Yabancı maden firmalarında oyun bitmiyor! Çalıyorlar, sömürüyorlar, teminata konu yapıyorlar… dahası da var; gerektiğinde de Ne üretiyorlar ne ürettiriyorlar!
Türkiye'de on binlerce maden ruhsatını ellerinde tutan yabancı maden firmalarının, bu madenleri hem işletmeyerek hem de işlettirmeyerek Türkiye'ye zarar verdikleri bildiriliyor. Dahası bu ruhsatları uluslararası borsalarda teminat olarak kullanıp Türkiye'ye bir kuruş ödemeden ucuz kredilere ulaşabilmeleri de cabası.
Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı madencilik firmalarının sayısı 800'ün üzerinde. Bu firmaların ellerinde tuttuğu ruhsat sayısı on binlerle ifade edilirken gerçekten üretim gerçekleştirilen sahalar ise birkaç yüzü geçmiyor.
Bu noktada "Bu kadar yabancı şirket, bu kadar ruhsatı elinde tutarak ne yapmaya çalışıyor?" sorusu akıllara geliyor.
Akit'e bilgi veren madencilik ve finans uzmanları bu soruya akla uygun iki cevap sıralayabiliyorlar.
Bunlardan ilki, yabancı maden firmaları ruhsatları üretime döndürmeden elde tutarak Türkiye'nin maden potansiyelinden faydalanmasını ve gelişmesini engelliyorlar.
İkinci maksat ise, yine ilk ihtimalle beraber Türkiye'nin mevcut ve potansiyel yer altı kaynakları, ruhsatları elinde tutan firmalar tarafından uluslararası maden borsalarında teminata konu edilip finansal güce çevriliyor. Bu noktada Türkiye'ye bilgi vermek, onay almak veya pay vermek gibi bir zorunluluk ve sorumluluk da hissedilmiyor maalesef.
Yani Türkiye, 'madenlerim işletilsin' diyerek taliplilere ruhsat veriyor, onlar ise işletme ruhsatına dönebilecek, akredite kurumlarca görünür ve muhtemel rezervleri açıkça ortaya konmuş sondaj sonuçlarını da dosyalarına ekleyerek Londra borsasında finans peşinde koşuyor ve bu paraları başka ülkelerdeki daha karlı operasyonlarına aktarıyorlar.
Hatta hatta bu paralar Türkiye bankalarına ve özel sektör holdinglere yüksek faizlerle borç olarak da verilebiliyor!
Uzun süre üretime geçmeyen maden ruhsatlarının iptaline ilişkin Hilmi Güler'in enerji bakanlığı döneminde ortaya konan iradenin tekrar devreye alınmasını tavsiye eden uzmanlar, o dönemde 3 yıl üretime geçmeyen ruhsatların geri çağrıldığını hatırlatıyorlar.
Yabancı firmaların bu hamleye de paravan başka firmalarını devreye sokup süreçleri uzatarak karşılık verdikleri de biliniyor.