Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı överken iki liderin tavrı büyük dikkat çekti
Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen zirvede imzalanan Şarm el-Şeyh Anlaşması’nın töreninde, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözlerinin ardından salonda yükselen alkışlara iki liderin katılmaması kameralarca kayda geçti.
İmza töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile aynı masada oturan Trump, Orta Doğu’daki barış sürecine katkı sunan liderlere teşekkür etti. Konuşmasının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrı bir parantez açan Trump, “Ordusu, onun söylediğinden çok daha güçlü… Son zamanlardaki bazı süreçlere bakarsanız, kazanıyordu ama hiçbir övgü istemiyor. Sert bir adam ama benim dostum ve ona ihtiyacım olduğunda her zaman yanımda oldu. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı. Bu sözlerin ardından salonda yoğun alkış yükselirken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in ellerini birbirine vurmadığı anlar görüntülere yansıdı.
“DİPLOMATİK MESAJ MI?”
Sosyal medyada paylaşılan kesitlerde iki liderin mimikleri ve oturuş düzeni mercek altına alınırken, yorumların bir kısmında bu tutumun “protokol içinde sessiz bir itiraz” niteliği taşıdığı savunuldu. Bazı kullanıcılar, Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz’deki gerilim başlıkları nedeniyle bu davranışın “beklenen bir refleks” olduğunu ileri sürdü. Karşıt görüşteki yorumlarda ise zirve atmosferinde sembolik jestlerin abartılmaması gerektiği, asıl fotoğrafın masadaki diyalog ve metinlerde aranması gerektiği vurgulandı.
Uluslararası zirvelerde liderlerin konuşmalarına verilen tepkiler—alkış, ayağa kalkma, baş selamı ya da nötr kalış—çoğu zaman mesaj taşıyan sembolik işaretler olarak okunuyor. Bu bağlamda Hristodulidis–Miçotakis ikilisinin “alkışsızlığı”, kendi kamuoylarına ve bölgesel dengeye dönük bir protokol jesti olarak değerlendirildi. Ne var ki bu tür sembolik anlar, resmi tutum değişikliklerini tek başına göstermeye yetmiyor; nihai tablo, toplantı tutanakları, ikili görüşme içerikleri ve ortak bildirilerle netleşiyor.
MASADA BARIŞ VE GÜVENLİK BAŞLIKLARI
Şarm el-Şeyh’te liderlerin odaklandığı başlıklar arasında bölgesel ateşkes mimarisi, insani yardımların sürekliliği, güven artırıcı önlemler ve sınır güvenliği gibi dosyalar öne çıktı. Törene eşlik eden açıklamalar, “kalıcı düzenleme” ve “izleme-denetim mekanizmaları” gibi teknik ayrıntıların ilerleyen oturumlarda somutlaşacağına işaret etti. Trump’ın Erdoğan’a yönelttiği teşekkür, özellikle güvenlik ve ara buluculuk kanallarında Ankara’nın rolüne vurgu olarak okundu.
ANKARA–ATİNA–LEFKOŞA HATTINDA YANSIMALAR
Görüntülerin Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimindeki kamuoylarına yansıması farklı oldu. Türk kamuoyunda Trump’ın övgüleri “diplomatik kredi” şeklinde yorumlanırken, Yunan ve Rum medyasında alkışsızlık “mesaj” başlığıyla öne çıkarıldı. Bölge uzmanlarına göre bu tür sembolik detaylar, kısa vadede iç siyasette destek devşirme işlevi görse de, orta vadede belirleyici olan; sahadaki iş birliği, kriz yönetimi kanalları ve teknik müzakere başlıklarında alınacak somut sonuçlar olacak.
Zirveden yansıyan alkış ve sessizlik anları, diplomasi sahnesinin görünür yüzü. Ancak gerçek politika; enerji güvenliği, göç yönetimi, ticaret akışları ve savunma diplomasisi gibi dosyalarda ölçülebilir ilerleme gerektiriyor. Bu nedenle, bugünün “alkışsızlık” tartışması, yarının müzakere masalarında nasıl bir denge kurulacağına dair yalnızca küçük bir ipucu sunuyor.
