Kalpleri mühürlü kimseler nasıl bilinir
Kalpleri mühürlü kimseler nasıl bilinir
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Kalpleri mühürlü kimselerden uzak durmalı!
Peki, bir kimsenin kalbinin mühürlü olduğunu nereden anlayacağız? Elimizde bir ölçümü var ki?
Müslüman olmamız hasebiyle bu sorunun cevabını, öncelikle iman ettiğimiz kitabımızda aramalı. Ölçünün en doğrusunu ve güzelini kitabımız söyler.
Bakara Suresi 6. Ayetinden 18. Ayetine kadar; dün, bugün ve yarın öyle güzel anlatılmış ki. İman edenlere ve aklı erenlere ithaf olunur:
•
-Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar. (6)
-Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. (7)
-İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır. (8)
-Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. (9)
-Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır. (10)
Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler. (11)
-İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir. (12)
-Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. (13)
-İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler. (14)
-Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir. (15)
-İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. (16).
-Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada, Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir. (17)
-Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. (18)
•
Bu kadar muhteşem hakikatten sonra bir şeyler söylemek edebe mugayirdir lakin haddi aşmadan birkaç kelam etmeli.
Merhum Cemil Meriç, “Mağaradakiler” isimli eserinde şöyle der:
-“İnsan ruhu, iblisle imanın cenk alanıdır. Şer, varlığımıza sülük gibi yapışan yabancı bir nesnedir”.
Günümüzde şer sülüğünden kurtulamayanlar, kurtulmaktan öte amentüleri haline getirenlerin yüzünden, memlekette huzur daima bunlar tarafından bozulmaktadır.
Genelde parçalanmış aileler yahut yabancı ideolojilere kapıldığı için ailelerinden kopan kimseler, ülkemize ve milletimize karşı koz olarak kullanılmakta ve hayatları kendi elleriyle, eylemleriyle karartılmaktadır. Yazık!
Kalpleri mühürlü, kulakları mühürlü kimselerin bu gerçekleri anlaması imkânsızdır. Ne diyelim, Vebal akan çeşmelerden su içilmez.