Domuz haramdır velakin…
Domuz eti haramlığı konusundaki hassasiyetimiz çok yüksek. Pek âlâ pek güzel!
Peki, Müslüman olarak hayatımızda domuzun haramlığından başka hususlar yok mu?
Keşke onlara karşı da domuzun haramlığına dair aynı hassasiyeti gösterebilsek!
Bu dikkate sahip olan bizler, gerçekten hayatımızın bütün safhalarında aynı hassasiyet içerisinde mi yaşıyoruz?
Çok kolay bir soru soralım kendimize:
Mal, mülk ve miras yüzünden barış içerisinde yaşadığımız kaç akrabamız, dostumuz, arkadaşımız ve komşumuz var?
Münafıklığın alametlerinin ne olduğunu biliriz ve her bir alamet, domuzun haramlığından daha büyük değil midir? Gönül ister ki, aynı hassasiyet bunlara karşı da olsun.
Münafıklığın kitabımızda ve hadisi şeriflerde geniş kapsamlı tarifi vardır ama biz üç âdetini sıralayıverelim:
-Konuştuğu zaman yalan söyler!
-Söz verdiğinde sözünde durmaz!
-Kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanetlik eder!
Şimdi bu çerçeveden kendimize bakalım ve işimize gelen haramlara gösterdiğimiz riyakârca tepkileri ölçelim. Gerçekten ne kadar samimiyiz bir tartıya çıkalım.
……………….
Faiz haram mı? Evet! Rüşvet haram mı? Evet! Dedikodu haram mı? Evet! İftira haram mı? Evet! Fitne fesat haram mı? Evet! Kul hakkı haram mı? Evet!
İsrail yanlısı ve Batı sermayeli yeme içme mekânlarında (isim yazmayı sevmem) yemek içmek ne kadar helal ve sunulan yiyeceklerin kökü ne kadar helal ve haram?
Domuz eti satan alışveriş merkezi ve marketlerden alışveriş yapmak helal mi?
Bunları yazarken, mayası fitne ve fesatla yoğurulmuş kimseler sanmasın ki, domuz eti çıktığı iddia edilen firmaya destek çıkıyorum.
Böyle düşünenler ancak mayalarının gereğini yapar ve kimliklerini, kişiliklerini, tıynetlerini ortaya koymuş olurlar.
Toplumsal algı ve operasyonlara kurban gitmemek ve onların nefislerinin sürüklemek istediği yargı ve fitne seline kapılmamak için meseleye başka açıdan bakmak gerektiğini hatırlatıyorum hepsi bu!
Haramlara devam edelim:
‘’Müminler kardeştir’’ ayeti kerimesine ne kadar sadığız? Bu soruyu kendimize hiç sorduk mu?
Siyasi veya ekonomik sebepler yüzünden münafık yahut kâfirlerle ideolojik ittifak yaparak; Müslümanların birliğini, dirliğini bozmak ne kadar helal veya haram?
Domuz etine gösterdiğimiz hassasiyetin kaçta kaçını bu hale gösterebiliyor ve kardeş kardeş kucaklaşarak batıldan kaçıp hakikate gelebiliyoruz?
…………….
Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da domuzun haramlığına karşı aynı hassasiyeti gösterebiliyor muyuz?
“Devletin malı yetimin malı” sözü, çok mükemmel olup; ahlakın, vicdanın, hamiyetin, mümin olmanın zirvesi değil midir?
Lakin aynı toplumda; “Devletin malı deniz yemeyen domuz” sözü de vardır. İki söz arasında sıkışıp kalmış bir toplumuz ve kim dürüst, kim değil muallakta.
Ezcümle:
Ev sahibiyle hırsızın aynı sofrada oturduğu bir devirdeyiz. Aynaya bakalım.