler yoktu ki, HDP destekli masanın 2 bin 300 sayfalık yıkım ve talan menüsünde!

Kuvvet komutanlarının eskiden olduğu gibi Genelkurmaya bağlanacağı, çoklu baroların iptal edileceği, MİT’in yapısının değiştirileceği, kur korumalıya son verileceği, yatırımların rafa kaldırılacağı, KHK’ların iptal edileceği, askeri liselerin yeniden açılacağı, Kandil’e para aktaran belediyelere ‘kayyım’ atamasına son verileceği, Cumhurbaşkanlığı sisteminin çöpe atılacağı, AİHM kararlarının tartışmasız uygulanacağı, savunma sanayisindeki SİHA, Kızılelma, TGC Anadolu, Milli Muharip Uçak gibi projelerin iptal edileceği şeklinde sıralanan taahhütlerle HDP/PKK’ya,  Pensilvanya’ya, küresel para baronlarına ve Batı’ya selam çakılıp, ‘aferin’ alındı.

Bir tek açık açık söyleyemedikleri, “Ayasofya’yı yeniden müze yapacağız”, “Başörtüsünü kamuda yeniden yasaklayacağız” ve “LGBT-İ oluşumlara alan açacağız” itirafı kaldı!

Yani 6’lı maşa ülkeyi Batı’ya, FETÖ’ye, PKK’ya, küresel para baronlarına ve cuntacı zihniyete teslim etmeye hazırlanıyor.

Vesayetin bu kadarına da pes doğrusu!

Üstelik bu vesayetçi kafa kendi aralarındaki hesaplaşmaları da, milletle olan kavgalarını da ‘vekalet’ usulü ile yürütüyorlar.

Batı’nın sözünden çıkmayıp, kulağına üflenenleri aynen tatbik eden Kılıçdaroğlu, ABD’den, İngiliz’den, Alman’dan aldığı talimatları bir bir uyguluyor.

15 Temmuz’dan sonra başbakan yapılacağı vaadini aldığı kesimin vekaletini üstlenen Akşener, kendi düşüncelerini (ki özellikle Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı söylemler) parti kurmayları üzerinden dile getirmeyi alışkanlık yaptı. 

‘Alevi cumhurbaşkanı olmaz’ düşüncesini Ankara Milletvekili Halil İbrahim Oral üzerinden dillendiren Akşener, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sokaktaki insanlardan itiraz var” söylemini de İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın ağzıyla dillendirdi. 

Yine ‘içerideki İrlandalıların’ büyük bir hevesle siyasi arenaya iteklediği Davutoğlu ve Babacan’ın eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ekibi tarafından dizayn edildiği, Erdoğan düşmanlığında birleşen bazı AK Parti artıklarının da buna teşne olduğu aşikar…

Bunları anlıyoruz, anlayabiliyoruz da….

‘Yeter söz milletindir’ diyerek tek parti vesayetine bayrak açan merhum Adnan Menderes’in mirasını taşıdığını iddia eden Demokrat Parti, milletin adamını astıran zihniyetle iş tutarak ne yapmaya çalışıyor. Celladına aşık bir kara sevdalı gibi, Kılıçdaroğlu’nu kuyruğuna takılan Gültekin Uysal millete değil, zillete vekalet ettiğinin, Demokrat Parti’ye değil, yıkım ekibine hizmet ettiğinin farkında değil mi? 

Burada asıl ve en önemli mesele ise, Saadet Partisi’nin takındığı tavır!

Hadi CHP, genlerindeki millet-ümmet düşmanlığının gereğini yerine getiriyor. 

Neticede bu zihniyetin vekili ve varisi…

İP, masayı ve gündemi karıştırarak, geçmişte RP, DYP, AK Parti, MHP gibi birçok partiyi gezen ‘mikser’ lakaplı liderine uygun hareket ediyor. 

Gelecek ve DEVA Partileri, eski dostlarına ‘kazık’ atmak için yarışırken millete ‘yazık’ ettiğinin farkına varmayarak, Davutoğlu ve Babacan’ın AK Parti’deki koltuklarından neden uzaklaştırıldığını detaylı şekilde gözler önüne seriyor…

Peki, merhum Erbakan’ın varisi olduğunu iddia eden  Milli Görüş’e gönül verenlerin vekili olduğundan dem vuran Saadet Partisi’ne ne demeli!

