Batı’yla Doğu’nun imanla inkârın mücadelesi
Haç ile Hilal’in, Batı’yla Doğu’nun, imanla küfrün mücadelesi hiç bitmedi, bitmesi de mümkün değil. Haçlılar küfürlerinde, Hilal de imanda varlığını sürdürecektir.
Haçlılar, uzak yahut yakın tarih itibariyle topraklarımızdan ellerini ve emellerini hiç çekmemişlerdir. Sıcak savaşın, soğuk savaşın her türlüsünü denemişler ve denemektedirler.
Son harbimiz İstiklal Savaşıydı. Büyük kayıplarla, alevler içerisinde, büyük bir imtihandan; “Ya Ölüm Ya İstiklal”, “Ya Şehitlik Ya Gazilik” inancıyla çıkmıştık.
Milli Mücadele, amentü sahibi milletimizin zaferiydi ve bu zafer, Haçlıları bir kere daha ürkütmüş ve kovmuştu. Lakin bitti mi Haçlı kafayla mücadele? Bitmedi!
Cemil Meriç’in ifadesiyle:
-“Batı’nın silahlı saldırısını püskürtmüş, Batılılaşma sevdasından kurtulamamıştık. Avrupa avından vazgeçmemişti.
Aydınlar, devrilen hisarlar karşısında sevinç çığlıkları atıyordu. Düşmanın teslim alamadığı tek kale kalmıştı.
Hafıza! Yani dil. Bugünü düne bağlayan köprü uçurulmadıkça tarihten koparılamazdık.
Tasfiyecilerin her taarruzu bozguna uğruyordu. Karşılarında mabedin şuurlu ve inanmış bekçileri vardı”. Mağaradakiler S.263
•
Bugün de yine Batılıların ve içerideki amansız uşaklarının hedefinde, Cemil Meriç’in sözünü ettiği mabedin şuurlu ve inanmış bekçileri olan aile kurumumuz vardır.
İman ile inkârın mücadelesini sürdüren Batılılar veya diğer toplumlardaki inkârcılar, niçin yaşadığı belli olmayan, hayattan ve insanlardan kendilerini tecrit etmiş hastalıklı tipler gibi önlerine gelen iyi ve güzel olan ne varsa saldırmaktadırlar.
Bir örneğini Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir televizyon programında, Cumhurbaşkanımıza karşı gösterilen edepsizlikte gördük.
Be rezil kişi! Cumhurbaşkanımız sizi yahut davet edenleri insan yerine koymuş, insanlık dışı davranacağınızı bilse zaten semtinizden bile geçmezdi.
Galiba insan sesli ve insan suretinde birileri davet etmiş olmalı ki, davet için arada bulunan ilgililer de kadının kuklalık yapacağını tahmin etmediklerinden olsa gerek beyefendi de kabul etmiş.
Be fütursuz kimse! Karşında senin koca bir devletin ve asil bir milletin Cumhurbaşkanı oturuyor. Seni insan saymış sorularını cevaplıyor.
İnkârcılığını, Türkiye düşmanlığını, İslam düşmanlığını sergileyeceksen başka yerde sergile. Karakterini, kimliğini, kişiliğini işinle konuştur, kinin ve öfkenle değil”! Geçelim.
•
İşte Avrupa ve Amerika, böyle nice haddini aşan kimselerle, niye neden niçin kim adına düşmanlık ettiklerini bilmeden, inkârcılıklarını tatmin edenlerle doludur.
Bilgelerimiz der ki:
İnsan ruhu, iblisle cenk halindedir. İblisin insanlık ve din düşmanlığında hiçbir sınırı yoktur. Ona uyanlar da hiçbir kural, kaide, edep, hayâ tanımadan iblisliklerini yapmayı büyük başarı ve övünç sayarlar.
Ezcümle:
Batı bin asırdır, vatan edindiğimiz topraklarımızdaki mazimizi ve sahipliğimizi yok etmek için her türlü musibetlerini her fırsatta denemektedirler. Mümin ile kâfirin mücadelesi ilelebet sürecektir. Müminler olarak bu mücadeleyi kazanma şuurunu güçlendirmeliyiz vesselam.