Mevlana’yı anlamak ve emelden amele geçmek
Mevlana’yı anlamak ve emelden amele geçmek
HÜSEYİN ÖZTÜRK
“Yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim, Hz. Muhammed (s.a.s)’in ayağının tozuyum. Biri bizden bundan başkasını naklederse; Ondan da bizarım, o sözden de bizarım”. Mevlana.
Mevlana hazretlerinin bu ifadesinin sevenleri tarafından anlaşılarak, emelde oyalanmayıp amele geçmesi duasıyla başlayalım söze.
Mevlana hazretleri, aile efradına ve dostlarına dünyadan göçtüğünde; üzülmemelerini, ağıt yakmamalarını, dertlenmemelerini hatırlatır fakat ailesi ve sevenleri, insani melekeleri sebebiyle bu ayrılığı kabulde zorlanırlar.
Rivayet odur ki, günün birinde hanımı Mevlana’ya:
-“Ey âlemin nuru, ey âdemin canı! Bizi bırakıp nereye gideceksin” diye sorar ve:
-“Hüdavendigar hazretlerinin dünyayı hakikat manalarıyla doldurması için daha üç yüz veya dört yüz yıllık ömrünüz olması lazımdır” dediğinde, Mevlana mübarek cevaben:
-“Neden? Neden? Biz ne Firavun ve ne de Nemrud’uz! Bizim toprak âlemiyle ne işimiz var, bize bu toprak âleminde nasıl huzur ve karar kılarız?
İnsanlara faydam dokunsun diye dünya zindanında kalmaktayım. Yakında Allah’ın sevgili dostunun, Hazret-i Muhammed (s.a.s.)’in yanına döneceğimi umarım” der.
•
Öyle tahmin edilir ki, Allahu âlem bir müddet sonra Mevlana hazretleri şöyle bir vasiyette bulunur:
“Size, gizli ve aleni, Allah’tan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak durmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı dilerim.
İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olan, sözün hayırlısı az ve öz olandır. Hamd, yalnız bir olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun”.
Mevlana hazretleri, 5 Cemaziye’l-ahir, 672 (17 Aralık 1273) günü grup vakti, bütün güzellikleriyle ebediyet âleminin asumanına vasıl olur. Himmeti hazır ola!
•
“Emelden amele geçme” meselesine de yine Mevlana hazretlerinin cenaze merasiminden örnekler verelim.
797 yıldır Hakka dostluğu ihya ve inşa eden Mevlana, ezeli dünyaya vasıl olur da uğurlanışına, yolcu edilmesine gelinmez mi?
O tarihlerde Konya’da ne kadar Müslüman ve gayrimüslim varsa, yediden yetmişe herkes katılır lakin küçük de bir kargaşa çıkar.
Mevlana’yı fazla seven dostları, gayrimüslimlerin uğurlanışta bulunmasından hoşnut olmazlar, musalla ve defin çevresinden uzaklaştırmak isterler. Onlar da:
-“Biz Musa’nın, İsa’nın ve bütün peygamberlerin hakikatini onun sözlerinden anlayıp öğrendik.
Kendi kitaplarımızda okuduğumuz olgun peygamberlerin huy ve hareketlerini onda gördük. Sizler nasıl onun muhibbi ve müridi iseniz, biz de onun dostlarıyız” derler.
•
Ezcümle:
İşte bu hakikati, geçen Cuma günü, “Mevlana Dergâhını” ziyaret ettiğimizde gördük. Asırlardır hâlâ yerli yabancı insanlar akın akın geliyorlardı ve ziyaretçilerin yüzlerinde istisnasız sevdiklerine kavuşmanın izi vardı.