Şeyh İmran Hz.leri Mudurnu (1)
Şeyh İmran Hz.leri Mudurnu (1)
Hüseyin Öztürk
Sıcakların gölgeyi bile bunalttığı şu günlerde dağlarda olmak, yaylalarda olmak, biraz serinlik verebilir. Bugün fiziksel olarak hissettiğimiz serinlikten değil, gönül serinliğinden ve gönülleri serinletenlerden de söz edelim.
Malum ülkemizin hangi köyüne, kasabasına, ilçesine, iline varsak, gönülleri imar eden, kalpleri sürura gark eden Allah dostlarının kabir ve türbeleriyle ve tabi hayatta iken yaptığı hizmetleriyle karşılaşırız.
Hafta sonu işte böyle gönüller yapan, gönüller yamayan, gönüller onaran ve altıyüz yıldır, etrafına insanları toplayan bir Allah dostunu anma ve anlama günündeydik.
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde ve Mudurnu’ya adeta gökten bakan “Şehriman Tepesinde”, iki Allah dostunun kabri şerifi vardır.
Her ne kadar tepe denilse de aslında dağdan farksızdır. Çünkü şehrin bütününü gören bir dağ. İşte bu dağda, biri Şeyh İmran Hz.leri, diğeri Filibeli Hacı Tevfik Efendinin kabirleri var.
Pazar günü iğne atsan yere düşmez misali, dağın başından eteklerine kadar her çam altı, her gölge altı, insan kaynamaktaydı ve yediden yetmişe yer-gök insandı.
•
Hedef ve gaye, Şeyh İmran Hz.lerinin manevi huzurunda buluşmaktı. Civar il ve ilçelerden gelenlerle coşkulu bir kalabalık mevcuttu.
Öğle saatinde günün mana ve önemine binaen, dini-milli muhtevalı konuşmalar yapıldı, ardından hayır ve hasenat sahiplerinin bağışladığı etli pilav dağıtıldı.
Kur’an ve Sünnet merkezli tasavvuf, bizim milletimizi bir arada tutan mayanın başında gelir. Gün boyunca insanların birbirleriyle kaynaşmaları, birbirlerine ikramda bulunmaları, gönüllerin buluşması olsa gerektir.
Böylesine birlik ve beraberliğin sergilendiği organizasyonu, Şeyhül İmran Kültür ve Tanıtma Vakfı gerçekleştirmiş.
Etkinliğin huzur ve güven içerisinde geçmesi ise millet-devlet kaynaşmasının mimarı olan Göynük Kaymakamı Talha Battal’ın samimi gayretleriyle nihayet buldu.
“Niye Göynük kaymakamı” sorusu akla gelebilir. Söyleyelim. Mudurnu Kaymakamı Ayhan Kalaycıoğlu’nun tayini sebebiyle, Göynük kaymakamı vekâlet etmekte imiş.
Yeri gelmişken anma günüyle alakalı ilginç bir hayırseverlik örneğini de nakledelim.
Düzceli bir hayırsever insanımız, yaklaşık 10 yıldır her etkinlikte bedava karpuz dağıtırmış. Sabahın seherinde türbeye çıkan yolun başına bir kamyon karpuzu getirir, yukarı çıkanlara birer birer dağıtırmış.
Hayırseverimiz birkaç yıl önce vefat etmiş ama vefatından önce de çocuklarına; “Her sene karpuz dağıtacaksınız” diye vasiyet etmiş. Hayırseverliğin ve ikramın çeşidi olmuyor.
•
Ezcümle:
Efendim, biz millet olarak birbirlerini gönül ve inanç diliyle anlayan, tanıyan, bilen ve birliklerini, beraberliklerini değer yargıları çerçevesinde ören bir toplumuz.
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi bu birliği de dini-milli değer yargılarımıza borçluyuz.
“Dosta giden yolda, insana gönül dostları yoldaşlık eder” derler. Söz uzadı Şeyh İmran Hz.leri ve Tevfik Efendiden söz edemedik. Yarına İnşaallah.