• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Can Karahasanoğlu
Ahmet Can Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Kendimizi neden kaçarken buluruz? Hayatın gizli matematiği

12 Temmuz 2025
A


Ahmet Can Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Kendimizi neden kaçarken buluruz? Hayatın gizli matematiği

AHMET CAN KARAHASANOĞLU

İster mağlup olalım, ister zafer kazanalım; yaşadığımız hayata bir anlam yüklemek isteriz. Oysa isim vermek, tanımlamak peşin bir yenilgidir. Tanımladığı hayatın adına bazıları “düzen”, bazıları ise “tevafuk” der. 

Modern zıpırlar, “tevafuk” gibi harikulade bir kelimeye adeta hoyratça davranıp ona “rastlantı” diyor. “Kader” diyenler de var yaşananlara.

Bir süredir, hayatı özetleyen en fiyakalı ifadenin “paradoks” olduğunu düşünüyorum. İşte bu paradoks sayesinde yaşanılabilir oluyor hayat; kaosun içinde saklı paradoks... Evet, sistem size “kendini kaostan, paradokstan koru” diyecek. Ama hayat ona bir cevap veriyor: “Önce kendini unut...”

Devletin çizdiği sınırların keskinliği, kaosun düzensiz melodisinde bir anda yok olur. Kendini unuttuğun nisbette, o sınırları görünmez bir silgiyle silersin hayatından. Çünkü yaşamın gülümsediğini duyumsarsın. O; bir güneşin batışında, Afrikalı bir çocuğun ilk defa çikolata yiyişinde, bir Hamas direnişçisinin roketinde gülümser.

Sisteme zarar vermek isteyen yapılar bile örgütleşmek, yani kök salmak ister. Oysa yaşam, kök salınacak kadar uzun bir zaman sunmaz. Hayat sana “rüzgâr ol, uç” der...

Belki de gerçek paradoks budur: Hem buradasındır hem de yoksun. Hem zincirlenmişsin, hem de kanatların Hezarfen misali Galata’dan boşluğa açılıyor. İşte bu paradoks, sana her gün aynı soruyu sordurur: “Ben kimim?”

Sen bu sorunun cevabının peşine düştükçe, o cevap senden uzaklaşır. Çünkü senin işin cevabı bulmak değil, o soruyu diri tutacak bir hayat yaşamaktır.

Hayat, çözülecek bir düğüm değil; belki de içinde yeni karmaşık düğümler örülecek egzantrik bir ağdır. (Ahh ne güzel anlatırdı bunu yaşasaydı kuantum evliyası.) 

Bazen bu yüzden gece uyku tutmaz ve sebepsizce öylece karanlığa bakarsın. Dışarıda, o sokak lambasında bir sinek, sarı ışıkta döne döne yaklaşa yaklaşa ömrünü yakar. Senin o sinekten farkın yoktur; ama izleyen olunca, yananı hep öteki sanırsın. Kısadır ömrü o sineğin, ama parlayan bir yok oluşla sırıtır sana.

“İşte,” der , “beni izleyendin ama şimdi bana dönüştün.”

Paradoks burada ışıldar; ölümü ansızın hissedersin. Korkarsın... Ama ölüm olmasa, hayatın tadı da olmaz. Bunu öğrenmen için acı çekmen gerekir. Acı eşiğin arttıkça, nötr olan seni cezbeder. Oysa hazza odaklanan, sürekli bir üst seviyenin peşindedir. Ulaşamayacaktır Glamor Ülkesi’ne, ama arzunun şehveti çok güçlüdür.

İşte bu yüzden ölümü mükemmel bir sınır koyucu olarak görüyorum. Yapay bir sınır değil, sahici bir sınır...

Paradoks, insanlara Allah’ın en büyük hediyesi.

O paradoksu anlamaya çalışma. O kaosu yönetmeye de çalışma.

Sadece hayatın ince ve gizemli ritminin, tuhaflıklarla beslendiğini bil ve kendine sürekli bir kaçış planı belirle. Hicret de bu değil mi?

Rüyaların, suskunlukların, vejetaryen perhizlerin, kayboluşların, yolculukların sokağında bir yol ara... Bu yolu sen istersen arayabilirsin; hayat sana vermez. Ama verir gibi yaptığı için hep “Neden bir şeyler eksik hissediyorum?” diye hayıflanırsın. Bu yüzden sana verilmeyenin peşine düş.

Düş ki, o verilmeyene olan gayretin kader ağında yeni bir yol bulsun.

İşte o yolda gülümse.

Çünkü hüznün en sahici hali, gülümsemende gizli.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

nuri

Okumayı denedim ??!! Yarıya kadar gelebildim. Sana hayırlı işler. Yazar kardeş...

KİMMERYALI

Elinizde olmadan kendinizi inanmaya mecbur hissettiğiniz ya da doğru olduğuna inandığınız şeyler vardır;böyle olmalıdır bu zaten. Bu bir gizli paradokstur;ve tanrı burada gizlidir..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23