Gezi eylemlerinde, Dolmabahçe’de bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni basmak isteyen çapulcuları ve organizatörleri bulamayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; çapulcuları korumaya devam ediyor.
ORGANİZATÖRLER HALA BULUNAMADI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün; Gezi Parkı olaylarını organize eden, özel ve kamuya ait 589 aracı yakan, aralarında işyeri, parti ve kamu binalarının da yer aldığı 409 binayı tahrip eden provokatörlerin; MOBESE kayıtlarından hâlâ çözülememesi dikkat çekiyor. Gezi eylemcilerinin Dolmabahçe’de bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisini ve Başbakan’ın Ankara’da bulunan evini de basmaya çalıştıklarını hatırlatan Gazeteci-yazar Zihni Çakır, “Bunlar başbakanlık çalışma ofisini ve başbakanın Ankara’daki evini de basmaya çalışmıştılar. Bağıra bağıra başbakanın evinin kapısına dayanmış olmalarına rağmen üç polis dışında polis yoktu. Eylemlerin hepsi ortadadır. Dolmabahçe’deki olaya karışan kişilerin gerçek niyetlerini ortaya çıkarmak için kamera kayıtları gerekiyor ama polisin kontrolündeki mobese kameralarında bir tane bile görüntü yok.” dedi. Çakır, “Eğer orda botlarla özel harekât timleri gelmeseydi başbakanlık ofisi basılıp yağmalanacak ve tüm dünyada isyancılar başbakanlık ofisini ele geçirdi olarak duyulacaktı. Böylece hükümet indirilmiş olacaktı. Yargı bugün Türk milleti adına değil çapulcular adına karar verirken bu olayları da görmezden gelmiştir” ifadelerini kullandı.
ÇAKIR: “TÜRKİYE’DE YARGI ŞİRAZESİNDEN ÇIKMIŞTIR”
Ergenekon davasında tanıklık yapan Gazeteci-Yazar Zihni Çakır, İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını eleştirdi.
Çakır, mahkemenin verdiği kararla ‘Geziciler polise değil, polis Gezicilere saldırmış’ gibi bir algı ortaya çıktığını belirterek, “Gezi eylemcileri polis gazından korunmak için gaz maskesi kullandılar demenin başka bir okunma şekli yok. Burada mahkeme taraflı bir karar vererek ‘Türkiye bir polis devletidir’ demeye getirmiş. Allah rızası için kamu vicdanı buna karar versin: ‘Bir insanın üzerinde gaz maskesi neden bulunur?’ Bu insanlar sosyal medya dahil olmak üzere belirli bir örgütlenme biçimiyle aynı anda ve aynı noktadan düğmeye basılmış gibi devlete karşı bir girişimi neden yaparlar?” diye sordu.
Çakır, Gezi eylemlerini yönlendiren güç odaklarının kimler olduğunun da tek tek belli olduğunu belirterek, “Başbakanın bunu meşru olarak seçilmiş bir hükümeti yıkmaya yönelik bir illegal eylem olduğunu ve Türkiye’yi Ortadoğu’daki hal isyanıyla rejimi değiştirmeye yönelik eylemlere benzetirken, mahkemenin böyle bir karar vermesi normal değildir. Savcının ısrarla hazırlamış olduğu iddianamede, ‘Bu insanlar gezmek için bu malzemeleri yanında bulundurmadılar’ diye bir gerekçe öne sürmüşken, mahkeme bunu polisin sıktığı biber gazından korunmak için bulundurmuşlar diye değerlendirmişse, Türkiye de yargı şirazesinden çıkmış demektir” dedi.