• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Duvarbaşı
Mehmet Duvarbaşı
TÜM YAZILARI

Ver özerkliği, al desteği!

27 Mart 2023
A


Mehmet Duvarbaşı İletişim: [email protected]

CHP’nin ve millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Meclis odalarında buluştu. PKK’nın siyasi ayağı olan HDP’den buluşma sonrası yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı için aday çıkarmayacağız” denildi. 

Her ne kadar, “Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz” denilmese de geçtiğimiz yerel seçimlerde olduğu gibi, bu seçimlerde de CHP-HDP, hatta CHP-HDP-İP ittifakının hayat bulacağı günyüzüne çıktı.

Kılıçdaroğlu’nun, masaya 7. ortak olarak gelen HDP’ye ne gibi vaatlerde bulunduğu, hangi tavizleri verdiği konuşulup tartışılıyor ama ‘iç ve dış politikadaki söylemleri, dini ve milli konulardaki eylemleri” ile gitgide birbirine benzeyen bu iki parti yıllar önce birçok konuda anlaşıp uzlaşmıştı zaten. 

Hatta bugünkü masanın temelleri dahi o zaman atılmış, ülkeyi parça parça etmenin formülleri de o dönemde masaya yatırılmıştı.

Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu öncülüğünde 2018’de bir araya gelen CHP, HDP, İP ve SP, Erdoğan sonrası için bir anayasa taslağı hazırlamıştı. 

İki ayrı oturumda oluşturulan taslak metinde, Türkiye’nin 25 bölgeye ayrılarak yönetilmesi üzerinde çalışılmış ve HDP/PKK’nın hayalini kurduğu ‘özerk-federatif’ sistemin altyapısı oluşturulmuştu.

Yerel Meclis anlamına gelecek ‘konsey’lerin kurulması önerilen ihanet metninde, “Türk devleti” yerine “Türkiye devleti” ifadesinin kullanılması, anayasanın ikinci maddesindeki, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” ifadesinin çıkarılması, üçüncü maddede yer alan “Devletin dili Türkçe’dir” yerine ise “Resmi dil Türkçe’dir” ifadesinin yer alması önerilmişti.

Taslakta ayrıca, din dersi yerine ‘kültür’ dersi getirilmesi, ateistlik ve eşcinselliğin anayasal güvence altına alınması gibi maddelere de yer verilmişti.

Yani milliyetçiliğin pas pas edildiği, devletin çok ulusluluğa ve çok dilliliğe evrildiği, sapkınlığın legalleştirildiği bir ‘federatif’ yapı oluşturulması konusunda mutabık kalınmış.

Peki, kimler var bu metni hazırlayanlar arasında!

Bugün devleti yönetmeye aday olan ve cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ‘Başkomutan’ payesi de alacak olan Kemal Kılıçdaroğlu…

Başka?

Seçilmesi halinde ‘başbakan’ olmaya talip olduğunu (ki henüz öyle bir makam yok ortada) söyleyen, milliyetçi(!), vatansever (!), kumar masasının vazgeçilmez ortağı Meral Akşener…

Ya başka?

Milli Görüş’ün lideri merhum Necmettin Erbakan’ın bütün ideallerini gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan’a savaş açan, Ayasofya’nın bir bölümünün ‘müze’ye dönüştürülüp, turistlere açılmasını öneren Temel Karamollaoğlu!

Diğeri kimmm?

Yakın geçmişteki bir konuşmasında, Kandil’deki dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız Türkiye’ye gelmelidir, Türkiye’de siyaset yapmalıdır. Sayın Karayılan, Sayın Bayık, Sayın Ronahi Serhat bu insanlar dağlarda, Hakkarili gençler dağlarda... Kürtler, Suriye’de elde ettiği statüyü çok yakın bir gelecekte Türkiye’de de elde edecektir” diyen HDP eş Başkanı Pervin Buldan…

Veeee….

YPG’nin Kobani’yi işgalinin 3. yıldönümü olan 19 Temmuz 2012’de yaptığı konuşmada, “Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, YPG-YPJ’ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz. Bakın sırtımızı kime dayadığımızı çok net söylüyoruz ve bundan sonra da sırtımızı buraya dayamaya devam edeceğiz” diyen HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ…

O Yüksekdağ sırtını bugün, Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nin duvarlarına dayıyor. Ama oy uğruna, koltuk uğruna her yolu mübah gören sevgili dostu Bay Kemal, terör sevici Yüksekdağ’ı serbest bırakmayı vaad ediyor.

Tıpkı, terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’ı, terörist Selahattin Demirtaş’ı, Gezi provokasyonunun finansörü Osman Kavala’yı, kanlı 15 Temmuz darbesinin faili FETÖ’cüleri, DHKP-C’lileri ve bilimum Türkiye düşmanlarını salıvermeyi vaat ettiği gibi!

