Spor adı altında Müslümanların kutsal topraklarında ‘neyin’ organizasyonu?.
Spor adı altında Müslümanların kutsal topraklarında ‘neyin’ organizasyonu?.
Ahmet Gülümseyen
Suudi Arabistan’da gerçekleşip ve İslam ismiyle özdeşleşmeyen ‘İslami Dayanışma Oyunları’ isimli spor organizasyonu devam ediyor. Müslüman kimliğiyle bağdaşır olmamaktan da öte, ayrıştırıcı ve uzaklaştırıcı bir kuralların uygulamasının örnekleriyle dolu olan etkinlikler, Müslümanların kutsal olan toprakların yer aldığı ülkede, İslam Konferans Örgütüne bağlı 57 üyenin katılımıyla devam etmesinin, kabullenir bir yanı bulunmamaktadır.
Müslüman kimliğe ters, uygulanan şekliyle Kur’an ve Sünnetle çelişkili olması, spor adı altında gerçekleşmekle kalmayıp, katılım ve izleyici konumundaki Müslümanlar için meydana getirdiği/getirebileceği ‘tahribata’, ne yazık ki kimse ‘dur’ demiyor! Böyle bir süreç için yaptığımız yorumlara belki ‘abartıyorsunuz’ denilebilir!
İşte o vakit de, Diyanet İşleri Başkanlığına bir danışın, derim. Diyanet ‘İslami Dayanışma Oyunları’ şeklinde olmasa da, organizasyon içeriğinde yaşanan ve İslam ile çelişkili olan konular (dövme, kıyafet, mahremiyet v.b.) Diyanetin hazırlayıp ve Cuma günü okunan hutbelerde o kadar çok gündeme geldi ki! Ne diyelim, Allah (cc) bizleri ders alıp, hayatına uyarlananlardan eylesin inşallah. Amin.
İSMİNDEN ‘İSLAM’ KELİMESİ ÇIKARILMALI
Bugün devam eden kuraları ve yapılış şekliyle adının ‘İslam’dan Uzaklaştırma Oyunları’ olması gerektiğini savunduğumuz mevcut ‘İslami Dayanışma Oyunları’ isminin değiştirilmesi hususunda o denli sebep var ki.
Bugün yazılı ve sosyal medyaya düşen yarışmaların görüntüleri bile (istavroz çıkaran sporculardan, sporcunun kılık kıyafetine kadar, bayan ve erkek sporcuların aynı ortamda yarışmalarından, sergilenen bu tablonun tribünden izlenmesine kadar),
İslami Dayanışma Oyunlarındaki hassasiyete daha önceki yazılarımızda dikkat çekmiş, organizasyonun İslam ile bağdaşır hiçbir yanının olmadığı, ismindeki ‘İslam’ ibaresinin çıkarılması veya organizasyonun sonlandırılmasını, yine bu satırlarda birçok kez dillendirmiştik.Tüm bunları ‘bugün’ söylerken, tarihe de ‘spor’ maskesi altında nasıl bir ‘rezaleti’ miras bırakılacağı gerçeğini unutulmaması gerektiğini, bir kez daha yenilemek istiyoruz…
MADALYA SAYISI MARİFET SAYILMAMALI
Suudi Arabistan’da devam eden İslami Dayanışma Oyunları devam ederken, oyun kural ve kaidelerini koyan batılı, siyonist ve haçlı anlayışın hedeflerine ulaşmanın ‘memnuniyetini’ tahmin etmek zor değil.
Kurallarını, 1896 yılında Atina’da gerçekleştirilen bir spor organizasyonundan (Modern Olimpiyatlar) alan ve ‘modern’ diye de yıllardır sergilenen, tanımımızla ‘İslam’dan uzaklaştırma oyunlarına’ ülke olarak katılım elbette ki katılım göstermek zorunda değiliz.
Oyunların, kural ve kaideleri açısından İslam ile bağdaşmayan yönlerinin, bu durumun ise toplumumuz manevi tahribatına neden olduğu gerçeği göz önüne aldığımızda, organizasyonlara katılan sporcularının almış olduğu madalya ve ödüllerin çokluğuyla övünmek ne kadar doğru olabilir ki!
2022 yılında Konya’da yapılan ‘İslami Dayanışma Oyunları’ sürerken, o tarihte kalem aldığımız yazıdaki şu ifadeleri hatırladık; “Kadın güreşinin başlangıcının 28 Şubat dönemlerine denk gelmesi tesadüfi olabilir mi? İslam Oyunları adı altında organizasyonlar düzenleyebiliyor, kimse de bu duruma sesini çıkarmıyor….”
Sporumuzu yönetenlerin bırakın bu ‘rezalete’ dur demeyi, Konya’da gerçekleşen İslami Dayanışma Oyunları’nın, değer odaklı bir ortak proje olarak dünya çapında muazzam bir farkındalık oluşturacağından bahsettikleri, talihsiz günleri yaşadık, maalesef.
Sporumuzu yönetenler, geride kalan yıllardan gerekli dersleri çıkarıp, ona göre önlemler alması gerekirken, maalesef Suudi Arabistan’daki tarihsel süreçte geliştirilmiş güncel ‘rezaleti’ izlemekten öte, bir parçası olmaya devam ediyorlar…