• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Sana “Yalancı” diyen yalan söylemiyorsa...

12 Eylül 2021
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

AK Parti kadrolarının, kendilerine “Gerekirse iç savaş çıksın, bunlar gitsin” gözüyle bakan malum kesime müsamahasını eleştirir dururum.

Çok geriye gitmeyin, İstanbul Sözleşmesi ya da Ayasofya imamı tartışılırken konumlandıkları yere bakın, derdimi anlayacaksınız.

“Şerlerinden korkuyorlar” diyeceğim de, daha ne yapacaklar?

Klasik örneği Fatih Altaylı... 

Bu adam son bir senede, AK Parti aleyhine kaç tane yalan söyledi ya da Müslümanlara kaç kere hakaret etti?

Salgınla ilgili bakanlığın açıkladığı rakamların yalan olduğunu iddia ettiği bir yazısında, “Yalan da bir zeka işi olduğu için zurna dün ‘zırt’ dedi” ifadeleriyle açık açık “Gerizekalı” yakıştırması yapan...

Geçtiğimiz ay Kastamonu’da yaşanan sel felaketinde “HES patladı” yalanını söyleyenlerden ve bu yalanın devamında sel mağdurlarına “AK Parti’ye oy verdiler, oh olsun” minvalli sallayan...

“Erdoğan’ın bayram tebriği canlı yayınlandı” diye kıtır atıp “Teşkilatta iki kişiyi birbirine düşman etsem kârdır” hesaplarına giren...

“AB’den gönderilen 1 buçuk milyon doz aşı kayıp, torpille aşı yapılıyor” iftirasını atan...

İçeriğinde ne olduğunu bilmediği bir çocuk istismarı davasında verilen tahliye kararları üzerinden muhafazakarları aşağılamaya çalışan... 

FSM ve 15 Temmuz köprülerinden sadece Asya geçişi için alınan ücretin çift yönlü olduğu yalanını uyduran...

İngiliz Bakanın “Ben öyle bir şey demedim” açıklamasına rağmen “Türkiye mülteci üssü olacak” yalanını sürdüren ve bugün bile İngiltere Büyükelçisi’yle söyleşi ayağına bu yalandan taviz vermeyen...

Devam edeyim mi?

Ve dikkat ederseniz bu saydıklarımın hepsi ancak ve ancak “taammüden” söylenebilecek yalanlar...

Bazı yalanları ise, aslı oturulup anlatıldığı halde bile isteye tekrar ediyor...

Altaylı son olarak, “Türkiye bu kadar hastayı iyileştiriyor olamaz, yalan söylüyorlar” minvalli bir yazı döşenmiş...

Bizde açıklanan rakamlar doğru olsa, “dünya gelip bizi inceliyor, bizim tedavi protokollerimizi bire bir taklit ediyor” olurmuş...

“Hastalığa yakalananları sağlığına kavuşturma” rakamlarına göre, biz dünyada 51. sıradayız... Yani bizden önce taklit edilecek 51 tane ülke var...

200 ülkelik listenin ilk elli ülkesinde hasta kayıp oranı binde 9’un altında, son elli ülkede ise yüzde 2 buçuğun üstünde...  Aralarında üç kattan fazla fark var... Buna rağmen “Oran her ülkede üç aşağı beş yukarı aynı” yazabilmek için ya zekanızda bir problem olmalı, ya haysiyetinizde!

Şimdi...

Açık söylüyorum, eğer Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tekrar arayıp, işin aslını anlatıp da bu tescilli yalancıya “Geçen gün bakan beni aradı” minvalli yazı döşenip egosunu tatmin etme imkanı verirse...

Yok...

Olmadı böyle...

Şöyle diyeyim...

Sayın Koca, bakanlığa bağlı hukukçuları görevlendirip de savcılığa suç duyurusunda bulunmazsa...

Yalancıya, yalancı muamelesi yapmazsa...

Şahsım adına konuşuyorum, Altaylı’nın bütün iddialarının doğru olduğu kanaatine varacağım.

Elimde başka mantıklı açıklama kalmaz çünkü...

Herhangi bir insanın, bunca iftirayı sineye çekmesinin suçluluktan başka hiçbir sebebi olamaz.

Zarar gören sadece kendisi olduğunda, kişinin istediği dervişmeşrepliği yapmasını anlarım... 

Ama bu tiplerin size şahsınız yüzünden değil, Müslümanlığınız ya da AK Parti’ye mensubiyetiniz yüzünden saldırdığı açık değil mi?

Peki “yol arkadaşlarına, davasına alçakça saldırdığını ve saldırmaya devam edeceğini” bildiği birine imkan vermeyi, hangi temiz vicdanlı insan kabul eder?

Sayın Koca’nın şahsında, bütün siyasetçilere söylüyorum; yeter artık...

Biz sizin şımarttıklarınızın hakaretlerine, aşağılamalarına muhatap olmak zorunda değiliz...

Tam yazıyı yukarıdaki şekilde bitirmiştim ki, Fatih Altaylı’nın, Ali İhsan Karahasanoğlu’nu işaret ederek “Bir sanatçının dini siyasete alet eden hükümetleri eleştirmesinden sonra ‘Kendilerine çeki düzen versinler, bizi de zorla sokağa çağırmasınlar’ demesi acaba nedir!” ifadelerine denk geldim.

O da yalan, Ali Bey öyle yazmadı.

Ali Bey’in yazısını okuyup o anlamı çıkarabilene de, “bir dahaki sefere gözüyle okuması”nı tavsiye etmekten başka yapacak bir şey yok...

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Osi

Toumun yarisi yalan ve iftiraya múptelasi yapildiysa bir tanesinin deģil hepsiyle hepimiz bu yalan ve iftirayla múcadelede bir saniye bile bos durmadan múcadele etmeliyiz

Vehbi

Genel bu tavır ve tutumlular babamda olsa ucunda ölümde olsa da tesbit olarak güven vermeyen namus yoksunu olduklarını bilmemize ve düşünmemize engel değil.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23