Uğur Mumcu suikastına katıldığı iddia edilen ancak Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü gün düğünü olduğu ortaya çıkmasına rağmen 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edilen Selam Gazetesi eski Dağıtım Müdürü Abdulhamit Çelik, Umut davasını anlatan kitap yazdı.
“SUİKAST GÜNÜ DÜĞÜNÜM VARDI”
Çelik, Uğur Mumcu suikastinde aktif rol oynadığının manşetlere taşındığını, suikast günü kendisinin Ankara’da İranlılarla bağlantıyı sağladığının iddia edildiğini hatırlattı. Kendisinin Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü saatlerde, Fatih İskenderpaşa Camii’nde öğle namazının ardından Tuba Akbulut ile dünya evine girdiğinin görüntü kayıtlarının çıkmasına rağmen Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edildiğini söyledi.
Çelik, “Bu davanın süreci, sadece Uğur Mumcu olayının aydınlatılmasına yönelik değildir. Belki de Türkiye’de son otuz yılda işlenen cinayetlerin tümünü veya çoğunluğunu bizim dosyamızla birleştirmişlerdir. Davayı açanlar yada davanın soruşturmacıları için delil olup olmaması önemli değildi. Olay tam bir hukuk cinayetidir. Gerçi olmayan hukukun cinayeti de olmaz. Hukuk adına konuşanların nasıl bir cinayet işledikleri, bu dava sürecinde tüm çıplaklığıyla ortaya konmuştur. Ve hâlâ aynı hukuksuzluğun devam etmesi için ellerinden ne geliyorsa yapmaya devam ediyorlar” dedi.
‘UĞUR MUMCU’YU BEN ÖLDÜRDÜM’
Çelik, Uğur Mumcu’nun katili ilan edilen pek çok insanın bu süreçte mağdur edildiğini hatırlatarak, “Her yakalanan insan, dönemin işkencecilerinin marifetiyle ‘Uğur Mumcu’yu ben öldürdüm’ demek zorunda bırakılmıştır. Bu işkenceci zihniyet devam ettiği sürece daha nice katiller türeyecektir. Umut davası, 28 Şubat ortamında gerçekleşmiş olan bir operasyondu. Bu operasyon tamamıyla muhalif güçleri sindirmeye yönelik bir hareket idi” ifadelerini kullandı.