• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Zalim Rejimler Sahipleriyle Çökerler

11 Aralık 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Zalim Rejimler Sahipleriyle Çökerler

HÜSEYİN ÖZTÜRK

İnsanlık tarihi, zalim rejimlerin sahipleri ve destekçileriyle çöktüğü hadiselerle doludur. Hiçbir zulmün ömrü yüz yılı aşmamıştır.

Baas rejimini ve Beşşar Esad’ı destekleyen siyasetçilere geçmiş olsun. Siyaset yapmaya gücü yetmeyenlerin sığındıkları taraflarından birisi de utanmazlıklarıdır.

Bakalım bundan sonra hangi zalimlerin savunuculuğunu ve sahipliğini yapmakta ittifak kuracaklar?

İnsanın elbet her şeye aklı ermez lakin şu işe hiç akıl erecek gibi değil.

Zalim Beşşar’a sahip çıkanların başını İslam düşmanları çekerken, söylemleri itibariyle Müslüman görünümlü kimselerin varlığı daha utanç vericiydi.

Ne diyelim Beşşar ile hasrolunsunlar.

Suriye... Medine-i Münevvere’ye selam gönderen ilk beldedir. Şam, Peygamberimiz (sav)in müjdesiyle bereketlenmiş bir diyardır.

Suriye, uzun insanlık tarihinin son 402 yılı boyunca, medeniyetimizin ilmek ilmek örüldüğü şehitli ve şahitli topraklardır.

Yıllardır Filistin’de olduğu gibi Suriye’de de süren zalimlikler, sadece bir coğrafyanın değil, vicdanlı dünya milletleriyle, İslam ümmetinin bağımsızlığına vurulan prangalardır.

Namuslu tarihçiler Filistin ve Suriye’yi yazarken, çocuklardan ebeveynlerine kadar yüzbinlerce katliamı, gözyaşlarını ve harabeye dönen şehirleri, “insanlığın sınavıydı” diye kaleme alacaklardır.

Bu arada özellikle İslam âleminin unuttuğu bir hakikati de dile getirmeli.

Filistin, Suriye ve diğer mazlum coğrafyalardaki vahşetler, sadece o bölgelere ait yaralar ve acılar değildir. Bütün bir İslam ümmetinin yarasıdır lakin aldırış edenler azdır.

Türkiye ile Suriye’nin ilişkileri tarih boyunca kardeşlik, komşuluk ve kadim bağlarla kenetlenmiştir. Bu hakikatin kemendine sahip çıkmalıdır.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ve hükümetimizle birlikte amentü sahibi milletimiz; zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alarak, içeriye ve dışarıya insanlık dersi vermiştir.

Ancak bu insani duruşun ötesinde, bölgeye yönelik stratejik bir akıl ve adalet temelli bir yaklaşıma da ihtiyaç vardır.

Çünkü Suriye meselesi yalnızca sınırlarla tarif edilemeyecek kadar derin bir meseledir.

Bugün Suriye’nin geleceğine dair umutlarımızı diri tutmalı, yeniden huzur bulması için dualarımızla birlikte elimizden gelen yapılmalıdır.

Tabi dualar kadar çaba, strateji ve irade de önemlidir. Türkiye’nin bölgedeki varlığı, sadece güvenlik kaygılarından değil, tarihi ve manevi bir sorumluluğun da şartıdır.

Bizim için Halep, Antep kadar yakındır; Şam, İstanbul kadar değerlidir. Mazlumların yanında olmak, kadim medeniyetimizin bize bıraktığı ahiret merkezli mirastır.

Bu mirası taşımak, sadece bizim değil, İslam ümmetinin boynunun borcudur.

…………….

Ezcümle:

Suriye’nin ayağa kalkması, tüm İslam dünyasının bir kez daha dirilmesi anlamına gelecektir. Kalplerimiz ve amellerimizin mesaisi bu yönde olmalıdır.

Zalimlerin karşısında durmak, mazlumların elinden tutmak, bir tercih değil, imani bir mecburiyettir.

Bu coğrafyanın bağrında; barışın, huzurun ve kardeşliğin yeniden yeşereceği günlerin eşiğindeyiz. Bu davanın sancaktarlığını yapmak Müslümanlara düşer vesselam.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ismail saydam

halkınin yarısına her seçim oncesi terörist diyen , halkı açlığa mahkum eden adaleti katleden iktidar Suriye rejiminin başına gelenlerden ders çıkartır umarım.

Zalim Rejimler Sahipleriyle Çökerler

İnsallah
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23