Bu vebalin hesabını nasıl vereceğiz?...
Bu vebalin hesabını nasıl vereceğiz?...
ALİ SANDIKÇIOĞLU
Geniş tetebbuat sahibi olan, büyük bir vakıfta yıllarca müdürlük ve yöneticilik yapan, değerli dostum emekli din dersi öğretmeni Ahmet Kalay Hoca Efendiden benim telefonuma sesli bir mesaj geldi. Konuşmayı yapan Sayın Dr. Abdülaziz Kıranşal Beyefendiydi. Konuşmayı sonuna kadar dikkatle birkaç defa dinledim. Yaptığı samimi konuşmasından, açıklamalarından dolayı Sayın Kıranşal’ı tebrik eder, Allah razı olsun derim. Yorumcu dini hizmetlerde bulunduğunu söyleyen zamanımızdaki Müslümanlarla alakalı olarak bazı rakamlar veriyor ve rakamlardan sonra bazı sorular yöneltiyordu. Şunları anlatıyordu:
Ülkemizde şu anda;
106 ilahiyat fakültesi,
10 bin ilahiyat akademisyeni,
314 bin ilahiyat talebesi,
1607 imam hatip lisesi,
44 bin imam hatip öğretmeni,
504 bin imam hatip öğrencisi,
100 binin üzerinde din görevlisi,
Binlerce dernek, vakıf, cemaat, STK varken, neden İslami hizmetler gelişemiyor, ilerleyemiyor? Ülkemizde değişik cemaat ve tarikatların ellerinde çok sayıda yurtlar, özel okullar, hatta üniversiteler vardır. Cemaat liderlerimiz, şeyhlerimiz, seydalarımız, üstatlarımız, abilerimiz, idarecilerimiz vardır… Peki, bunların yaptıkları hizmetler neden bir arpa boyu neslimize yol kat ettiremiyor? Yıllarca herhangi bir cemaatin yurdunda kaldıktan sonra ayrılan on binlerce gencimizde neden namaz sevgisi, aşkı ve muhabbeti yok? Bu sevgi niçin aşılanamıyor? Bugün, yıllarca o cemaatin, bu cemaatin elinde kalmış çok sayıda gencimiz beynamaz bir vaziyette, acayip kılık ve kıyafetlerle dolaşıyorlar?... (İhlasla hizmet eden bütün kurumları, cemaatleri tenzih ederim.)
% 99’u Müslümandır dediğimiz bir ülkede yapılan araştırmalara göre beş vakit namazımı kılarım diyenlerin sayısı neden % 18,8’lere kadar düşmüştür? Eyvah!... Müslüman Türk milleti olarak bizleri ne hallere düşürdüler? Bunda Diyanet İşleri teşkilatımızın A’dan Z’ye veballeri yok mudur? Bir kısım cemaat liderleri, şeyhler, müritlerin bu kötü gidiş için hiç mi veballeri yoktur? Sütten çıkmış ak kaşık gibi mi herkes? Cemaat liderleri, şeyhler birer manevi lider mi yoksa holding yöneticisi durumunda mıdırlar? Ülkemizde içki, esrar, eroin içenlerin yaşları neden 10’a kadar düşmüştür? Bu düşüşlere biz dine hizmet ediyoruz(!) diyenlerin hiç veballeri yok mudur? Bunca dini ve milli teşkilatlarımız, hizmet gruplarımız(!) varken neden sabah namazlarında ve diğer vakit namazlarında camilerimiz boş ve cemaatsizdir? İmamın arkasında 5-10 emekliden başka kimse yok... Ülkemizin gençleri nerelerde? Bu mu dine hizmet, bu mu Allah (CC) yolunda fi Sebilillah mücadele etmek?
Memleketimiz sathında bunca Kur’an kursları, imam hatipler, vazifeli imam hatip, müezzin olan bunca camilerimiz varken neden dinim İslam, kitabım Kur’an’dır diyenler; kendi kitabını okumasını bilmiyorlar? Kur’an okuyabilenlerin sayıları neden bu kadar az? Kur’an bir afyon gibi kabul edildiği, Kur’an okuyanlar ağır cezalara çarptırıldığı dönemlerde Kur’an’a hizmet edenlerden Rabbim razı olsun. Onların ihlaslı hizmetleri de olmasaydı bugün memleketimizin hali ne olacaktı? Hiçbirimiz şunu inkâr edemeyiz: Ülkemizde birçok insan dinden, imandan, camiden, imamdan, din adamlarından soğumuş, nefret eder hale gelmişler. Bunun suçlusu kimler, bunların veballeri kimlere aittir?
