• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

İran’ın üfürüğü

17 Nisan 2024
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

 

İran ile İsrail birbirini besleyen iki varlık. Balıkla kuş gibi. 

Bir balık türü var. Kuş dışkılıyor balık yiyor. Böylece geçinip gidiyorlar. 

Aynen İran ve İsrail de öyle. İran Şiiliği yaymaya çalışan bir devlet. İsrail de “Vaad edilmiş Topraklar” hedefine yürüyen bir devlet. İkisi birbirlerine o kadar muhtaç ki!

13 Nisan 2023 tarihinde güya İran, İsrail’e füzeler attı. Sanırsın İsrail’in göbeğini üzdü. İsrail, Kasım Süleymani’yi öldürdü. O Kasım Süleymani ki İran’da milli bir kahraman olarak görülüyordu. İsrail, son Şam saldırısında yedi İranlıyı öldürdü. Buna karşılık İran’ın attığını iddia ettiği iki yüz füzede ölen yok. 

Nasıl olsun ki; İran adeta saatini, dakikasını bile söyledi. İran için söylediklerime şöyle itiraz edilebilir. Türkiye o kadar da atamadı ya. Aferin İran’a. Hayır işin aslı şu: Türkiye laik bir ülke. Şiiliğin dünyada bir devleti var lakin Sünniliğin devleti yok. Son olarak Cennetmekan Sultan Abdühamid’in “Panislamizm” politikasından sonra yıkılan Osmanlı Devletinin yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin böyle bir derdi yok. Olamaz da… Zira Türk Derin Devleti Laikliği korumak için bir konsept geliştirmiş. Şimdi gayet iyi anlaşılmıyor mu İngilizlerin Kurtuluş Savaşının başından beri her aşamada hatta Halifelik kaldırılıncaya kadar Türkiye’de durdukları!

Hatta gayet iyi anlaşılmaktadır ABD gemilerinin Kurtuluş Savaşında Boğazda demirledikleri. Zira kaç kez Düveli Muazzamaya üye olmak için müracaat ettikleri halde Abdülhamit tarafından veto edilen Osmanlının yıkılıp yerine her şeyi kabul eden ve mukaddesleri inkâr eden bir devletin kurulması gerekiyordu. O devlet kuruldu ve ABD, Osmanlı’dan intikam almak isteyecekti. 

Böylelikle intikamını alıyordu.

Evet! İran’a bir düşman gerekiyordu. O düşman İsrail. İsrail’e de bir düşman gerekiyordu. O düşman İran. Böylece hem içerideki muhalefete ayar vermeyi  hem de Sünni dünyaya “Bak, İsrail’e kafa tutmayı beceren tek ülke biziz” demeyi kendilerinde bir hak olarak görüyorlar. 

Böylece hem İsrail, çevresindeki halkı yani Müslüman devletleri korkutacak, ardından da İran onlara hamilik yapacak. Nitekim İran 1979 devriminden sonra Bahreyn’in abisi, Yemen’in muhafızı, Lübnan’ın da karakolu durumunda. Azerbaycan zaten Şii. Türkiye ise Laik… Sünni dünya ise başsız durumda.

Rize’den yazan bir okuyucum Yaşar Hacıosmanoğlu ve kızı İlknur Hanım; bana 1939 yılının 7 Gün dergisinin bir sayısının fotoğraflarını göndermişler. Sağ olsunlar. Derginin o sayısında, daha İsrail Devleti kurulmadığı halde, Yahudilerin tarih boyunca yaşadıkları sürgünlerden bahsediyor. Anlayamadığım sanki bu ırk çok azgın ve geçimsizdir. Bulundukları yere tarih boyunca sığmadılar. Şunlara bir devlet kurduralım da orada rahat rahat dursunlar mı denmek isteniyor? Eğer öyle ise Yahudiler müstakil devletlerinde de rahat durmuyor. İşte İsrail kurulduğu günden bu yana sürekli yanında yöresindeki devletlere sataşıyor. Şimdi de şöyle mi denmek isteniyor acaba? Bunlar rahat duracak değil. En iyisi Vaad Edilmiş Toprakları bunlara verelim de varsın ne halleri varsa görsünler.

Sanki oraya zorluyorlar gibi. İran da İslam düşmanlarına karşı tarih boyunca hiç istifini bozmayan bu millet, adeta İsrail’i azdırarak kendi emeline ulaşmak istiyor gibi. İran şu anda Osmanlı topraklarında Şiilik propagandası yapan Şah İsmail’e benziyor. Buna teşne içimizdeki beyinsizleri de sanki …. da boncuk bulmuş laiklikle oyalıyor.

Hulasa: Balık ve kuş birbirini besliyor. İslam’ın küffara karşı keskin kılıcı olan Müslüman Türkler de o kılıcı yeniden kuşanacağı günleri bekliyor. Çünkü İran Şiiliği başımıza bela olmaya namzet gibi.

Bize de “içimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” demek düşüyor. Çünkü Türkiye İslam Dünyasının başına geçemeyince başsız kalmaya devam edecek. Hâlbuki yapacak o kadar iş var ki. Vesselam. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Temel

Sayın Yazar doğrumu yanlış mı

ABD oltasının ucundaki zavallı balıklar.....

Humeyniyi çıkarıp besleyip büyüten, Fransa'da koruma altına alan ve neticesinde İran'a getiren ABD dir. Zaman zaman dikkat çekmesin diye yalandan birbirilerine höt zört derler, hepsi o kadar. İran Büyük Ortadoğu projesinin önemli aktörlerinden bir tanesidir. ABD, Ortadoğu da İsrail'in çıkarlarına ters düşen hiçb kimseyi işbaşına getirmez, hasbel kader gelenleride anında uçurur, onları İsrail'in çıkarları doğrultusunda kullanır, limon gibi sıkar, en nihayetinde de deliğe süpürür ve yerine başka bir kahramanı! geçiririr. Bu durumu idrak edemeyen toplumlar, İsrail ve ABD ye küfür ederek, sürekli onların uşaklığını yapar ama gerçekte kime hizmet ettiğinin asla farkına varamazlar.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23