Troller üzerinden hedef gösteriyorlar! CHP’yi eleştiren namlunun ucunda
FETÖ’nün sızdırdığı kişisel verileri ele geçiren CHP trolleri, partilerinde dönen yolsuzlukları, taciz ve tecavüzü anlatan duyarlı vatandaşların kişisel verilerini sosyal medya platformlarında paylaşarak hedef haline getiriyor.
Sebahattin Ayan İstanbul
Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kozmik odasına girerek milyonlarca İstanbullunun kişisel verilerine erişen CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun skandal hareketi hafızalardaki yerini korurken, Saraçhane trolleri şimdi de kirli bir karalama kampanyası başlattı. FETÖ’nün sızdırdığı kişisel verileri ele geçiren CHP trolleri, İmamoğlu’na ve partiye yönelik en ufak eleştiriyi yapan muhaliflerin kişisel verilerini ihlal ediyor. CHP’de dönen yolsuzlukları, taciz ve tecavüzü anlatan duyarlı vatandaşlar sosyal medya platformlarında kişisel verileri ifşa edilerek adeta konuşamaz hale getiriliyor.
“@sosturk” VE “Nuhoğlu”
Adresinden nüfus bilgilerine, iletişim bilgilerinden özel yaşamına kadar bütün verileri pervasızca sanal platformlarda paylaşan CHP’nin trolleri, insanların can güvenliğini ve aile hayatını tehdit ediyor. Sosyal medya platformu X’te ‘@sosturk_’ kullanıcı adı ve ‘Nuhoğlu’ isimli kişi, yolsuzluktan tutuklanan sabık İBB Başkanı İmamoğlu hakkında paylaşım yapanların kişisel verilerini ifşa ediyor. Bu kullanıcı, son olarak E.Ç adlı bir vatandaşın nüfus ve adres gibi kişisel bilgilerini paylaşarak hedef tahtasına oturttu. Konuyla ilgili gazetemize konuşan hukukçular ise bu tür eylemlerin “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak paylaşılması” suçlarını barındırdığına dikkat çekerken ifşaların, can güvenliğini tehdit ettiğini ve kamuoyunun korkutulmasına yönelik bir baskı aracı olarak kullanıldığını söylediler.
KİŞİSEL VERİLERİMİZ SATILIYOR
Avukat Emre Tekmen, şunları dile getirdi: “Son dönemde kamuoyunda sıkça gündeme gelen iddialar doğrultusunda, birçok e-ticaret platformu ve çeşitli dijital kuruluşun vatandaşlara ait kişisel verileri üçüncü taraflara sattığı veya izinsiz şekilde paylaştığı yönünde ciddi endişeler oluşmuştur. Vatandaşlarımızın adres, iletişim, alışveriş geçmişi ve sosyal medya davranışları gibi pek çok özel bilgisinin rızaları dışında satışa çıkarıldığı iddiası, bireylerin temel hak ve özgürlükleri bakımından son derece tehlikeli bir tabloyu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, kişisel verilerin yasa dışı yollarla elde edilmesi ve paylaşılmasında kullanılan yöntemler de giderek çeşitlenmektedir. Bunlardan ilki, data leakage (veri sızıntısı) olarak adlandırılan, daha önce çeşitli mecralardan toplanmış verilerin düzenlenerek arayüzlü yazılımlar aracılığıyla paneller hâline getirilmesidir. İkinci yöntem ise, daha vahimdir! Kapalı devre sistemlerde çalışan bilgisayarlara virüsler aracılığıyla veya kurum içerisindeki kişiler eliyle, gerçek zamanlı olarak kişisel verilerin dışarıya aktarılmasıdır. Bu yöntemler, açıkça organize siber suç faaliyetleri kapsamında değerlendirilmelidir. Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesince kişisel verileri hukuka aykırı şekilde başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi hakkında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Ancak mevcut yaptırımların özellikle bu suçları işleyen kişilerin yaşlarının çoğunlukla 18 yaşın altında olması nedeniyle caydırıcılıktan uzak kaldığı görülmektedir. Reşit olmamada uygulanan ceza indirimleri, fiillerin yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır. Ayrıca kişisel verilerin paylaşıldığı sosyal medya platformları yabancı merkezli şirketler oldukları için iş birliği yapma konusunda sınırlı sorumluluk taşımaktadırlar. Temsilcilikleri bulunsa dahi, uygulamada mağduriyetlerin giderilmesinde yetersiz kalındığı gözlemlenmektedir.
CAYDIRICI CEZALAR VERİLMELİ
Bu nedenle, devletimizin kişisel verilerin yasa dışı şekilde paylaşıldığı dijital platformlara yönelik hukuki, idari ve teknik denetimleri artırması, ilgili kanunlarda cezai yaptırımları güçlendirecek şekilde düzenlemelere gitmesi ve kişisel veri ihlallerinin ağır ceza mahkemelerinde yargılanmasını sağlayacak ağır müeyyideli bir yasal düzenlemenin yapılması büyük önem arz etmektedir. Aynı şekilde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kamu kurumlarının, bu konuda etkin regülasyon ve denetim görevlerini ivedilikle yerine getirmesi elzemdir. Devletimizin, vatandaşlarımızın dijital güvenliğini ve özel hayatın gizliliğini koruma yönündeki yükümlülüğü, bu süreçte hayati bir rol oynamaktadır.”