Recep Tayyip Erdoğan kışta geldi
Recep Tayyip Erdoğan kışta geldi
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Cumhurbaşkanımız Erdoğan iki anlamda kışta geldi. Birincisi dün doğum günüydü, 26 Şubat 1954. İkincisi hayatının zor zamanları hep kışta geçti.
Siyasi hayatını okuyanlar yahut bilenler; ne badireler atlattığını ne ağır bedeller ödediğini ama hiçbir bedeli, başkalarının üzerine yüklemeden taşıdığını bilir.
Siyasi hayatı boyunca Türkiye’nin geçirdiği ekonomik, sosyal, siyasal ve iktidarların hep kış zamanlarına denk geldi ve canını dişine takarak çalıştı, çabaladı, Allah’ına sığındı, kendisiyle birlikte yürümeye azmetmiş insanlarla yürüdü.
Büyük zulüm yılları olan 28 Şubatçıların zalimliklerinin her türlüsünü yaşadı.
6 Aralık 1997 yılında Siirt’te düzenlenen mitingde Ziya Gökalp’in yıllardır ders kitaplarında okutulan “Asker Duası” şiirini okuduğu için cezalandırıldı.
Hâlbuki bu şiir, 1912 yılında Balkan Savaşında Mehmetçiklerimiz için yazılmıştı. İşin tuhafına bakın ki, 28 Şubat vesayetçileri bile bu şiiri anlayamamıştı. Anlamak istemediler.
•
Bugüne değin siyasi hayatı boyunca hiçbir kış Erdoğan’ı üşütemedi. Hep şu tevekkülüne tabi oldu. “Benim referansım İslam’dır”.
İşte tam bu noktada gönül istiyor ve diyor ki:
-Cumhurbaşkanımızın yaşadığı kışların neticesinde bugün baharı ve yazı yaşayan yanındakiler, yöresindekiler, hemen her çevreden herkes, Reis’in bu referansını idrak etsinler, hallerini, hareketlerini, sözlerini, yaşam biçimlerini ona göre düzenlesinler.
Çünkü milletimiz Ak Parti’ye ve hükümete bakarken, sıradan bir parti diye bakmıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın zaviyesinden bakıyor ve ona göre notunu veriyor.
Herhangi bir parti yöneticisi, milletvekili, bakanlar yahut bürokratlar, bütünüyle her hallerini Recep Tayyip Erdoğan’ın millet nezdindeki anlayış ve görüşüne göre ayarlamak mecburiyetindeler.
Ne yemelerinde ne içmelerinde ne gezmelerinde ne çalışmalarında milletin zıddına gidecek hal ve harekette bulunamazlar.
Tüm yanlışlar ve hatalar Erdoğan’a mal ediliyor. Hiçbir zat, Cumhurbaşkanına bu hadsizliği yapamazlar, yapmamalılar.
Acaba bugün partide ve hükümette bulunan kaç insanımız, Erdoğan’ın İstanbul’un çamurlu sokaklarında, mahallelerinde, ev ev dolaştığını, acıkınca da kimseye yük olmamak için evinden ekmek arasına koydurduğu azığıyla çalıştığını bilir? Bir küçük örnek!
•
Bir küçük örnek daha vererek Rabbimizden hayırlı ömürler dileyelim:
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın 11 günlük bir milletvekilliği vardır. Kimler bilir bilmiyorum ama inanç ve mücadelesi adına onu da hatırlatıverelim.
1991 yılının 20 Ekim ayında yapılan genel seçimde, Refah Partisi’nin İstanbul 6. bölge 1. sıradan adayı olarak girmişti ve 19. Dönem milletvekili olarak TBMM’ye seçilmişti.
O yıllarda tercihli oy sistemi vardı. Geçmişi kurcalamayalım ama tercihli oy sistemi yüzünden Tayyip Bey’in mazbatası iptal edilmişti.
Ezcümle:
Peki, Reis davasından vazgeçti mi? Hayır! Sadece amentüsü üzerine yürüdü. Rabbim yolunu açık etsin, hayırla yoldaşlar nasip etsin.
Sürekli yaz imiş gibi yaşayan taifeleri de ıslah etsin.