Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi’nde meydana gelen fay hareketlerinin yavaş ve kademeli şekilde gerçekleştiğini belirtti. Bektaş, bu durumun enerjinin birikmeden aşamalı olarak boşalmasını sağladığını ve bunun da İstanbul açısından deprem riskini azaltan önemli bir faktör olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi’nde meydana gelen fay hareketlerinin yavaş ve kademeli şekilde gerçekleştiğini belirtti. Bektaş, bu durumun enerjinin birikmeden aşamalı olarak boşalmasını sağladığını ve bunun da İstanbul açısından deprem riskini azaltan önemli bir faktör olduğunu vurguladı.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi’ndeki fay hareketlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Sosyal medya üzerinden değerlendirme paylaşan Bektaş, bölgedeki fay kırılmalarının “yavaş ilerlediğini” belirterek, bunun İstanbul için avantaj sağlayabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Bektaş, 1999 İzmit Depremi’nin doğuya doğru “süper hızlı” (super shear) biçimde yayıldığını, Marmara Denizi yönüne ise hareketin “çok yavaş” (subshear) olduğunu hatırlattı. Bu bilgiyi 2001 ve 2010 yıllarında yapılan Bouchon ve diğer araştırmalarla desteklediğini vurguladı.
Bektaş ayrıca 2019’da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin de batıya doğru yavaş ilerlediğini belirterek, depremin enerjisini kademeli biçimde boşalttığını ve yıkıcı etkisinin sınırlı olduğunu söyledi.
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre Marmara Denizi altındaki kabuk yapısı ve fay hatlarının bu yavaş kırılma davranışını açıklayan Bektaş, “Kabuk yapısı ve fayların zayıflığı (creep), enerjinin yavaş ve sarsıntısız boşalmasını sağlıyor. Bu durum, deprem hasarını azaltıyor ve İstanbul için büyük bir avantaj oluşturuyor” dedi.