Teröriste ‘Özgür’lük! ‘Özgür basın’a tehdit!
“Çantasında fotoğraf makinesi taşıyor” dediğiniz ve hak ihlaline maruz kalan masum bir gazeteci olduğunu iddia ettiğiniz kişi polisimize kurşun sıkıyorsa…
Meclis’te ağırlayıp kürsüye çıkardığınız şahıs, YPG/PKK saflarında Mehmetçiğe ateş açarken öldürülüyorsa…
TBMM’ye davet ettiğiniz bir alçak, polisimize yönelik saldırı sonrası yakayı ele veriyorsa…
Sırf “parasız eğitim pankartı açtı” diye savunup cezaevinden çıkarılmasını sağladığınız biri Çevik Kuvvet’e yönelik saldırısının ardından ölü olarak ele geçiriliyorsa…
“Polis tarafından mağdur edilen öğrenci” diye yutturmaya çalıştığınız hain, 1 polisimizi şehit ettikten 3 yıl sonra Emniyet mensuplarına kurşun sıkarken gebertiliyorsa…
Bir milletvekiliniz Aynel Arab’ta öldürülen PKK/YPG’li teröristin cenazesine katılarak gözyaşı döküyorsa…
Vekilleriniz DHKP-C’li bir teröristin tahliye edilmesi için imza kampanyası düzenliyorsa…
Daha neyin tantanasını yapıyorsunuz!
YAĞ GİBİ ÜSTE ÇIKTILAR!
Şehit ailelerinden, Türk milletinden özür dilemek yerine, yağ gibi üste çıkarak, “2012’de raporumuzda mağdur olarak gösterdiğimiz kişinin 10 yıl sonra terörist olacağını nereden bilebilirdik” demek…
Üstelik de o hazırladığınız raporda o şahsın YPG/PKK’dan hükümlü olduğu yazdığı halde böyle saçma bir bahanenin arkasına sığınmak, milleti ahmak yerine koymak değil de nedir?
İÇİNİZE HDP Mİ KAÇTI?
CHP, HDP ile iş tuttuğu için eleştiriliyordu hep ama görünen o ki, iş tutmaktan öte CHP’nin içine HDP kaçmış!
HDP de aynı şekilde Kandil’in teröristlerini ‘özgür’ bırakmak için aynı çabayı sarfetmiyor mu?
Zaten terörist Demirtaş’a özgürlük isterken de, sınır ötesi operasyonlara yönelik tezkerelere ‘hayır’ derken de birlikte hareket etmiyor musunuz?
Bütün bunların üzerine, ‘madem bu haltı yaptık… İyice sıvayalım’ diyerek, gazetecileri, medyayı, medya yöneticilerini tehdit etmek de ancak CHP’ye yakışırdı!
SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ
PKK’lıları ve DHKP-C’lileri ‘özgür’ bırakmak için rapor üstüne rapor hazırlayan CHP’nin Grup Başkanvekili Özgür Özel, Mersin’de polisimizi şehit eden iki teröristten biri olduğu ifade edilen Dilşah Ercan için ‘CHP’nin gazetecisi’ diye yazan bütün gazeteciler ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Bununla da yetinmeyen Özel, “Bugün değilse bu suçun zaman aşımı seçimden sonraya da yetiyor kardeşim. Bugün işlem yapılmazsa yarın yapılacak” diye tehditler savurdu.
‘Özgür basın’a ne oldu Özgür Bey!
Üstelik haberi bir bakıma siz kendi ellerinizle servis ettiniz medyaya. Malum terörist için ‘masum gazeteci’ dediğiniz rapor hâlâ partinizin sitesinde…
FAŞİZMİN DİK ALASI!
20 yıldır binlerce kez hakarete, küfre, iftiraya maruz kalan AK Parti yönetimi, hiçbir medya organını ve gazeteciyi bu şekilde tehdit etmezken….
Cumhurbaşkanı Erdoğan parti tabanına yönelik mesajlarında, “Bu gazeteleri evinize sokmayın” demekle yetinirken…
Sizin bu tavrınız resmen faşizmdir, despotizmdir!
