Türk savunma sanayii, denizcilik alanında yeni bir dönüm noktasına daha imza attı.
Türkiye’nin ilk milli hücumbotu kamuoyuna tanıtılırken, projede yüksek yerlilik oranı ve entegre siber güvenlik uygulamaları dikkat çekti. STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, geminin teknik özellikleri ve savunma sanayii açısından taşıdığı önemi değerlendirdi.
Tamamen Yerli Sistemlerle Donatıldı
Güleryüz, milli hücumbotun üzerinde yer alan silah, sensör ve elektronik sistemlerin tamamının yerli firmalar tarafından geliştirildiğini belirterek, “Millilik anlamında en yüksek oranlara sahip gemimiz olmuş olacak” dedi. Hücumbotun 68 metre uzunluğa ve 39 knot azami hıza sahip olacağını belirten Güleryüz, bu özellikleriyle sığ sularda etkili operasyon kabiliyeti sunacağını vurguladı.
Gemide 76 mm baş top, satıhtan satıha güdümlü mermi sistemi, yakın hava savunma sistemi (PDMS), uzaktan kumandalı makineli tüfek sistemleri, Chaff/Dekoy sistemleri, savaş yönetim sistemi ve 3B arama radarı gibi çeşitli savunma donanımları yer alacak.
Korvet Yetkinliği, Hücumbot Hızı
Güleryüz, geminin özelliklerinin birçok ülkenin korvet sınıfındaki savaş gemileriyle kıyaslanabilir olduğunu, hatta ateş gücü açısından öne çıkabileceğini ifade etti. Hücumbotun, su üstü harbi görevlerinde etkili olacak şekilde tasarlandığını belirten Güleryüz, geminin uzun menzilli saldırı kapasitesi ve hava savunma sistemleriyle de donatıldığını söyledi.
Siber Güvenlik Tasarımla Birlikte Planlandı
Projede dikkat çeken bir diğer yenilik ise siber güvenliğin daha tasarım aşamasından itibaren ele alınmış olması. Güleryüz, STM’nin siber güvenlik alanında da aktif rol oynadığını belirterek, “Bu gemi, tasarım süreciyle birlikte siber güvenlik çözümlerinin entegre edildiği ilk platform olacak” dedi. Günümüzde siber tehditlerin savaş alanındaki etkisine dikkat çeken Güleryüz, platform güvenliğinin artık stratejik bir öncelik haline geldiğini vurguladı.
İhracat Potansiyeline Sahip
Milli hücumbot projesinin yalnızca Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacağını belirten Güleryüz, bu alanda elde edilen deneyimlerin ihracat açısından da önemli bir fırsat doğuracağını ifade etti. İlk prototipin üretimi için 8 Temmuz’da sac kesiminin gerçekleştirildiğini hatırlatan Güleryüz, seri üretim sürecine de hızla geçileceğini belirtti.
