• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Mansur Yavaş, “hukuk”ta pratik ders konusu oldu!

15 Mart 2019
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

İsmini vermeyeyim..

Hukuk fakültelerinden birisinde öğretim üyeliği yapan bir okuyucum..

Mansur Yavaş ekseninde yapılan tartışmaların hukuki boyutunu pratik ders kapsamında işlemek istemiş..

Mansur Yavaş olayının hukuki ihtilaf noktalarını özetleyip, olaylar silsilesinin çözümünün ne olması gerektiğini sormuş..

Soru; “Menfi tespit davasında, sahte senet davasında, diğer ihtilaflarda hangi hukuki gerekçelerle Mansur Yavaş’ın savunma yapması gerektiği”ne yönelik..

Muzip öğrencilerden birisi, soruya hukuki değil de, siyasi bir cevap vermiş:

“Mansur Bey en kısa zamanda adaylıktan çekilmeli.. Böylece bu ihtilafları da çözmüş olur.”

İşin şakası bir yana..

Mansur Yavaş adaylıktan çekilse de..

Bu hukuki ihtilafları çözmede, ciddi bir avukata ihtiyacı olacağı tartışmasız..

O ki, “Alacağım ücretin yarısı vergiye gidiyordu. Biz de sözleşme yapmadık, senet aldık” diyor..

Vay halimize..

Avukat bunu derse..

Hukukçu bunu söylerse..

Bir de bunu mahkeme huzurunda dillendirirse..

Vay ki ne vay..

Her ne ise..

Biz geçelim, Mansur Yavaş olayından hareketle..

Hukuk fakültelerindeki sisteme..

Hukuk fakültelerinde teorik derslerin yanı sıra..

Bir de pratik çalışmalar vardır..

Öyle kanun maddelerini ezberlemekle, kalın kalın hukuk kitaplarını ineklemekle iş bitmez..

Asıl sorun, o kanun maddelerinin, önünüze gelen olaylarda uygulamasını yapmaktır..

Buna da pratik diyoruz..

Pratikler, öğrencinin ne kadar ilgisini çekerse..

Teoriyi de öğrenmek için o kadar can atar..

Bunun için de..

Uyanık öğretim üyeleri..

Pratikleri, öğrencilerin ilgi duyacağı günlük olaylardan seçmeyi tercih ederler..

Hani siyasi yönü olmasa..

Mansur Yavaş’ın başından geçen olaylar..

Kanaatim o ki..

Bir tane iki tane öğretim üyesinin değil..

Bütün hukuk fakültelerindeki öğretim üyelerinin.

Cezacısının, medeni hukukçusunun, hatta idare hukukçusunun (Mansur Bey’in ihtilaf yaşadığı şahsın sahte belge ile hukuk fakültesine kayıt yaptırıp, mezun olması, sonrasında Mansur Yavaş’ın şikayeti üzerine diplomasının iptal edilmesi ve daha onlarca ihtilaf) arayıp da bulamadığı konular..

Hukuk fakültesine tesadüfen gitmiş öğrenciler bile..

Bu pratikler sayesinde..

Kanunları yiyip yutmuş hale getirir..

Baksanıza.. 

Bu ne zengin bir pratik..

İçinde vekalet koymaksızın avukatlık yapmak var.. Sahte senet var.. Yargıtay’da iş takipçiliği var.. Emaneten verilen bilgisayarda çıkan porno görüntülerin suç oluşturup oluşturmayacağı tartışması var.. Alınacak ücretin yarısının vergiye gitme ihtimali karşısında, sözleşme yapmayıp, direkt senet alma uygulamasının geçerli olup olmayacağı ihtilafı var..

Var oğlu var..

Bir aktüel olayda..

Bu kadar soruyu cevaplamaya çalışırken..

Öğrenciler bir de bakacaklar ki..

En kral hukukçu olmuş, çıkmışlar..

Bu açıdan, hukuk fakülteleri öğrencileri, fakültedeki derslerde bu yönde kendilerine soru sorulmasa da..

Günlük olayları takip ederek, merak için de olsa, konuyu kendi aralarında tartışmaya başlamışlarsa..

Mansur Yavaş’a ne kadar teşekkür etseler azdır..

Mansur Yavaş olayının irdelenmesi, hukuk öğrencilerine bir başka açıdan da büyük fayda katacaktır..

Şöyle ki..

34 yıllık hukukçu bile, bu denli vahim hatalar yapıyorsa..

“Biz avukatlığı haydi haydi yaparız” diyecekler ve kendilerine güvenerek, avukatlığa başlayabileceklerdir..

Gerçekten de.. 

Ben dahi hayret ettim..

34 yıllık bir hukukçu, tek bir olayda..

Bir kişi ile yaşadığı ihtilaflarda..

“Bu kadar hatayı bir arada nasıl yapabilir” diye..

“Şu hata, bu hata” diye sizleri teknik ayrıntılara boğmayayım..

Aslında en temel soru, ilk günden beri tekrarladığımız, “Senedin veya senetle sınırlandırmayalım, 600 bin dolarlık alacağın sebebi nedir” sorusunda yatıyor..

Sahi..

“Senedin sebebi nedir Mansur?” diye, bir daha soralım..

Öyle ya..

Laf salatası ile konuyu gümbürtüye getirerek, konu kapatılamayacak kadar önemli..

“Hukukçuyum” diyor.. Dosyada vekalet yok..

“Hukuki yardım yaptım” diyor.. 

Dosyada dilekçesi yok..

O zaman?

O zaman; 600 bin doları, Mansur Bey nasıl tahsil edebilir?

Muhatabı, “Benim bilgisayarımda çıktığını söyledikleri, savcılığa verdikleri çocuk pornoları var ya. Onları satın alırken, Mansur’a o senedi vermiştim!” dese.

Mansur ne diyebilir?

Şaka yapmıyorum.

Uygulamayı bilenler, bana hak vereceklerdir..

Menfi tespit davaları böyle yürür..

Bir taraf alacağın olmadığını iddia eder.

Diğeri de olduğunu..

Ama mahkemede, öyle soyut savunmalarla, konu kapatılmaz..

Bizim zamanımızda, pratik derslerde şöyle sorulurdu: 

“Senet kumar borcu için verilmişse, ne olur?”

Mansur Bey’in eski iş ortağı da..

Kıyısından köşesinden.. Sahte evrakla da olsa, hukuk fakültesinin içinden geçtiğine göre..

Bu örneği duymuş olabilir..

Dese ki, “Mansur Bey ile kumar oynadık. Kaybettim.. Bu senedi düzenledim. Kumar borcu ödenmesi gerekmeyen borçlardandır. Ben de 600 bin doları, bunun için ödemiyorum.” 

Ne cevap verir Mansur Bey?

Yanlış anlaşılmasın..

“Mansur Bey kumar oynamıştır” demiyorum..

“Mansur Bey doğruyu açıklamak zorundadır” diyorum..

“600 bin dolarlık” alacağın sebebini açıklamazsa.. “O paraya mümkün değil, kavuşamaz” diyorum..

Gerisi Mansur Bey’e kalmış..

İsterse susar..

Davayı kaybeder..

Sustuğu için bazı seçmenlerden yine oy alır..

Ama paranın üzerine su içer..

Veya..

Gerçekleri bir bir anlatır..

HSYK üyesinden başlar.. Yargıtay üyelerine kadar.. İşin içinde kim varsa, samimi olarak itiraf eder..

Karşısındaki uyanığın, aslında o parayı, ilgili şirketten tahsil ettiğini anlatır..

600 bin dolarla, kızına, hayal ettiği evi alır..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23