“Nerden baksan tutarsızlık. Nerden baksan ahmakçaaa…”
Hakkı olmadığı halde VIP’i kullanmaya kalktı. Kendisini uyaran Ordu Valisi’ne ‘it’ dedi.
Tuzla’daki Kiptaş evleri temel atma töreninde, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na “Ulan” diye seslendi…
Kendisine kayak tatilini hatırlatan AK Partili İBB Meclis üyesi Mehmet Akif Aşıkkutlu’ya, “G…üne girsin kayak tatili” diye karşılık verdi…
2019 seçimleri sonrası YSK üyelerine tepki göstererek, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” dedi…
Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı ancak üçüncüsünde cezayı yedi.
Mahkeme İmamoğlu’nu ‘ahmak’ sözü sebebiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapse mahkum etti malum…
Kararın haklılığını, haksızlığını daha sonra ele alalım…
Kararın açıklandığı an yaşananlar tam bir komedi zira…
Mahkemenin aldığı mahkumiyet kararını makam odasında, İP Genel Başkanı Meral Akşener’in de bulunduğu ekip eşliğinde öğrenen İmamoğlu, önce bu kararın ne anlama geldiğini soruyor…
Kesinleşmesi halinde siyasi yasak geleceği, görevden alınacağı öğrenilince, Akşener devreye giriyor ve “Daha kararın kesinleşmesine 1,5 yıl var” deyip neşeyle gülücükler saçıyor.
“Nayır nolamaz Nekrem! Bu muhteşem bir haber. Çakkkk” diyerek Yeşilçam sahnelerini aratmayan bir senaryo ile kucaklıyor Ekrem’i, Akşener...
40 yıllık Akşener oldu mu sana ‘Çak’şener!’
Ama o ne sarılma, o ne kucaklaşma!
O ne coşku, o ne mutluluk…
Diyarbakır annelerinin, dağdan kaçıp gelen evladına sarılması da…
Televizyon programlarında yaşadığımız, kayıp anne-evlat buluşmalarında yaşanan manzaralar da hak getire…
Hava öyle ki,
“Tam istediğimiz gibi oldu. Biz bunun etinden, sütünden, yününden her türlü yararlanırız. Bir mağduriyet havası, iki miting şovu ile yerlerde sürünen prestiji toparlar, Sayın Kılıçdaroğlu’nun avucunun içinde sandığı adaylık kontenjanını söke söke alırız…” havası…
Nitekim, karar sonrası Saraçhane’de üst üste düzenlenen mitingler…
“Hak, hukuk, adalet” nidaları…
“Yargının değil, Saray’ın kararı” naraları…
“Daha güçlü geliyorum. Göreve hazırım” sloganları…
Hepsi ama hepsi, büyük bir tezgahın küçük birer parçası gibi yansıdı kamuoyuna…
Yeni başdanışmanı ABD’li Jeremy Rifkin ile Almanya’da randevulaşan ve ‘adaylık’ için gerekli icazetin son halkasını da tamamlamak isteyen Bay Kemal, kararı duyar duymaz, özel uçakla geliyor ve Bay Ekrem’in yanında alıyor soluğu…
İlk açıklaması da oldukça enteresan Kılıçdaroğlu’nun:
“Bu karar adaylık sürecini etkilemez. Sayın İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak görevine devam edecek. 16 milyon arkasında…”
İnsan ister istemez soruyor tabii:
“Madem bir mağduriyet var. Madem haksız bir karar var. Neden bütün Türkiye değil de sadece 16 milyon İstanbullu arkasında?”
Bütün bunlar, CHP içinde ve 6’lı masada yaşanan adaylık kavgasının dışa vurumu aslında…
Bir yanda karar sebebiyle neredeyse zil takıp oynamadığı kalan İmamoğlu-Akşener cephesi, diğer yanda ilmik ilmik işledikleri adaylık yoluna ‘diken’ ekildiğini görerek suratları asılan Kılıçdaroğlu-Kaftancıoğlu cephesi…
Gelelim yargı kararına…
Malum Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Aralık 1997’de okuduğu bir şiir sebebiyle ‘haksız’ yere yargılanmış, alelacele 6-7 aylık bir süreçte mahkumiyet kararı verilmiş ve cezaya konu edilen şiiri okumasından 15 ay sonra 26 Mart 1999’da cezaevine konulmuştu.
İmamoğlu’nun ‘ahmak’ı ile Erdoğan’ın ‘şiir’ini bir tutmak başlı başına bir akıl tutulmasıdır, o ayrı konu.
Sayın İmamoğlu’na gelince…
‘Ahmak’tan çok daha ağır, çok daha vahim ifadeleri olan…
Hakkında çok sayıda hukuksuzluk ve yolsuzluk iddiası bulunan bir belediye başkanını, seçim sürecinde böyle bir cezaya çarptırmak akıl kârı değil…
4 Kasım 2019’da sarfettiği bir sözden 3 yıl sonra gelen bu karar (her ne kadar istinaf ve Yargıtay yolu açık olsa da) “kullanışlı bir aparat” olarak sunuldu İmamoğlu ve yandaşlarına…
Bu karar çok daha önceden kısa sürede sonuçlanabilirdi.
Siyasi mühendislik girişimlerine artık bir son verilmeli.
Bırakın kendi mecrasında aksın siyaset…
Şimdi diyelim ki,
Mağduriyet üfürüğünü de arkasına alan İmamoğlu, 6’lı masa tarafından ortak aday ilan edildi…
Ve hemen akabinde de seçime haftalar kala, Yargıtay kararını verdi ve İmamoğlu’na cezayı onadı…
Siyasetin içine düşeceği nahoş durumu düşünebiliyor musunuz?
Ya da böyle bir riski göze alamayan 6’lı masa, başka bir isme yönelecek ve Sayın Kılıçdaroğlu ‘aday’ gösterilecek.
Bu durumda da başta Akşener olmak üzere 6’lı masa içindeki ‘istemezükçüler’ devreye girecek ve seçim öncesi yeni bir kaos yaşanacak.
Eeee… Türkiye burası!
Ceza yersin göbek atarsın…
Ödüllendirilirsin küfredersin…
Yargısı ayrı, muhalefeti ayrı sorun…
Ahmet Kaya’nın da şarkısında dediği gibi…
“Nerden baksan tutarsızlık. Nerden baksan ahmakçaaaa…”