PKK’YA SARILDILAR
Teröriste ‘özgür’lük, ‘Özgür’ basına tehdit öyle mi ‘Özgür’ Bey!
Tüm bu rezaletler Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşerken, Mersin’deki saldırıyı üstlenen PKK’nın silahlı kolu HPG, “Dilşah Ercan yanımızda ve görevinin başındadır” iddiasında bulundu.
HDP’nin yol arkadaşı CHP denize düşen yılan misali sarıldı bu iddiaya…
İki gün boyunca ağzını bıçak açmayan Kılıçdaroğlu, İçişlerine, emniyete sallayarak, “Öldürülen terörist için DNA testi” istedi…
Güler misin ağlar mısın!
TERÖRİSTLİĞİ TESCİLLENDİ
Eli kanlı terör örgütünün iddiasının doğru olduğunu varsayalım…
Yahu Kandil’deki yoldaşların, “Dilşah’ın bizimle bağı bağlantısı yoktur” demedi ki…
Net bir şekilde, “Kandil’de yanımızda ve yeni katliamlar için görev bekliyor” demek istedi.
Yani senin “gazeteci” diye savunduğun o caninin, hâlâ bir canlı bomba olarak ortalıkta dolaştığını söylediler.
Mersin’de öldürülen alçakların, senin raporla sahip çıktığın kişi olup olmaması değil, ‘terörist’ olduğunun terör örgütünün iddiasıyla dahi olsa tescillenmiş olması önemli….
TERÖR SİZİ BİTİRECEK
CHP olarak, terör yandaşlarıyla iş tutmaya, yolunuzu Kandil’in ışığıyla aydınlatmaya, canilere ‘gazeteci’, ‘aktivist’ kisvesiyle sahip çıkmaya devam edin siz…
Edin ki millet o çirkin yüzünüzü de, helalleşme argümanınızdaki riyakarlığı da daha net görsün…
* * *
İMeCe usulü terör taşeronluğu
İBB Başkanı seçildikten sonra 14 binden fazla çalışanı kapı önüne koyup, 18 binden fazla yandaşına kadro açtığı iddia edilen Ekrem İmamoğlu’nun terörle iltisaklı DİAYDER üyelerinin ardından terör propagandasından kapatılan İMC TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Şimşek’i de işe aldığı ortaya çıktı. 29 Eylül 2016’da ‘milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütüne aidiyeti belirlenen kanallar’ arasında gösterilerek kapatılan kanalın o dönemdeki yayın yönetmeni olan Şimşek’in, 25 bin lira maaşla İSMEK’te üst düzey yönetici yapıldığı öğrenildi.
CHP’li belediyelerin terörle anılması hep mi tesadüf!
Hep mi algı arkadaş…
Koskoca Türkiye’de İSMEK’in başına getirecek hiç mi adam kalmadı!
Adı terörle yan yana gelenlere bu ilginiz, bu minnetiniz, bu hürmetiniz nedir!...
* * *
6’lı masa ‘tak-şak’ peşinde!
İte kaka devam eden ancak cumhurbaşkanı adayını bir türlü belirleyemeyen 6 benzemez, dün yemek yeme, sohbet etme turlarının ikincisine başlarken, 2018’de CHP’nin adayı olarak Erdoğan’ın karşısına çıkan ve seçim sonrası “Adam kazandı” diyen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, müthiş bir tahlilde bulundu. İnce, “6’lı masa emredecek, cumhurbaşkanı da şak diye yapacak. 6 lidere düğme ilikleyip, ‘Emirleriniz efendim nedir?’ diye soracak bir aday arıyorlar. Böyle bir cumhurbaşkanı adayı nasıl seçim kazanacak? Bunu konuşmuyorlar” dedi. İnce’nin “tak” denileni “şak” diye yapacak aday arandığı yönündeki sözleri, “Biz 6’lı masa olarak noter değiliz” diyen Meral Akşener ve saz arkadaşlarının, cumhurbaşkanı adayı yerine, bir ‘noter’ aradığını da gözler önüne serdi.