• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Barışa kurşun

06 Temmuz 2025
A


Ali Akben İletişim:

Barışa kurşun

Ali Akben

Cumhuriyetimizin kuruluş dini İslam, Büyük Millet Meclisimizde dualarla açılınca, savaş yorgunu milletimiz derin bir nefes alıp oh demişti.

Günler ayları, aylar da yılları takip etmiş olanlar da olmaya başlamış ve gerçekler su yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Aradan uzun yılların geçmesi bile beklenmeden devletimiz dine ve dindara savaş açarak adeta insan avına çıkınca derin nefes alan yorgun halkta bir kaygı ve karamsarlık başlamış ve nerede ise günümüze kadar da devam etmişti.

O günlerden günümüze atlatılan badireleri sayacak değilim. Günümüzde bile çözülemeyen kördüğüm olmuşluğumuzu Devletimizin kurucu iradesinin yanlış iliklenmiş düğmesinden olduğunu düşünüyorum.

İki yakamızın bir araya gelememesinin sebebini de bu paradoksa bağlıyorum.

Dinde cahil, imanda piyade bir nesil yaratmakla övünülen yıllarda dünya milletleri fezaya kadar yol almış. Devletimiz ise enerjisini büyük oranda mazlum halkı aydınlatma adına, dinsizlik pompası ile şişirdikçe şişirmiş ve gelinen durum koca bir fiyasko.

Son çeyrek asırda bu prangadan kurtulmak için büyük çaba gösteren milletimize kimi zaman terörle kimi zaman ekonomik krizle kimi zaman da darbelerle engel olunmaya çalışılmış ama kör topal da olsa özgürlük yolunda yavaş adımlarla da olsa ilerliyoruz.

Takılan çelmeler olmasa bu hızla bile epey yol alınacak ama devletimiz türlü türlü belalarla mücadele etmek zorunda. Bir çelmeden kurtulsa diğerinin hemen hazırlandığı da bir gerçek.

Yeni çözüm sürecini de inkıtaya uğratmak ve birincisinde olduğu gibi yeni bir iç çatışma ortamı oluşturmak için sadece ecnebiler çaba sarf etmiyor. Sureti yerli adı sen ben olan çok sayıda dönme kripto ve mühtedi işbirlikçileri ile pusuda ve akşam sabah var güçleri ile çalışıyor çaba sarf ediyor.

Barışa kurşun olabilecek her şeyi kullanıyorlar. Hava şartlarının da tetiklediği son yangınlardan bile medet umanlar var.

Ekonomimizi çökertmek için var güçlerini kullanmalarına ve yerli malını boykot edecek kadar alçalmalarına rağmen çökmek şöyle dursun daha da mukavemetli olan bir devletimizin olduğunu gördükleri halde saldırılar devam ediyor.

Yolsuzluk çamuruna batmış olmaları bile bu kötücül niyetlerini değiştirmiyor.

Yanlış adreste suçlu arama behbahtlığı sadece kimliklerini değil aynı zamanda kişiliklerini de alçaltması bile uyanmalarına vesile olmuyorsa cehenneme kadar yolunuz var demek gerekiyor.

Yolsuzluk denizinin dibine kadar batmış; ülkeyi yönetme iddialı bir acezeden tutun da ana muhalefetin başına kadar geniş bir kesimin timsah gözyaşlarını görünce bu duruma nasıl gelindiğinin şaşkınlığı içindeyim.

Bugün yaşadığımız yolsuzluklar denizi, CHP iktidarının ilk skandalı değil.

Huylu huyundan vazgeçmiyor. Yıllar önce ne ise bugün de öyle. Sırça köşklerde yaşayan ve millete tepeden bakan güruhun genetiğinde yolsuzluk var. Sayısız yolsuzluklar hep yapılmış ama 1993 yılındaki İSKİ yolsuzluğu ile ülke uzun süre çalkalanmış ve halkımız CHP’ye iktidar yüzü göstermeme cezası vermişti.

İstanbul’dan başlayan, İzmir ve diğer CHP belediyelerini de içine alan yeni geniş bir yolsuzluk ağının sınırları her geçen gün genişlerken, CHP sempatizanı vatandaşlarımız, dedelerinin 1993 yılında gösterdiği gibi onurlu duruş sergilese ve sabrederek gelişmeleri takip etse daha omurgalı bir duruş olmaz mı!

CHP kimi zaman şaibeli seçim, kimi zaman dipçik, kimi zaman da son seçimlerde olduğu gibi halkın iradesi ile iş başına geldiği her dönemde maalesef ülkemiz ortaçağ şartlarında yaşamak zorunda bırakıldı. 

Her türlü karartma, karalama ve bel altı ahlaksız vuruşa rağmen milletimizin çoğunluğu olanı biteni sessiz ama vakur bir şekilde takip ediyor.

Yalan dolan vatandaşın aklını karıştırsa da yaşayarak gördükleri sayesinde yine doğrudan tarafa tercihini kullanarak, azgın azınlığın dümen suyuna gitmeyecek ve oturun oturduğunuz yerde diyecek.

Mehteran bölüğü gibi iki ileri bir geri gidiyor olmamız bile büyük başarı. Karınca misali de olsa şanımıza şerefimize yakışan bir yerde duruyor olmayı Rabbim nasip eylesin.

Sosyal medya soysuzlarının ismine cismine, titrine ve akademisine aldanarak hareket etmek yerine akıl mihengine vuralım ve cek cak edebiyatı yerine yapılan hizmetleri önceleyelim. İnsanımızın dinine diyanetine bakalım ama muamelat süzgecini de ihmal etmeyelim.

Eski Türkiye yok artık. Bu yeni Türkiye’ye ya alışacak ya alışacaksınız.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Cumhuriyet

Cumhuriyet nerde dine dindara savaş açmış. Yukarıda Allah var. Sahte şeylerle yapılan mücadele dine savaş mı olmuş. Bence çok ta yumuşak davranılmıs

Vay vay

Sayın yazar ,ülkenin içinde bulunduğu durumu yine iç ve dış güçlere baglamissiniz...Ülke ekonomisi FAIZ,DOLAR, ENFLASYON BATAKLIĞINDA yok oluyor...devletin başındakiler yapmadı mı bunu...zamlar,cezalar, vergilerimiz FAİZCİLERE gidiyor...bütçenin yüzde 23 ü sadece iç borç faizine gidiyor...550 milyar dolarlık dış borç var ve ne kadar faiz ödüyoruz, bilmiyorum...Rahmetli Erbakan hoca, FAIZ MİKROP GİBİDİR demişti..Bu mikrop bütün vücudu sarmış durumda...Toplum çürümüşluk içinde, şiddet dalgası ilkokullara kadar inmiş...SIMDI BUTUN BUNLARIN SEBEBI DIŞ YA DA IÇ GUÇLER MI...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23