Türkiye’de gıda güvenliği alarm veriyor. Sucukta sakatat, peynirde ilaç, domuz eti, sulandırılmış süt ve talaş karıştırılmış baharatlar raflara giriyor. Denetimlerin yetersizliği ve caydırıcı olmayan cezalar sorunu büyütürken, uzmanlar ağır yaptırımlar ve tüketici bilincinin şart olduğunu vurguluyor.
Türkiye’de gıda güvenliği alarm veriyor. Sucukta sakatat, peynirde ilaç, domuz eti, sulandırılmış süt ve talaş karıştırılmış baharatlar raflara giriyor. Denetimlerin yetersizliği ve caydırıcı olmayan cezalar sorunu büyütürken, uzmanlar ağır yaptırımlar ve tüketici bilincinin şart olduğunu vurguluyor.
Türkiye’de gıda güvenliği meselesi her geçen gün daha da vahim bir hâl alıyor. Vatandaşın sağlığı hiçe sayılırken, taklit ve tağşiş vakaları artmaya devam ediyor. Sucuklarda sakatat eti, peynirlerde mantar önleyici ilaç kalıntısı, dana eti diye domuz eti satılması, sulandırılmış sütler ve talaş karıştırılmış baharatlar bu tabloyu gözler önüne seriyor. Ekonomik değeri yüksek ürünlerde hilelerin daha yoğun yapılması ise hem halk sağlığını hem de tüketici güvenini tehdit ediyor.
Denetimler yetersiz, cezalar caydırıcı değil
Gıda Mühendisleri Birliği, ülkede kayıtlı yaklaşık 730 bin işletmenin bulunduğunu, buna karşın bu işletmeleri kontrol edecek gıda mühendisi sayısının yok denecek kadar az olduğunu hatırlatıyor. Her bir denetim ekibine yüzlerce işletmenin düşmesi, etkin kontrolü imkânsız hâle getiriyor.
Ayrıca mesele yalnızca teknik değil, aynı zamanda ciddi ahlâkî bir problem. İnsan sağlığını hiçe sayarak kazanç elde etmeyi hedefleyen firmalar, denetimlerin yetişmediği boşluklardan faydalanıyor.
Daha ağır yaptırımlar şart
Bugün uygulanan para cezalarının düşük kalması, hile yapan firmaların cesaretini artırıyor. Vatandaşın canına kasteden ürünlerin birkaç bin lira ceza ile geçiştirilmesi, sorunun daha da büyümesine yol açıyor. Uzmanlara göre, gıdada olmaması gereken maddeleri bilerek kullanan ve bu ürünleri raflara koyan işletmelere iş yeri kapatma dâhil çok daha ağır cezalar verilmesi gerekiyor. Bu tür sert yaptırımlar, hem caydırıcılık sağlayacak hem de toplumsal güvenin yeniden tesisine katkı sunacaktır.
Tüketici bilinci ve devlet kararlılığı
Diğer yandan tüketicilerin de bilinçlenmesi, etiket okuma alışkanlığının gelişmesi ve şüpheli ürünlerin ihbar edilmesi hayati önem taşıyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise bakanlığın bu konuda kararlı olduğunu belirterek, ağustos ayında yapılan yüz bini aşkın denetim ve milyonlarca liralık cezayı örnek gösteriyor. Yumaklı, “Gıda güvenliği kırmızı çizgimizdir” diyerek vatandaşın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için denetimlerin aralıksız süreceğini vurguluyor.
Türkiye Gazetesi