Merhum Erbakan’ın vizyonunda; milli savunmayı yerle yeksan etmek, terör yandaşlarına koltuk değneği olmak, LGBT-İ oluşumlarına destek verenlerle yol yürümek, emperyalist Batı’dan ‘aferin’ almak mı var!

Bir atasözümüzde “Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır…” der.

Şimdi kendi çıkarları için size arkadaş gibi davrananlar, yarın sizi yol kenarına bırakıp kaçıverirse şaşırmayın!

Bugün milletin değil de, Türkiye düşmanlarının ‘aferin’ine talip olanlar, yarın dönüp sığınabileceği, kendisine kucak açacak bir millet de bulamayacaktır…

 

*   *   *   *    *   *

Pinokyo’nun Bay Kemal ile imtihanı

  

Fıkra bu ya…

Bir gün Pamuk Prenses, Süpermen ve Pinokyo bir yürüyüşe çıkarlar…

Bir süre sonra önlerine “Dünyanın en güzel kadını yarışması” yazan bir tabela çıkar…

“Ben bu yarışmaya katılıyorum” diyen Pamuk Prenses,  koşa koşa gider.

Geri döndüğünde Süpermen ve Pinokyo ‘nasıl gitti?’ diye sorar. 

Pamuk Prenses kendinden emin cevap verir: 

“Birinci oldum elbette.”

Bu üçlü yürümeye devam ederler ve bu defa karşılarına “Dünyanın en güçlü adamı yarışması” yazan bir afiş çıkar.

Süpermen, “Ben bu yarışmaya katılıyorum” diyerek gider.

Yarım saat sonra geri dönen Süpermen’e arkadaşları sorar: 

“Eeee. Nasıl gitti yarışma?”

Süpermen, “Kazanacağımdan şüpheniz mi vardı” diye karşılık verir…

Neyse, yürümeye devam ederlerken, bu defa “Dünyanın en yalancı insanı yarışması” yazan bir tabelaya denk gelirler.

Pinokyo, “Tam benlik. Ben bu yarışmaya katılıyorum” diyerek koşa koşa gider yarışma alanına…

Bir süre sonra gözyaşları içinde geri dönen Pinokyo’ya arkadaşları sorar: “Ne bu halin, ne oldu?”

Pinokyo, perişan halde cevap verir:

“Kim ulan bu Bay Kemal?”

Bizdeki siyaset de işte bu hesap…

CHP lideri Bay Kemal, iktidar olma hırsıyla, koltuk hırsıyla bir oraya bir buraya saldırıyor…

“Ya yanımda olun, ya önümden çekilin” naraları atan Bay Kemal, kendi tabanını, kararsız kalan kitleyi ve oylarını çalmaya talip olduğu muhafazakar kanadı, hukuken, fiilen ve ekonomik manada yapılması imkansız olan onlarca vaatle kandırmaya çalışıyor. 

Kağıthane’yi ‘Kağıttepe’ yapan, fındığı Şanlıurfa’ya ürettiren, Çorum’u ülke yapan, Hazreti Ali’yi “filozof” yapan Bay Kemal’in, vaatlerini “fil” yapmasından daha doğal ne olabilir ki!

Üstelik arada doğruları da söylüyor…

İktidar olmaları halinde, yatırımları durduracağını, milli savunma sanayisini askıya alacağını, Pensilvanya’nın uşaklarını serbest bırakacağını, MİT’i, TSK’yı, YÖK ve BİK’i yeniden yapılandıracağını vaat eden Bay Kemal sizce yalan mı söylüyor?

Ama üzülme be Pinokyo!

Zaten bu konuda kimse boy ölçüşemedi ki Bay Kemal ile.

Senden ‘burun’ farkıyla önde olan Bay Kemal’i umarım bir gün geçersin…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

milletten biri...

Allah hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlarına sabır ihsan eylesin. Devlet-millet el ele her zaman olduğu gibi elinden geleni fazlasıyla yapacaktır muhakkak. Ancak hem cahilane hem üslupsuzca yorum yapmışsınız. Köşe yazarları yazılarını bir gün önceden yazarlar, değiştirme gibi bir imkanları yoktur bu biiirrr... Hem yazıyı okuyup hem sayın yazara 'Duvar'mısın nesin' demek saygısızca ve küstahca bu da ikiii... Kalın sağlıcakla.

kani

... yavuz böyle birgunde bile siyaset yazabiliyorsun
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23