Kul hakkından, yetim hakkından, bahsediyoruz. Bizler kul haklarına saldırıyoruz. “Tüysüz yetim hakkı “diyoruz. Beytülmal-ı babamızın malı gibi kullanıyoruz (Birçok dini cemaat, vakıf, derneklerde fitre, zekât, kurban, teberru paraları çarçur ediliyor, yöneticiler hiç ahireti düşünmeden bu yardımları kendi helal parası(!) gibi kullanıyorlar.) (Elbette ki istisnalar kaideyi bozmaz. Onlara söyleyecek Allah razı olsun sözünden başka sözümüz olamaz). Devlet hazinesine kilit uydurup öyle veya böyle nice garibin, yetimin, dulun, fakirin, fukaranın haklarına el uzatıyoruz!... Başörtüsü serbest. İsteyen başörtüsünü istediği yerde takabilir diye sevinip, nutuklar atarken, neden hacı efendilerin, hoca efendilerin (tabii umumu kastetmiyorum) kızları açık saçık? Dün bu mücadeleleri verenlere (ölenlerine Rabbim rahmet eylesin) benzer bir tarafımız kaldı mı? Dünün mücahitlerinin büyük bir kesimi ne yazık ki bugün bir yolunu bulup devletten, belediyelerden büyük ihaleler alan, rüşvet alan, rüşvet veren zamanın büyük müteahhitleri olmuşlar. “Eski camlar çoktan bardak olmuş”, o günün mücahidi diye ortalarda dolaşanların eski hallerinden eser kalmamış…
Neden 3. Haccına 15. Umresine giden hacı efendinin evinde namaz kılanlar sadece dede ile nine, büyükbaba ile babaanne? Oğlanlar, gelinler, kızlar, torunlar neden namazlarını kılmazlar, İslami tesettüre girmezler? Bu durum hacı babayı, hacı nineyi üzmez mi?... Peygamber Efendimizin (SAS) asırlar önce beyan buyurduğu: “Başlarını deve hörgücü” gibi bağlayanlar… Sözde başını kapatıp aşağıdan vücudunun hatlarını belli eden dar pantolonlar giyip, altındaki lüks arabalarla orada burada eğlenen çocuklarımız neyin nesidir?... Ne gibi gelebilecek felaketlerin habercisidirler?
Hani bir atasözümüz var: “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” bizlerin sözleri neden karşı tarafa tesir etmiyor? Çünkü söylediklerimizi kendilerimiz yaşamıyoruz da ondan. Elinde sigarası olan bir babanın oğluna: “Oğlum sigara içme! Sigara zararlıdır” demesi ne kadar tesirli olur? Her gün içki içen, kumar oynayan bir babanın oğluna içki içme, kumar oynama demesi sizce inandırıcı ve faydalı olur mu?... Ülkemizde Cuma günleri, mübarek gecelerde camiler boş. Sohbet eden vaizler yok. İmamların birçoğu cemaat sünnetleri kıldıktan sonra camilere geliyorlar… Diyanet İşleri Başkanlığı neden ülke çapında samimi bir hizmet kampanyası başlatmıyor? Neden ehliyetli emekli tüm din görevlilerini hizmete çağırmıyor?...
Oysa kanaatim bütün diyanetten emekli müftülerimiz, vaizlerimiz, imamlarımız seve seve maddi bir karşılık beklemeden bulundukları yörelerinde hizmete koşarlar. Yükümüz ağırdır. Vebalimiz büyüktür. Bir gün hepimiz mutlaka hesaba çekileceğiz. Hiçbirimiz ihmallerimiz sebebi ile sebep olduğumuz veballerden kurtulamayız… Geliniz ocu, bucu, şucu demeden bütün nifakları kaldırarak, tam bir birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde elimizden geldiği kadarı ile dini celili İslam’a hep birlikte hizmet etmeye çalışalım. Rabbim hepimize fırsat varken uyanmalar nasip eylesin. Rabbim bizleri yarın hesabı kolay olanlardan eylesin… Amin… Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.