• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Sevda-yı Vatan Tarladan Başlar

10 Mart 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Sevda-yı Vatan Tarladan Başlar

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Bu hafta tanıtmaya çalışacağımız eser, İstanbul Ticaret Borsası’ndan çıkan ve Doç. Dr. Şefik Memiş’in, “Sevda-yı Vatan Tarladan Başlar” isimli kitabı.

Ne tarladan başlamaz ki, ne topraktan başlamaz ki, yaratılışımızın mayası da toprak değil mi? Topraktan yaratılan bütün canlıların besleneceği, geçimini sağlayacağı, barınağını yapacağı malzeme de toprak değil mi?

Şefik Memiş, bugüne kadar gazete arşivlerinde kalmış, “toprak ile insanın”, “insan ile hayatın” ayrılmazlığını, bir ülkenin istiklalinin ille de toprağa ve tarıma dayalı olduğunu gözler önüne sermiş.

Bugün küresel dünyada, küreselcilerin gelişmekte olduğu ülkelere dayattığı zulümlerden birisi de o ülkelerin tarımını olabildiğince geri bırakmak yahut kendi organizasyonlarıyla o toprakları işleyerek bir nevi sahip etmektedirler.

Yüz elli yıl öncesine kadar, 22 milyon metrekareye, altı yüz yıl hükmeden Cihan Devleti Osmanlı, o yılların gereği, toprakla halkların münasebetlerini çok sıkı tutmuştur. 

Yakın tarihimize baktığımızda da toprak ve tarım öylesine önem arz etmiştir ki, dokuz ayrı cephede İstiklal mücadelesi veren ve 780 bin metrekareye sıkışan vatanımız tarımla, toprakla ayakta kalabilmiştir.

Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşları ve Milli Mücadelede tarım ülkesi olmamız, toprağımızın her metresini vatan bilmemiz, “Buradan başka gidecek yerimiz yok” inancımız, bizi milli bir zafere götürmüştür.

Bugün geldiğimiz noktada hamdolsun sanayide, teknolojide, savunma sanayiinde, tekstilden, enerjiden tarım ürünlerine kadar büyük bir zenginlik yakaladık.

Elbet bu zenginliğin temelini halen tarım politikamız belirlemektedir. Kitaba takdim yazısı yazan İSTiB Başkanı Ali Kopuz’un şu tespiti önemlidir:

“Vatan sevdasının ekilmemiş bir avuç topak bırakmamakla ve bu topraklarda binbir emekle yetiştirdiğimiz mahsullerin israfını önlemekle mümkün olacağına inanmaktayız”.

Ali Kopuz’un tespitine İbn-i Haldun’un ifadesiyle katılalım. “Bolluk içerisindeyken israf, bir memleketin istiklalini sıkıntıya sokar”.

Şefik Memiş, “Türk Ziraat Tarihini” 19. yüzyılda yayınlanan gazete arşivlerinden didik didik ederek bugüne taşımış ve şehirlerden köylere kadar tarıma dair yapılan mücadeleleri anlatmış.

Gerisini kendisinden okuyalım:

“Osmanlı dönemi neşredilen ziraat dergi ve gazetelerinde izini sürdüğüm her yeni konu ile zirai kalkınmanın temellerinin 1880’lerde bilinçli, bilimsel ve teknoloji odaklı atıldığını gördüm.

Tabir-i caizse Sultan II. Abdülhamid ile birlikte ziraatımız, hem okullara hem “ziraatçi” bir nesle hem de geniş bir tarım literatürüne sahip olmuş.

Sizler de bu kitabın sayfalarını karıştırınca çok tanıdık konularla karşılaşacaksınız. Söz gelimi ziraat literatürü oluşturmak için başlatılan tercüme atağına şaşırarak, aynı şekilde gençleri çiftçiliğe özendirme gayretlerini ibretle okuyacaksınız”.

Ezcümle:

Bizim değer yargılarımızda “arka toprağım” diye bir tabir vardır. İşte bu arka toprak inancı, aynı zamanda vatanımızın bekçisidir. Bu vatan tarımla ve toprakla sahiplenilir. 

Eser hakkında: [email protected]

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

İLİÇ

SATINIZ SATIYORSUNUZ VAHŞİ MADENCİLİĞE İZİNLER VERİYORSUNUZ İLK ÖNCE KÖY TARLA MERA YASASINI DEĞİŞTİRMEKLE KATLİAMA BAŞLADINIZ ÖRNEK KAZ DAĞLARI SİVAS ARTVİN ERZİNCAN İLİÇ

okuyucu

maalesef hocam maalesef . Halkın çoğunluğunu kente göç ettirecek sosyal ,ekonomik stratejiler uygularsa yöneticilerimiz ne tarım kalır ne de çiftçi .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23