Yarın Allah muhafaza seçimi kazanması durumunda cumhurbaşkanı ve haliyle ‘başkomutan’ olacak olan Kılıçdaroğlu, şerefli Türk ordusuna, “Kandil’e operasyonları durdurun! Sınır kapılarını açın! YPG/PKK’lı dostlarımızın ‘özerk eyalet’ topraklarına girmesine izin verin. Sayın Öcalan’a, Sayın Karayılan’a, Sayın Bayık’a selam durun!” diye talimat verirse şaşırır mıyız? 

Elbette ki hayır!

Hadi CHP’nin zihniyetini de tıynetini de biliyoruz da sözde milliyetçi İP ile muhafazakar olduğunu iddia eden Saadet Partililer bunun vebalini nasıl ödeyecek merak ediyoruz. 

Yeniden Refah Partisi bile ‘Hatanın neresinden dönersek kârdır’ diyerek, son anda milli iradeden yana tavır ortaya koydu. 

Mevlam, bizden gibi görünen ama bizden öte olanların değirmenine su taşıyan diğerlerinin de yanlıştan dönmelerini nasip eylesin.

Ramazanınız hayırlı ve bereketli olsun.

Kalın sağlıcakla…

 

*   *   *   *   *

 

Çankaya’nın alternatifi Dokuztepe olursa!

 

Millet İttifakının bileşenleri ‘Seçimleri kazanırsak Saray’ı değil, Çankaya Köşkü’nü kullanacağız” demişlerdi ama….

Yaşanan son gelişmeler bunun pek de mümkün olmayacağını ortaya koyuyor.

Allah korusun da diyelim ki seçimi kazandılar. 

Ve zilletgiller tası tarağı toplayıp Çankaya’ya yerleştiler…

Yarın öbür gün Meral Hanım, balkondan seslenmeyecek mi: 

“Kemal Beyyyy…

Cumhurbaşkanıydı, başbakanıydı, cumhurbaşkanı yardımcısıydı, onların yardımcılarıydı, bakanlarıydı derken 40 haramileri geçtik. 

Daha Pensilvanya’dan himmet, Kandil’den musibet, ABD’den teslimiyet, IMF’den acziyet için gelecek konuklarımız da var.

Artık buraya sığmıyoruz. Büyük bir yere çıkmamız lazım!”

Eeee… 

Meral Hanım haksız mı! 

Peki Kemal Bey ne yapacak bu durumda?

Elbette ki o kıvrak zekasını konuşturacak.

Elbette ki yine omurgalı bir duruş sergileyecek veeee…

“Ondan kolay ne var ya hu!

Şu Beştepe’deki Saray var ya. Onun adını Dokuztepe yapalım. 

Hem ismini değiştirince kimse de bir şey anlamaz.

Bize, size, Temel Bey’e, Ahmet Bey’e, Ali Bey’e, Gültekin Bey’e ve evlatlarımız Ekrem ile Mansur’a 9’umuza da yeter de artar! 

Diğer dostlarımızı da gül gibi ağırlarız.

Üstelik bahçesinde cami de var. Temel Bey rahat rahat gitsin ibadetini yapsın. İsterse bir kısmını da müze yapıp turistlere açsın!”

Derse hangimiz şaşırır ki!

 

 

*   *   *   *   *

 

İlkesiz CHP’nin ‘6 ok’u

CHP’nin 6 Ok’unda bulunan ilkelerden, tanımı kendilerince çarpıtılarak yapılan ‘laiklik’ ilkesi dışındakilerin hepsi çökmüştür.

Milletin gerçeklerinden uzak, ‘her şeyin en iyisini biz yaparız’ havasındaki yaklaşımla halkçılık zaten Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu. 

Devletçilik ve inkılapçılık ise kuru birer kavram olarak mevcuttu.

Heykel yapmaktan, dindarlarla uğraşmaktan, milli iradeyle savaşmaktan inkılaplara, devletçilik’e fırsat bulamadılar ki!

Şimdi ise ülkenin temeline konulan dinamitle ‘Cumhuriyetçilik’, terör örgütüne verilen ‘özerklik’ tavizi ve eli kanlı canileri serbest bırakma sözü ile de ‘Milliyetçilik’ ilkesi mevta olmuştur.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

çamlı

chp nin iki temeli. oluştu temel karamolla, sezai temelli

ADİL

HOCA BENCE YERLE BİR EDİLESİ GEREKEN CHP DEĞİL BABACEN DİVİTOĞLU TEMELSİZ VE BİRDE MORALSİZ HANIM ONLARI ELEŞTİR
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23