• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

M. Zahid Kevseri

12 Ağustos 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

M. Zahid Kevseri

Hüseyin Öztürk

Geçtiğimiz hafta Düzce’den ve demografik yapıdan söz etmiştik. Mazlumların coğrafyası ülkemize göçler, sadece zulümden kurtulup; barınma-beslenme-çalışma gayeli değildir.

Bu göçlerle birlikte esas âlimlerimiz de ilimleriyle hicret etmişlerdir. Bu manada Düzce bir âlimler şehridir.

“İslam ilimlerinin hafızı” unvanlı Düzceli âlim M. Zahid Kevseri ve babası Hasan Hilmi Efendi de nice âlimlerden ikisidir.

Mehmed Zahid Kevseri, 16 Eylül 1879 tarihinde Düzce’nin “Hacıhasan”, şimdiki adı Çalıcuma köyünde dünyaya gelir.


 

Babası Kafkasya ilim erbaplarından Hasan Hilmi Efendi, 1863’te Rus işgali üzerine ailesiyle Kafkasya’dan Düzce’ye hicret ederek kendi adını taşıyan köye yerleşir.

Hasan Hilmi Efendi, Düzce’de müderrislik yaparken İstanbul’a gelerek 1870 yılında Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hz.lerine intisap eder.

Hasan Hilmi Efendinin hayatı başlı başına bir yazı mevzuudur. Biz şimdi, M. Zahid Kevseri Hz.leri hakkında kısa bir bilgi verelim.


 

M. Zahid Kevseri, temel İslami bilgileri babasından aldıktan sonra Düzce’de Rüşdiye mektebinde Müftü Üsküplü Hüseyin Vecih Efendi gibi hocalardan eğitimini tamamlar.

1893’te İstanbul’a gelerek “Kazasker Hasan Efendi Dârülhadis Medresesi’nde” öğrenimine devam ederken, amcası Musa Kazım Kevseri’den Arap dili ve edebiyatı okur ve Fâtih Camii’nde de çeşitli hocaların derslerine katılır.

İstanbul’da on yıl süren medrese tahsilini 1904’te tamamlayarak, 1906’da “Dersiâm” (profesör) unvanını elde ederek, Fâtih Camii’nde müderrislik yapmaya başlar.

1913’te İstanbul müderrisliği imtihanını kazanır lakin İttihatçılar tarafından tayini engellenince, Kastamonu’da yeni açılan medresenin kuruluşu ile görevlendirilir.


 

Burada üç yıl kaldıktan sonra Süleymaniye’de “Medresetü’l-mütehassısîn müderrisliğine” getirilir ve Süleymaniye Medresesi temsilcisi sıfatıyla, “Meclis-i Vekâlet-i Ders’e” üye seçilir. 15 Ağustos 1919 tarihinde şeyhülislâm vekilliği makamı olan ders vekâleti görevine tayin edilir.

M. Zahid Kevseri, hayatı boyunca İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup; devlet, siyaset ve fikir adamlarına muhalif kalır ve 1922 yılının sonlarına doğru, İttihatçılar tarafından tutuklanacağını öğrenince Mısır’a gider.

Bundan sonra ilim hayatı da özel hayatı da artık çilelerle geçer. Bazı Türkçe belgeleri Arapçaya tercüme amacıyla, “Dârü’l-mahfûzâti’l-Mısriyye” idaresince açılan imtihanı kazanıp çalışmaya başlar. 

Kevseri, Kahire’de bulunduğu yıllarda bir taraftan evini medrese haline getirerek talebe yetiştirirken, bir taraftan da çok sayıda kitap neşreder.


 

Çoğunluğu Mısırlı olmak üzere; Yemen, Hindistan, Pakistan, Endonezya, Malezya, Suriye, Irak ve Türk uyruklu öğrencilere icazet verir. O isimlerden bazılarını zikredelim.

Abdülhamîd el-Kütübî, Ahmed Avang Hüseyin, Alasonyalı Büyük Cemal Öğüt, Abdülfettâh Ebû Gudde, Ahmed Hayri Paşa, Ali Ulvi Kurucu, İhsan Efendi, Mustafa Runyun ve Muhammed Hüseyin onun yetiştirdiği talebelerdendir.

1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Türkiye’ye dönmesi mümkün olur ama hastalığı aman vermez. 11 Ağustos 1952’de Kahire’de vefat eder. Ruhu için el-Fatiha.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

1922 sonlarında ülkeyi ittihatçılarmı yönetiyor. 

okur

 devam huseyin bey
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23