Mihrapta Asılı Kandil
Mihrapta Asılı Kandil
HÜSEYİN ÖZTÜRK
“Anladım işi sanat Allah’ı aramakmış,
Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış”. Necip Fazıl.
…………..
Bu haftaki eser, Turkuvaz Kitaptan çıkan ve Prof. Dr. Sadettin Ökten’in “Mihrapta Asılı Kandil” isimli kitabı.
Merhum Ali Fuat Başgil der ki; “Muvaffakiyet için önce irade lazımdır”. Sadettin Ökten Hoca, iradenin günümüzde yaşan güzide simalarındandır.
Başta babası merhum Celaleddin Ökten olmak üzere, yönünü döndüğü mihrabında asılı kandilinin yağını hiç eksik etmeyen merhum Mahir İz ve Nurettin Topçu gibi ilim, irfan ve hikmet sahibi muhtereme büyüklerin dizleri dibinde hayat yolculuğunu sürdüren Sadettin Hoca bu kitabında “sanat” kavramını anlatmış.
……………
Eserin ilk sayfalarında, yetiştiği ortamı ve sanat anlayışını anlatırken, İstanbul’un tarihi siluetine bakarak şunları dile getirmekte:
“Adeta bütün şehir, Osmanlı’dan kalma külliyelere bir saygı ve ihtiram duruşu içerisindeydi. Bu şekilde temasa geçtiğim şiir, musiki ve mimari bana şunları söyledi:
‘Biz esas itibariyle senin duygusal alanına hitap ediyoruz. Faal bir boyutumuz da var şüphesiz ama bu boyut, duygusal hitabımıza göre çok daha mütevazıdır.
Bizimle temas kurarsan, bizleri anlamaya ve hissetmeye çalışırsan, duygu ve dünyan zenginleşir, gelişir ve derinleşir. Bu da sana mensup olduğun kimliğin manevi boyutu için çok güçlü bir destek sağlar ve yol gösterir’.
Tabii bu hitabı, o yıllarda bu kelimeler ile ve böyle ifade edemezdim. Aradan geçen uzun zamandan sonra çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda aile çevresinden ve yaşadığım şehirlerden bana intikal eden san’atların, bana ne söylediğini şimdi daha açık bir şekilde anlıyor ve ifade edebiliyorum”.
…………..
Sanat kavramına mensup olduğu İslam Medeniyeti zaviyesinden bakan Sadettin Hoca, bizim medeniyetimize yabancı sanatların insanı ne derece doğruya, iyiye, güzele ve erdeme davet ettiğini dile getirerek şunları söylemekte:
“Ben bir medeniyet tasavvurunun insanıyım. Bu tasavvurun adı da “İslam Medeniyet Tasavvuru” idi!
İslam Medeniyet Tasavvuru, değerleri ve ilkeleri aynı kalmak şartıyla her dönemde farklı yorumlanıp kurallara bağlanmış ve bu kurallara göre davranış biçimleri üretilerek, yaşanır hale getirilmişti”.
……………
Günümüzde sanat denilince hakiki manada insanı imar eden sanat dalları pek anlaşılmıyor. Toplumda sanat denilince dini-milli değerlere karşı bir yapı ortaya çıkıyor.
Hoca bu hususta da şunları anlatmakta:
“Birey ya da toplum, değerler sistemine göre yaşar. Bu sisteme göre bir hayat kurgular. Ve bu hayatı kuvveden fiile çıkarır. Böylece maddi hayat gündeme gelir.
Değerler sistemi; bireyin bedensel eylemlerini tanımladığı gibi duygu ve düşünce dünyasını da biçimlendirir.
Birey veya toplum, bir değerler sistemine bağlanmadan yaşayamamaktadır”.
…………….
Ezcümle:
Kitap, sanat ve insan üzerine harika tespitlerle dolu! www.turkuvazkitap.com.tr