• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Dört bir yanı bereketli şehir Denizli

30 Mayıs 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Dört bir yanı bereketli şehir Denizli

HÜSEYİN ÖZTÜRK

İnsan coğrafyayı vatanlaştırır, coğrafya insanı şekillendirir derler.

Batı Anadolu’nun kavşak noktası olan Denizli’nin vatan edilmesi, 1071 Malazgirt’ten önce 1070’te başlamış.

Çalışınca, didinince, emek harcayınca, sevince, sahiplenince, ülkemizin her karışı nice bereketlerle donanır lakin illa da hırsın ve tamahın esiri olmadan, nasibe rıza göstererek çalışmak ve sahiplenmek gerek.

Denizli bu manada bütün bir ülkemize örneklerle doludur. Buldan’dan Pamukkale’ye, Serinhisar’dan Acıpayam ve Çameli’ne kadar tarım arazilerini görme imkânı bulduk.

Her bölgeden geçerken; şaşkınlık, hayret ve büyük bir sevinçle sürekli şöyle demişim. “Ezberledik artık” dediklerinde ne kadar çok söylediğimi fark ettim.

-“Allah sanki Denizli’yi gökyüzünden paraşütle bu coğrafyaya indirmiş gibi”. Hakikaten tam da böyleydi. Yanımdakilere;

-“Bu topraklarda ne yetişmez, yetişmeyen bir meyve sebze var mıdır acaba” diye sorduğumda; “Bütün yiyecekleri sırayla saysanız, yetişmeyen bir şey bulamazsınız” dediler.

Hakikaten nasıl bir ülkede yaşadığımızın farkında değiliz. Diğer dünya ülkelerine göre her bakımdan bolluk ve bereket içerisindeyiz.

Aksini iddia edecekler, yazımızın kapsama alanı dışındadır. Şükür ve hamd yoksunu ve yoksulları ile hırs ve tamahlarının esareti altında kendilerini insan zannederek, başkalarının sırtından geçinenlere bir diyeceğimiz yoktur.

Denizli’den Buldan’a yolculuğumuz sırasında gördük ki, bir metrekare boş toprak dâhi yoktu. Üzümden Nara kadar her türlü meyve yetişmekteymiş.

Buğdaydan Arpaya kadar mevsimin gerektirdiği ne kadar tahıl ürünü varsa ekiliydi. Tarlalarda, bağlarda çalışan teknik aletler, tarımda yenileşmenin ve gelişmenin fotoğrafıydı.

Buldan merkez ise dünyaya tekstil nedir öğreten örneklerle doluydu. Üretimin büyük bölümü haliyle ihraç edilmekteymiş.

Denizli’de işsizlik sıfır seviyedeymiş! Hangi sahada olursa olsun, ekmeğini kazanmak isteyen için çok iş varmış. Sadece tembeller için bir işyeri yokmuş.

Buldan’dan Denizli merkeze dönüp, yönümüzü güneydeki ilçelere doğru çevirdiğimizde; “Leblebinin başkenti neresidir” diye sordular.

Soru böyle gelince “Çorum” demedim ve sessiz kaldım. Bir müddet sonra Serinhisar ilçesine girerken, yol kenarındaki büyük levhayı gösterdiler.

“Leblebinin Başkentine Hoş Geldiniz” yazıyordu. Evet, Serinhisar ilçesi, leblebi başta olmak üzere her türlü kuruyemişin başkenti imiş gerçekten de.

Ülkemizin leblebi ihtiyacının yüzde doksanını burası karşılıyormuş. Şehrin sanayisi leblebi fabrikalarıyla dolu! Her gün tonlarca leblebi yurtiçi ve dışına gönderiliyormuş.

“Japonya, Amerika ve bazı Avrupa ülkelerine Somon ve Alabalık nereden gönderiliyor olabilir” sorusunun cevabını yerinde gösterdiler.

Çameli ilçesine bağlı Elmalı beldesinde yetiştirilen balıklar, ilçe merkezindeki tesislerde işlenerek ihraç ediliyormuş.

Böyle yazıp geçiverdiğime bakılmasın. Öyle çok insan çalışıyor ve öyle çok emekler harcanıyor ki, ülkemiz adına gözyaşlarını tutamıyorsunuz.

Ezcümle:

Mazeret ve tembellik tedavisi imkânsız bir hastalıktır! Denizli’de bu hastalık yok.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şizofren

Yine ..sayfa dolsunda çoluk çocuk var karşında mazaret ve tembellik tedavisi imkansız hastalikMIşta eee bu hastalık Denizli'de yokmuş... bir siralarim coğrafya ekonomi yolların kesişmesi iklim ülke insanı bölge bölge bir yer değiştirsin bakalım kim nerde hortluyor..... ŞEYİ YAZ MESELA ALLAH NİYE SESSİZ KULLARIM DEMİŞ..oysaki KARINCANIN konusmuslugu var HZ SÜLEYMAN EFENDİMİZLE..... teşekkürler

Yorum

Bu kadar bolluk ve bereketi olduğu topraklarda bu pahalılık neden diye de sorsaydınız
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23